Gençlere Dair * Işıl Soğukpınar

Bildiğimiz hikâyedir.

Yaşlı bir adamın evinin önünde çocuklar toplanmış, top oynuyorlarmış. Adam bu durumdan rahatsız olmuş ve çocukları uyarmış. “Yapmayın evladım başka yerde oynayın “demiş. Ertesi gün çocuklar aynı saatte tekrar oynamaya başlamışlar.

Adamın aklına bir fikir gelmiş. Çocukların yanına gitmiş.”Alın size 10 lira. Aferin çok güzel oynuyorsunuz” demiş. Çocuklar keyifle oynamaya devam etmişler. Ertesi gün çocuklar yine oynuyorlarmış. Adam yanlarına gitmiş. Bu sefer 5 lira vermiş. Biraz bozulsalar da kabul etmişler. Bir sonraki gün adamı gören çocuklar tekrar para istemişler.

Adam “Kusura bakmayın evladım bugün param yok size veremeyeceğim” demiş. Çocuklar bu duruma kızmışlar.”Para almadan bu işi yapamayız. Biz işi bırakıyoruz “demişler.

Öğrencilerim, gençler hep aklımdaki. Başarıyı nasıl yakalarlar ve sürdürebilirler? Motivasyonu ellerinde nasıl tutmalılar? Gerçi motivasyon sözcüğü için ” isteklenme, harekete geçme enerjisi” tanımlamasını kullanmak istiyorum.

YGS yaklaştıkça öğrencilerimde görüyorum, yarış duygusuyla gerginlik artıyor. Eğitim sistemimizin de etkisiyle çoğumuz hayata bir yarış gözüyle bakıyoruz. Sürekli birilerini geçmeye çalışıyoruz. Zirveleri, zorlukları, sınavları başarıyla aşmak için çabalıyoruz. Bir adım öne geçince daha mutlu olacağımızı düşünüyoruz.

İşin garip yanı, hayat bir yarış ise bu yarış ölene kadar bitmiyor. Çünkü iyinin de iyisi var. Geçtiğimiz her kişiden sonra karşımıza geçmemiz gerektiğini düşündüğümüz bir başkası çıkıyor. Bitirdiğimiz bir yarışın tadına varamadan, başka bir yarışa başlamış oluyoruz.

Başarı serüveni ilk adımı atacağımız güne kadar çok çekici görünmektedir. Ancak kişi rahatlık bölgesinden çıkma konusunda fazla hevesli değildir. Biliyoruz ki tırmanma gününe kadar bütün dağlar davetkâr görünmektedir.

Kaygı duyguları her zaman için rahatlık alanının dışına çıkan insanlarla bir aradadır. Başlangıçta bu duygular bir güvensizlik hissinin duyulmasına neden olur. Gerçek tehlike burada bulunmaktadır. İnsanlar güvenlik alanlarında kendilerini emin hissederler. Bu onların tembel olmalarından kaynaklanmaz. Yalnızca güvensizlikten sakınmak istemektedirler.

Elif Şafak'ın Siyah Süt adlı romanında dediği gibi: “İnsanların ezici çoğunluğu ne yazık ki sıradanlık ve monotonluk içinde yaşayıp gidiyor. Öylesine. Ha var ha yok. Her gün aynı.

Sevgili Geçler temennim; sıradanlık sizden uzakolsun, sizin için hep aynı olan, isteklenme enerjiniz olsun. Geleceğiniz sizlerin ellerinde. Hareketlenme enerjiniz bitmesin. Unutmayın, açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.