Bugün Bayram Erken Kalkın Çocuklar

Sen gittin gideli içimde öyle bir sızı var ki
Yalnız sen anlarsın
Sen şimdi uzakta cennette meleklerle bizi düşler ağlarsın

Bugün bayram erken kalkın çocuklar
Giyelim en güzel giysileri
Elimizde taze kır çiçekleri üzmeyelim bugün annemizi

Sen yaz geceleri yıldızlar içinde
Ara sıra bize göz kırparsın
Sen soğuk günlerde kalbimi ısıtan en sıcak anısın

Bu gün bayram çabuk olun çocuklar
Annemiz bugün bizi bekler
Bayramda hüzünlenir melekler
Gönül alır bu güzel çiçekler

Barış Manço?dan keyifle dinlerdik.
Erken kalkılan, güne neşeyle, heyecanla, dostlukla başlanılan bayramları özlüyorum.
Bayramlarımız vardı çook eskiden, yürekler dolusu sevgi taşan. Kırmızı tokalı pabuçlarımızı koynumuza alıp, rengârenk düşlerin ortasında yalınayak dans ettiğimiz çocuksu rüyalarımız? Siyahın tonlarının düşmediği, henüz kirlenmemiş hayallerimiz, sevinçlerimiz vardı.
Unutamadığım bayramlar, sadece kırmızı ayakkabıların, en renkli giysilerin alındığı bayramlar değildi. Annemin kendi gençlik günlerinden kalma elbiselerini bozup bana elbiseler diktiği, hazır alıp giydiremediği için üzüleceğimi düşünüp diktiği elbiseyi üzerime giydirirken sevgisini de yüreğime yerleştirdiği bayramlardır.
Komşularımız da vardı eskiden kapılarını çalmamızı bekleyen. Çocuksu hallerimizi hoşgörüyle gözleyen yaşlılarımız vardı bir zamanlar, pencere ardında güler yüzleriyle kırış buruş yüzlerinden ışıklar saçarak.
Şimdi bayram denildiğinde akla gelen tatiller, gezi turları var, zillerine basmaya korktuğumuz kapılar? Kilit üzerine kilit vurulmuş, kapılar. Sokaklar korku dolu, dükkânlar kamera? Köşedeki bakkal güler yüzlü bizim bakkal amcamız değil artık, içlerinde kaybolduğumuz marketler sarmış dört bir yanı.
Tüm bunlarla birlikte ve bunlara rağmen; tek başına ya da kalabalıklar içinde, hasta ya da sağlıklı, yeni giysiler alabilmiş ya da alamamış, yaşamın akışına ister istemez teslim olmuş her halimizle, bugün ve her gün; yaşamımız bayram, yaşadıklarımız düşlerimizdeki bayramların tadında olsun.