Fakir Baykurt Anılıyor * Mehmet Hekim

Yarın Köy Enstitülü ünlü yazarımız Fakir Baykurt'u ölümünün 14.yılında anıyoruz. Anma etkinlikleri çerçevesinde Eğitim İş Sendikası, yarın yani 11 Ekim 2013 günü yazarın memleketi Yeşilova İlçesinde “Fakir Baykurt Parkı ve rölyef açılışı, Burdur'da da Onur ödülü töreni ve fotoğraf sergisi” etkinliği gerçekleştirecek.
Fakir Baykurt'u anlamak için özellikle son döneminde çıkan ve tüm yaşamını anlatan 8 kitaplık ” Öz yaşam ” serisini okumak gerekir. Hayatını anlattığı bu kitaplardan ben çok etkilendim. Cumhuriyetin ilk yıllarında dünyaya gelen sümüklü köy çocuğunun yaşam öyküsünden başlayan mücadelesi Köy Enstitüsüne giden “Delikanlı” ile devam ediyor. Delikanlı İlk Öğretmenliğini Kavacık Köyünde başlıyor, ardından başlayan sürgünlerini Köşe Bucak Anadolu kitabında anlatmış Fakir Hoca. Lider Öğretmen örgütçü insan olarak TÖS yılları, tutuklamalar, hapisler, ardından genç yaşta emekli ve Almanya yılları… Yaşamı boyunca 13 roman, 17 öykü, 5 deneme,8 özyaşam,2 şiir, 4 çocuk, 1 gezi kitabı, bütün bu eserlerine karşılık 11 ödül alan yazarımız gerçek bir Anadolu aydınlanmacısıydı. “Dikenlerin arasından çıkıp gelmiş bir yazarım ben. Yüzyıllarca karanlıkta bırakılmış köylerin birinden, Akçaköy'denim. Ailem yoksuldu. Anam babam okuma yazma bilmiyordu. Köyümüzde geçten geç açılan ilkokul yalnızca üç sınıflıydı. Evimizde bir tek kitap yoktu. Cumhuriyet beni götürdü, açtığı Köy Enstitüsünde eğitti, öğretmen yaptı; elime kalem verdi yurdun yazarları arasına kattı”.
“Biz, Enstitülerde okuma olanağı bulan köy çocukları Hakkı Tonguç'a baba dedik. Kan babamız değildi ama eğitim babamızdı.”
Fakir Baykurt hep halktan aldığını halka verdi. Otuz yıllık ” gurbet sürgününde ” onlarla birlikte oldu. Fakir'in eserlerinde halkına ve köylüsüne olan sevgisini ve içtenliğini görürüz. Fakir Baykurt, yaşamadan kaynaklanan gözlemlere dayalı yüze varan öyküsüyle onu aşan romanının nasıl oluşturduğunu şöyle açıklıyor: ” İşin sanırım en can alıcı yanı şurasıdır. Burada her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişi, her yosmanın ayrı bir sakız çatlatışı vardır. Ben günlük tutmam ama not tutarım. Bir sürü gereci, ayrıntıyı: çağrışım, gözlem, dinleme, duyma yoluyla ufak tefek kâğıtlara yazar biriktiririm.”
Son nefesine kadar ülkesini düşündü. Son nefesine kadar eğitimciliğini bırakmadı. Son nefesine kadar ” ne bir haram yedi, ne bir cana kıydı-ekmek kadar temiz, su gibi aydın!”dı.
Burdur'un Akçaköy ' ünden Karaveli'yle Elifçe' nin oğlu Tahir bilinen adıyla Fakir Baykurt 11 Ekim 1999 günü şafak sökerken, yeni bir günün doğuşunu göremeden yaşama gözlerinin yumdu!
Toprağın bol olsun, seni hiç unutmayacağız Anadolu Aydınlanmacısı!