Şiirler, Şairlerinin Midir? * Işıl Soğukpınar

Yılın ilk ayı, ocak ayını sevmem uzun zamandır. Kış mevsiminin yüreği soğutan aylarındandır; en sevimsizi, en kanlısı, en faili meçhulü, kayıpların en fazla yaşandığı ay ocaktır çünkü.

Arkadaş Zekai Özger'i Uğur Mumcu'yu, Metin Göktepe'yi, Onat Kutlar'ı, Cemal Süreya'yı, Necati Cumali'yi, Sabahattin Eyüboğlu'nu, Mehmet Emin Yurdakul'u, Mehmet Kaplan'ı, Mammer Aksoy'u, Özdemir Asaf'ı, Halide Edip Adıvar'ı, Arif Nihat Asya'yı aramızdan alan soğuk ocak ayıdır.

Hepsi için ayrı sızlar yüreğimiz.
Ne gariptir ki Gazeteciler Günü yine ocak ayına denk gelir.

İyi ki doğdun Arkadaş. 12 ocak, devrimci şair Arkadaş Zekai Özger'in 66. yaş günü. Sadece 25 yıl süren hayatına şiiri, aşkı ve mücadeleyi sığdıran bir şair. 12 Mart döneminde işkence gören Arkadaş Özger, Siyasal Bilgiler Fakültesinin basıldığı gün dövülür, başına ağır darbeler alır. 5 Mayıs 1973'te sokakta ölü bulunur. Ölüm nedeni ise raporlara “beyin kanaması” olarak geçer.
…..
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir Aşkla Sana / Arkadaş Zekai Özger

“Yiğidim aslanım” müziğini ne zaman duysam gazeteci yazar Uğur Mumcu gelir aklıma. Yaşamına yazılarından şahit olduğumuz o cesur sesin acısı düşer yüreklere bu ayda. Cesaretin, dürüstlüğün simgesi haline gelmiş bir gazeteci, bir yazar ve büyük bir araştırmacıyı biz maalesef üzerinde «Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi» yazan siyah beyaz fotoğrafıyla tanışmışızdır.

Onat Kutlar: «Sordum kendi kendime ne yapılabilir çamurdan? Heykel. Acılardan? Aşk. Yoksulluklardan bir devrim bile yapılabilir. Ama hiçbir şey hiçbir şey yapılamaz ayrılıklardan» demiş.

1981'den ölümüne kadar İstanbul Kültür ve Sanat Vakfında Yönetim ve İcra Kurulu üyesi olarak bulundu. The Marmara Oteli'ndeyken, oraya konulmuş bir bombanın patlaması sonucunda ağır yaralanarak 11.01.1995 tarihinde öldü.

Bütün bir haziran evin önünde
Akasyanın dallarını eğerken rüzgar
İpeğe kırmızı bir gül işlerdi
Kulağı ıssız ve tozlu yollarda
….
Uzak denizlerden atlar geçerdi
Bulutlar güze yakın gözlerinden
Bekledi ölümün beyaz elinde
Solgun bir gül oluncaya kadar (Onat Kutlar)

Ay büyürken uyuyamayan şair Necati Cumali 1921 yılında Florina'da doğdu. 10 Ocak 2001 tarihinde İstanbul'da yaşama veda etti.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında şiirlerle yazın yaşamına giren Cumalı, ilk şiirini Urla Halkevi dergisinde yayımladı. Daha sonra yeni edebiyat anlayışını savunan dönemin tüm ilerici / yenilikçi dergilerinde yazmayı sürdüren Cumalı, şiirlerini Varlık, Uyanış, Yeni İnsanlık gibi dergilerde yayımladı. Cumali, Ulus gazetesinin sanat sayfası ile Varlık, Ülkü ve Ankara dergilerinde sürekli olarak şiirlerini yayınladı, bu arada daha lise sıralarındayken Sabahattin Ali'nin etkisiyle başladığı öykü yazarlığını da sürdürdü.

Akdeniz göklerinden
Köpüklerden, limon çiçeklerinden
Gözlerimde kalan
Güzel aydınlık
-Nesrin'i bir defa öptüm

Beyaz badanalı odam
Annemin yüzüne, soframıza
Gençlik hülyalarıma düşen
Güzel aydınlık
-Ümitsiz kaldıkça seni düşündüm

Biz fakirdik ama iyi insanlardık
Bolluk yıllarında da
Felâket günlerinde de
Seni yanı başımda gördüm
Güzel aydınlık
Tatlı aydınlık (Necati Cumali)
İkinci Yenicilerin önemli ismi Cemal Süreya'nın ölümünün 24'üncü yıldönümüydü bu hafta. Genç şairlerin şapkasını şiirlerle dolduran Cemal Süreya 'Sizin Hiç Babanız Öldü mü?” şiiriyle kim bilir kaç babasını kaybetmişe teselli oldu.
Kim bilir kaç genç şairin şapkasına doldurduğu çiçekleri sevda sözlerine, şiire çevirdi. Cemal Süreya'yı keşke sadece bu yüzden sevseydik. Aşkın vitrinlerde yaşandığı bir devirde aşkı hatırlatır. 9 Ocak 1990, şairin ölüm günü değil, şairin, şiirin, faili meçhul şiirlerin bile ölmeyeceğinin ispatıdır bir kez daha. Çünkü şiir, yazanının değil ona ihtiyacı olanındır artık.

Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu…. .(Cemal Süreya)