At Kokusu * Sunay Akın

Son evi gösterin bana İstanbul'da vapur sesinin duyulduğu ki kapısını çalıp söyleyeyim içindekilere daha çok kedi yavrusu ezilsin diye eski iskeleleri sahil yoluyla ayırdıklarını denizden Karşılığında ben de size kanaryası ölüp kuaför salonuna dönüşmeyen kaç mahalle berberinin kaldığını söylerim ya da kaç fötr şapkanın tutsak…

Rüzgar * Sunay Akın

Bayrakları birbirine benzemese de ülkelerin bir ağızdan söyledikleri barış ezgisini yankılatır rüzgar direklerine çarpan iplerinin Savaş alanında silahların sustuğu saatlerde mektup yazacak bir ailesi olmayan askerin yaptığı kağıt gemiyi yüzdürür arkadaşının kan gölünde Karıştırır martıların oyununa çocukların getirilmemesi rica olunan davetiyelerin arkasına yazarak Galata Kulesi'nden…

Tutuklu * Sunay Akın

Tutsak olacağını bilerek yine bu sabah demirparmaklıktan içeri usulca sızdı güneş Yasaklanınca görüş gününde çiçek getirilmesi arka duvarın dibinde sarmaşık tohumu dikmiş annem Oysa el bile sallayamamıştım ona kuyrukta saatlerce bekleyip doldurduğu içme suyunu dökerken ardıma

Beceriksiz * Sunay Akın

Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim ne de iyileştirebildim bir yaramı ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna Şair diyorlar benim için bilmiyorum oysa her şiire konmalı mı uyak her yere nedense konamıyor teyyare hay dilimi arı türkçe soksun;…

Elişi * Sunay Akın

Savaş haberleriyle doluRenkli gazete sayfasınıKatlayıp bir çocuk üstüsteKesiyor özene bezeneElindeki makas ileVe insanlar oluşuyor kağıttanTutuşmuşlar elele

Çocuk ve Hüzün * Sunay Akın

I Ne zaman bir çocuk ölse gözü evlerinde annesinin kavurduğu helvada kalır II Yoksul bir çocuk görsem yağmur altında üşüyen köprü olmak geçer hiç değilse içimden III Her akşamüstü oyuncakçı camekanından çocuk ellerinin izlerini siler