Çocuklar Süt İçmeli * Osman Gazi Oktay

Sütün çocuk gelişimi üzerindeki olumlu etkisini bilmeyenimiz yoktur.
İzmir?de özellikle yoksul semtlerin okullarında, Büyük Şehir Belediyemiz senelerdir süt dağıtmaktadır.
Aileler, gelişme çağındaki çocuğa, en az günde bir bardak süt içirmelidir.
Ülkemizdeki ekonomik koşullar nedeniyle iş bulmak, alınan asgari ücretle geçinmek, ev kirası, elektrik, su ve yakacak parasını ödedikten sonra kalan miktarla süt almak pek mümkün değildir. İşsizlere söylenecek söz kalmıyor.
Köylerde aşağı yukarı her evde sütünden faydalanılan bir hayvan vardır, olmayanlar da eş, dost ve akraba dayanışmasıyla süt ürünlerine ulaşır.
Hükümet ülkenin içinde bulunduğu bu durumu görerek, Türkiye?deki tüm okullarda süt dağıtılması kararı almıştır.
Her ilde değişik kurum ve kuruluşların sağladığı sütler, okullarımızda dağıtılmış, bazı illerde dağıtılan sütler nedeniyle; öğrenciler rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştır.
Bu durum karşısında, iktidarın bakanları ve temsilcileri çocukları suçlamaya varan açıklamalar yapmışlardır.
Dağıtılan ürünleri, denetleme ve tahlil etmekle yetkisi olan kurumlar, aceleyle ürünleri tahlil ettirerek, sakıncasız olduklarını açıklamışlardır.
Sadece bir ilimizde dağıtım yapan şirketin dağıttığı sütte bulunan maddeler nedeniyle sözleşmesi feshedilerek, dağıtma yetkisi elinden alınmıştır.
Durumdan kendilerine pay çıkarmak isteyen bazı valiler, yayımladıkları genelgeyle öğretmenlerin sütü dağıtmadan önce tatmalarını buyurmuşlardır.
Devlet olmuş toplumlarda; insan sağlığını koruma, piyasaya sürülen ürünleri tahlil ve analiz, gıda da kullanılacak maddelerin satımı ve kullanımını takip, yasayla belirli kurum ve kuruluşlara verilir.
Hukuk devletlerinde devleti temsil edenler, hukuk eğitimi aldıkları için, ortaya çıkan bir sorunda görevlerini yerine getirmeyen kişi, kurum ve kuruluşları bilirler. İhmali görülenler yargılanır.
Bizde ise devletli temsil eden görevlere gelen bazı atanmış veya seçilmiş yöneticiler olmalı ki; totaliter rejimlerde rastlanan açıklama ve uygulamalarla karşılaşmaktayız.
Öğretmenin görevleri yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Görevleri içerisinde kobay olarak kullanılma yoktur. Genelgeler yasa ve yönetmeliklere aykırı olamaz.
Hukuk devletinde hiçbir kişi kurum ve kuruluş halktan zararlı veya zararsız ürünü tadarak kontrol etmesini isteyemez.
İnsan Hakları Sözleşmesine, uluslar arası sözleşmelere, Anayasamız ve yasalarımıza göre bunu istemek suçtur.
Öğretmen, bilgiyi en iyi şekilde sunan, ülkenin ve halkın beklentilerine uygun davranış sergileyecek, öğrenci yetiştirecek donanımda olmalıdır. Kendisine teslim edilen çocuğu koruyup kollar, yediğine içtiğine dikkat eder, sağlıklı bir şekilde yetişmesi için üzerine düşeni tereddütsüz yerine getirir.
Eğitim Fakültelerinde bu tür öğretmen yetiştirilmiyorsa, bu iktidarın eksiğidir.
Ülkemizde bir kurumun başına geçen bazı şahıslar, kendini padişah gibi görüyor olmalı ki; ?Tez sütün tadına bakın ? diye buyurabiliyor.
Çok az bir sağlık bilgisi olan, ağız yoluyla alınan her zararlı maddenin etkisini kısa süreli göstermeyeceğini bilir.
Bu genelgelere imza koyanların, yeterli sağlık ve hukuk bilgileri olmadığı veya bilgilerini içselleştirmedikleri kesindir.
Gıda maddelerinde insan sağlığına zarar veren maddelerin kullanıldığı, çiftçilerin tarladaki ürüne istediği ilacı istediği oranda verildiği, kesim hayvanlarına, hormonun istendiği oranda verilerek, etinin piyasaya sürebildiğini görsel ve yazılı basından izlemekteyiz.
Devlet memurları kul değildir. Hiçbir kişi sözde çocuklarımızı düşünüyor gibi gözükerek haddini aşamaz. Bu tür buyruklar veremez.
Valilerimiz, yönettikleri illerdeki üretilen gıda maddelerinin sağlığa uygun olup, olduğunun takibini ve tahlilini yapacak kurumları harekete geçirerek, görevlerini yerine getirmeli, yapmadıklarının faturasını ilgisiz kişilere yüklememelidirler.
Bakanlık, öğrencilere verilecek sütün gerekli kontrollerini öğrenciye verilmeden yaptırmalı, Hükümet, insan sağlığına zarar veren ürünleri piyasaya süren, dağıtan kişi, kurum ve kuruluşlara yaptırımı ağır uygulamalarda bulunmalıdır.
Öğrencilerimizin sağlığına zarar vermeyen, gönül rahatlığıyla içilebilen süt dağıtımına tereddüt edilmeden devam edilmeli. Sütün yanında yiyecek de verilmelidir.
Kalıcı çözüm bunların ücretsiz verilmesi değil, emekçiye, çocuklarının sağlıklı yetişmesi için gerekli maddeleri alabilecek bir ücret verilmesidir.