Bu Ne Biçim Bir Gidiş?

Bir açılım hikayesi daha burada sona erdi.
Birbirimizi anlamamız, dinlememiz, hak verebilmemiz için bunca can verilmesi gerekti.
Binbir zorlukla evladını yetiştiren anaların ocağına ateş düştü. Dinmemek üzere…
Ne yapacağız? Kine ve düşmanlığa devam mı? Nasıl olsa herkes kendine göre haklı…
Hiçbir zaman savaştan ve düşmanlıktan yana olmadığım gibi, hiçbir zaman da kolayı seçenlerden olmadım. Teröre başvurulmadan Kürt sorununun ve demokratikleşme yolunda her sorunumuzun çözülebileceği inancını taşıyorum. Çözümü kolay değil hiçbir sorunun. Ama mümkünsüz de değil. Arayana bakmalı.Ve de nasıl aradığına…
* * *
İki Kürt köyü varmış ve aralarında kan davası varmış. Senelerce birbirlerinden yüzlerce insanı öldürmüşler. Tükenme noktasına gelmişler, bakmışlar olmayacak. Sonra bir gün bir köyün ağası diğer ağaya gelmiş demiş ki:-Ağam artık öldürmeyelim. Diğeri de;-Tamam, demiş. Sadece bu kadar. Gerçeği zor da olsa görmüşler ve bir daha kimse kimseyi öldürmemiş.
Bu hikayeyi bana bir Kürt dostum anlatmıştı. Oldukça etkilendim bu hikayeden.
Artık kin ve nefreti bir tarafa bırakmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Bu vatan hepimize ye-ter, hepimizi besler. Zaten karışıp kaynaşmışız.Bizim barıştan ve kardeşlikten başka sığınağı-mız yok.Bunca kayıptan ve yiten candan sonra bunları söylemek ve yazmak ne kadar zor geliyor!Hep kendine hak vermek ne kadar da kolay?Karşı tarafı anlamaya çalışmak değil mi zor olan.Demokratik Toplum Partisi kapatılmış.Hukukun gereği yapılmıştır buna inanıyorum ben.Çünkü hukukun üstünlüğüne inananlardanım.Bu demek değildir ki bir başka çatı altında siyasete devam etmeyecekler.Ama artık terör ve şiddetten uzak durulmalıdır.Herkes birbirini anlamaya çalışmalıdır.Bu o kadar da zor bir şey değil.Barış ve kardeşlik içinde yaşamayı bu ülkede yaşayan herkes istiyor.Kimse bunu anlamazlıktan gelmesin…İdareciler de bunu kendi
tarafına dosdoğru anlatsın. Artık toprağa verecek bir tek evladımız olmasın bu yüzden. Evladını bu uğurda kaybedenlerin acısı hiç dinmez. Nasıl sararız yaraları bilmem ama başka yol yok gibi. Sarmaktan başka yol yok.
* * *
Doğulu Azeri bir ailenin kızıyım. Kürt-Türk yaşar giderdik. Bu PKK sorunu yüzünden üniver
sitede evime gidemediğim çok olmuştur. Otobüsten indirip öldürülme tehlikesinden dolayı gidemez yurtta kalırdık. İn-cinin top oynadığı yurtta neredeyse tek başına. Evimi aradığımda telefondan arkadan kurşun seslerinin geldiği çok olurdu.90 lı yıllar çok zorluydu. Birgün otobüste Kürt sınıf arkadaşıma rastladım. Üniversiteyi kazanmış Erzurum’da okuyormuş. Ve de işe bakın ki Türk milliyetçisi bir gence sırılsıklam aşık olduğunu anlattı bana. Yani engel olunmuyor ki sevgiye ve aşka. İçiçesin.Ailesi bilse deliye dönerdi.Ne yaptı bilmem?
* * *
Diyeceğim odur ki, bir gün tüm bu meseleleri çözmüş olacağız. Birbirimize hiç zarar vermeden bu sorunu bir an önce çözsek kıyamet mi kopar?Görmezden gelindi sorunlar evet ama geldiğimiz noktaya bakıyorum da içim hiç açılmıyor.Karardıkça kararıyor.Dostça yaşamak istiyorum çok şey değil istediğim.Bu topraklar üstünde, Türk bayrağı çatısı altında.Birlik ve beraberlik içinde, paylaşarak, severek ve sevilerek.Galip gelecekse barış galip gelsin.Tüm dileğim bu.Başka bir şey değil istediğim.
* * *
SPİL’DE 41 YILLIK ÖZLEM SONA ERİYOR…
Spil dağı şehre bu kadar yakın ve mitolojik geçmişi olan enfes bir dağ.
Teleferik sistemi ve kurulacak sistem için tek endişem doğaya en az zararın verilmesi. Unu-tulmasın ki burası Tarzan’ın memleketidir ve çevreci bir il olma iddiasındadır.
Şahsen bu proje gerçekten özenilerek değerlendirilirse Manisa’nın çehresinin çok çok değişe-
ceğini düşünüyorum. Sayın Vali’nin otel yatak sayısının artırılması önerisi çok yerinde ve Sa-
yın Belediye Başkanımızın teleferik hattının yönü ile ilgili önerisi değerlendirilmeli.
Manisa harika bir şehir…Müthiş bir tarihi var.Hem ilimizin hem de Spil dağının önemi
mitolojik olarak belki birçok dağdan önde. Umarım her şey çok güzel olur. Kıymetimizi
bilelim. Şehrimizi daha iyi tanıtmak için önce biz tanıyıp sevelim.