Eğitim ve Kültür Dünyamızdan Güncel Notlar * Kemal Kocabaş

Türkiye kritik bir seçime gidiyor. Meydanlar yavaş yavaş hareketleniyor. Konuşmalar, atışmalar sertleşiyor. Türkiye?de ?Torba Yasasına? karşı çalışanlar ayakta. Kızılay?dan TBMM?e gitmeleri engelleniyor. Ortadoğu?da ise halklar direnişte, diktatörler sallanıyor. Özgürlük isteyen kitleler Tunus, Mısır ve Ürdün?de meydanlarda yönetimleri sarsıyor. Ülkede ve yakın coğrafyamızda bu süreçler yaşanırken Türkiye?nin eğitim ve kültür dünyasında ilginç-çarpıcı olaylar da yaşanıyor.
Prof. Dr. Mehmet Nevid Kodallı; 1925 Mersin doğumlu, 2009 yılında Mersin?de vefat eden, ünlü Cumhuriyet dönemi ikinci kuşak bestecilerinden. Bir sanatçı, kompozitör, orkestra şefi ve müzik eğitmeni. Cahit Külebi?nin bir şiiri üzerine bestelediği Atatürk Oratoryosu, Orhan Asena?nın sözlerini yazdığı Gılgamış Operası, Van Gogh Operası, Hürrem Sultan Balesi gibi önemli eserlere imza atmış bir devlet sanatçısı. Mersin Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi 1990-2000 eğitim öğretim yılında hizmete girer ve adını Mersinli ünlü müzisyen, sanat insanı Nevit Kodallı?dan alır. Müzik ve resim bölümlerinden oluşan lise ilk mezunlarını da 2002-2003 eğitim öğretim yılında verir.
Mersin Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Ocak ayının ilk haftasında ülke gündemindeydi. Okul yönetimi kız ve erkek öğrencileri bir arada olmaması için ilginç kararlar aldı. Bunlardan en garip olanı erkek ve kız öğrencilerin birbirlerine ancak 45 cm yaklaşabileceklerine ilişkin bilimsel(!) yaklaşımdır. Karara öğrenciler ve öğrenci velileri itiraz ederek, basın açıklaması yaparak, okul bahçesinde ve değişik platformlarda okul yönetimini kınarlar. Velilere göre; okul yönetimi kız ve erkek öğrencilerin yan yana oturmasını yasaklıyor, yatılı bölümde kalan kız ve erkek öğrencilerin aynı ortamda bulunmaması için etüt derslerini kaldırıyor, erkek ve kız öğrencilerin yemekhanelerini ayırıyor, okul yurdunun içerisindeki erkek ve kızların kaldığı bölümler arasına demir parmaklıklar çekiliyor, kız öğrencilerin çizme giymesi yasaklanıyor. Mersin Milli Eğitim Müdürü ve Milli Eğitim Bakanı basına yansıyan bu haberleri yalanlıyor, bir gençlik örgütünün bu haberleri ürettiğini ifade ederek yaşanılan olayı örtbas etmeye çalışıyorlar. Okulun kurucu müdürü Fatma Özaksoy basına yaptığı açıklamada okulda uzmanlığa dayalı olmayan bir kadrolaşma yaşandığını, yönetici olarak okula özellikle sanat alanları dışından ilahiyatçı, tarihçi öğretmenlerin atandığını ifade ederek, kurucu müdür olarak okulun içinde bulunduğu durum nedeniyle üzüntülerini, hayal kırıklıklarını ifade ediyordu. Muhafazakarlık ve sanatın yaratıcılığı karşı karşıyaydı. Resim ve müzik gibi yaratıcılık ve özgürlük kavramının öne çıktığı sanatla ilgili bir lisede ?muhafazakar? bir iklim üretilmeye çalışılıyordu. Muhafazakarlığın sanata, kültüre bakışı ülke gündeminde tekrar yer alıyordu, tabii ki 45 cm gibi olağanüstü(!) bir yaratıcılık örneği ile. ?Ucube? kelimesi, Sayın Başbakan tarafından Ocak ayında tartışma gündemimize, sözcük dağarcığımıza yıldırım hızıyla (!) bir ?sanat eseri yorumu? olarak girdi. ?İnsanlık Anıtı? eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu zamanında, 2009 yılında ünlü heykeltraş Mehmet Aksoy tarafından yapılır. Mehmet Aksoy tarafından yapılan heykel için Sayın Başbakanın yorumu sonucu vazifeden görev çıkaran Kars Belediyesi de heykeli kaldırma kararı alır. 2010 Haziran ayında bir söyleşi için gittiğim, yüzyılların acılarından ayakta kalmaya çalışan ?Ani Harabeleri? gezisi sonrası Kars?ta gördüğüm ?İnsanlık Anıtı? bir sanat eseri olarak görkemiyle ?insanlığın barış özlemini? sergiliyordu. Heykeltıraş Mehmet Aksoy?un yaptığı ?İnsanlık Anıtı? heykeli, Kars Kalesi'ne bakan Sukapı Mahallesi'ndeki tepeye yerleşmiş. 30-35 metre yüksekliği ile Türkiye?nin en büyük heykeli olan eser yakın yerleşim yerlerinden ve Ermenistan`'dan da görülebiliyor. Heykelin düşey bölümünde ikiye bölünmüş bir insan figürü yer alıyor. Barışı ve umudu temsil edecek şekilde figürlerden biri eliyle diğerinin omzuna dokunuyor. Mehmet Aksoy bu heykelle Kafkas?lara yönelik barış çağrısını dile getiriyor. Eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu basına yaptığı açıklamalarda Başbakan?ın ?ucube? yorumunun toplum tarafından değerlendirileceğini söyleyerek “Burayı kentsel dönüşüm çerçevesinde yaptırdık. Burada bir insanlık anıtı olsun, insanlığın değerlerini yitirdiği, savaşan dünyada, Sarıkamış?ta 90 bin askerimizin şehit olduğu, acıların çekildiği bu coğrafyadan insanlık mesajı verelim istedik. Gerek Ermenistan?daki, gerekse Iğdır?daki soykırım anıtlarına karşı soykırım yapılmadığının anıtını yaptırdık. Çünkü soykırım anıtları bize göre halklar arasında kan davasını pompalıyor.? Heykeltraş Mehmet Aksoy ise olaya tepki göstererek ? Ben orada bir insanın ortadan ikiye bölünmüş ve karşı karşıya konulmuş halini tasvir ettim. O parçalar tekrar birleştiğinde kendisi olacak. Onu anlatmaya çalışıyorum. Yapılmayan kısımda da bir göz var, ilahi bir göz. Göz de savaşları anlatıyor. Gözden akan bir gözyaşı olacaktı. Bunlar yok şimdilik. Buna bir anda ucube denmez ayıptır, günahtır, vicdansızlıktır.? diyerek sanatçı duyarlılığını dile getiriyor ve ?Beni çiğnemeden yıkamazsınız? diyerek emeğine sahip çıkıyordu. 3 Şubat 2011 tarihli Milliyet Gazetesi?nde Can Dündar köşesinde 12 Eylül Yönetiminin ?Yorgun Savaşçı? filmini yakarak tarihe geçtiğini ifade ederek şimdi de ?İnsanlık Anıtı? heykelinin yıkıldığını ifade ederek ?Bir heykel yıkılıyor Sanatçılar nerede?? diye soruyor. Alkol ile ilgili alan daraltmaları, dizilere yönelik müdehaleler, sık sık dillendirilen karma eğitim karşıtlığı ve kadına bakışla ilgili uygulamalar, geliştirilen mesafe standartları ve Kars?ta karşımıza çıkan heykel yıkma kararı; hayatı din penceresinden bakan düşünce sisteminin ülkede yarattığı ruh halini yansıtmaktadır. Türkiye; demokratik Cumhuriyet yerine muhafazakar otoriterliğe mi gidiyor? sorusu günümüzün önemli, yaşamsal bir sorusu haline geliyor. Ne dersiniz?