Dünü Aramak.. * Reyhan Elbirliler

Tedavi bakım merkezinde 5 eşeğimiz var. Hobi olarak toplanmadı bu canlar. Bakıma muhtaç , dağa bırakılmış canlardan. Evlerimizde ayıkladığımız fasulye kabuklarını, yediğimiz karpuzların kısaca onların yiyebileceği her tür sebze-meyve kabuğunu atmıyor, biriktiriyor bakım evine giderken götürüyoruz. Bir porsiyonluk bile olsa onlar için bir çeşni oluyor.
Karpuz kabuğunu doğrarken geçmiş geldi aklıma. kabuklar atılmazdı, kapı önlerine ya da ağaç diplerine konurdu. Su kaplarına gerek yoktu. Hemen her mahallede çeşme vardı. Bazılarının suyu buz gibi soğuk akardı . Soğuk su için bu çeşmeler seçilirdi.
Akşam üzeri ya da sabah temizliğinde kapı önleri sulanırdı. Yakındaki ağaçlar da sudan nasibini alırdı. Mahalle arasındaki arsalar oyun yerleriydi. Şimdiki gibi önce çöplük sonra beton haline gelmezdi. Artan yemekler atılmaz, mahallenin, sokağın Çomar?ı, Tekir?i için bir köşeye konur ,yine bir kursaktan geçerdi. Kedi ,köpek ? dükkanlarda ? satılmazdı. Sahipsiz kedi-köpek diye bir şey yoktu. Birlikte yaşardık, oynardık. Birlikte büyürdük. İnsanı insan yapan pek çok erdemi onların içinde yaşayarak edindik.
Şimdi pek çok şey yok, betonlar bedenlerimizi sardığı gibi duygularımızı da değiştirmiş durumda. Bizler gibi onlar da beton içinde ,betonlaşmayla hızla çoğalmaya devam etti. Artık ? sahipsizler ? diye adlandırılarak beton içinde yaşam mücadelesi veriyorlar. Sağlığımızı tehdit eden unsurlar arasına soktular. Halbuki biz onlarla büyümüş, söylendiği gibi ne alerji ne hastalık herhangi bir tehlike atlatmamıştık. Bizi sağlıklı tutan aramızdaki sevgi duygusu, onların karşılıksız sevgileriydi.
Evimin kapı koluna asılmış bir torba ekmek, yemek artığını gördükçe hala onların varlığını fark edenlerin bulunduğunu düşünerek teselli buluyorum.
Sokaklardaki canlar için belediyelerin beslenme odakları kurması yasal görevleridir. Halen beslenme odakları kurulmuş değil .
Şimdilik çöp bidonlarının yanına onların yiyebileceği yemekleri, mamayı koymak alınmış yasal bir karardır. Artan yemeklerinizi çöpe atmayın. Yine bir canlının kursağına gitsin. Hem yasal bir görevi hem de insanlık görevimizi yerine getirmiş oluruz.
Sevgi ve saygılarımızla,