12 Eylül 1962 tarihinde Trabzon'da doğdu. Lise öğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. İlk şiirleri 1984 yılında dergilerde yayınlanmaya başladı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989'da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. 1987 yılında Halil…
Kategori: Sunay Akin Şiirleri
Dişi Kuş * Sunay Akın
Kuru bir otgibi yaşıyorumgözlerden uzakpatika bir yolunkıyısında Tek suçumsap olamamakbaltanınkanlı oyunlarına Ama yine deumut dolu kalbimbelki bir dişi kuştaşır beni diyedaldaki yuvasına
Davet * Sunay Akın
Dürüst olalım beylerİlk adım sizdenSökün savaş gemilerindenCan simitlerini
Dağ Yolu * Sunay Akın
benden kısadır boyunbir köy otobüsünündağa tırmanmasıgibi uzanırsındudaklarıma katılmaz oldu nicedir yolumuntozu dumanına
Çıkış Kapısı * Sunay Akın
Kesik bileklerimi göstererek girdimsinema kapısından içeribendim sefer öncesikorkaklar kadınlarının yanına dönsünsözüyle padişahınordudan ayrılan yeniçeri Kapındaki postalları görüncebalkona astığın sutyenindamlalarıyla ıslanan kedinintüylerini okşarayarak uzaklaştımkuleler ki hüzne bir bıçakgibi saplanan sunay'a kın Beyaz peynir tabağıve su katılmış rakı kadehiKız Kulesi'dir çilingir sofrasınınsen ki yoksun manzaradailk ışıklarını yakanbir…
Çatana * Sunay Akın
Galata köprüsü kaldırılıncaboynu hepbükük kalacaktıraltından geçmek içinbacasını kırançatananın
Çağdaş * Sunay Akın
Afiyetle yiyorgökten düşen üç elmayıapartmandaki çocuklarannemin her gece anlattığıöykülerin sonunda Bana ise çöpleri kalıyorevimiz çünkü bodrum katında
Biraraya * Sunay Akın
eşit olmadığısöylenir insanlarınaynı boyda olmayanbeş parmağı gibi bir elin oysa uzanırnice yorgunemekçinin dudağısu dolu avucuma elimineşit olmayanbeş parmağınıgetirince biraraya
Bulut * Sunay Akın
Kestik artık umuduyağmurdanyürek biçiminialsa da gökyüzündekiküçük bulut
Beyaz * Sunay Akın
O siyahtıkurşuna dizenler beyazsilah sesindenürkerek gökyüzüneuçuşan kuşlarbembeyaz
Ayrılık Şiiri * Sunay Akın
Her satırımendireğe dizili karabatağa benzeyenbir mektup bırakarakbalıkçı koyundansisler içinde uzaklaşan kayık gibibir sabah usulca ayrıldınkoynumdan Bütün yolcularınıboğaz köprüsünün çaldığıaraba vapurununboş seferlerigibi yalnızca rüzgargezinir sensizyüreğimde Durgun bir sudur aslında denizki çocuklarınacemi oltalarını denediklerikuytu bir iskelenintahtaları altına yazdığımayrılık şiirini okudukçadalgalanır.
Asansör * Sunay Akın
Telefon santralleribeni sana bağlar sevgilim nükleer santraller ölümegökyüzünün nerede olduğunu soranbir vapur dumanınayanıt veremiyor hiç kimse Çocuğunu asma köprüde sallayanbir annedir İstanbulki onuniçi süt dolubiberonudur Kız Kulesisoğusun diye suya tutulan Ne kalem kılıçtanne kılıç kalemden üstün olsunöğrensinler birlikte yaşamayıörneğin kalemaşk şiirleri yazsınve köreldikçe kılıç yontsun…
Aile Boyu * Sunay Akın
Ezilmiş bir çocukluk benimkisibir iskeleninvapurların yanaştığı yüzüne asılıdırüç tekerlekli bisikletiminlastikleri Annesiz büyüdüm çünküyani serçeydimkar üstündekive arka bahçesindekasabın beslediği kuzu Dudaklarımı,işte bu yüzdenaile boyubir şişeye değdiripiçmeyi severimgazozu.
Ayna Oyunu * Sunay Akın
Mahalledeki en güzel kızın duvara aynasından yansıttığı ışığı nedendir bilmem hep ben yakalardım onca çocuğun elleri arasından.
Çoban * Sunay Akın
Oybirliğiyle koyunlarkeçiyi seçerkendilerine başkanoysa sürünün başınakurdun akrabasıköpeği koyarçoban
Alacaklı * Sunay Akın
Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp harçlığımı atardım bu yüzden en çok denizden alacaklıyım
Beyazperde * Sunay Akın
Artıyor kara çarşaflılar yurdumun her köşesinde neden olacak siyaha boyanıp kadınlara giydiriliyor yıkılan sinemalardan geriye kalan onca beyaz perde
Cephede * Sunay Akın
Aslında ben daha güzel ölürdüm arka bahçede askercilik oynarken tahta tüfeğimle toprağa uzanır annemin sesiyle doğrulurdum hemen -Çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır! Yerdeyim yine bak anneciğim n'olur kızma adımı çağır
Cunta * Sunay Akın
Gördünüz mü keyfini generalin başını sıkarken yüzünde çıkan sivil'cenin
Çekmece * Sunay Akın
Büyüklerle ben yapamıyorum çocuklar da almıyor beni oyunlarına devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim açılamıyorum sana Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen sen nasıl sevmezsin eşitliği yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için annen değil miydi önünde diz çöken Öpüşme sahnesinin tam ortasında…