Bu Kadarı Da Olmaz Demeyin * Abbas Güçlü

Okullarda kütüphane açılsın diye sürekli kampanyalar düzenleniyor. Ama gelin görün ki bu kafayla, bir arpa boyu yol kat etmek mümkün değil. Okullara kitap bağışlamanın, silah almaktan çok daha zor olduğu günlerden geçiyoruz. İşte size çarpıcı olmanın ötesinde yuh olsun dedirtecek yaşanmış bir hikâye:

Bağış yapmak istedi ama…
“4.000 kitaplık koleksiyonumu bir okula bağışlamak istedim. Ayrıca, bir oda verilmesini talep ederek a' dan z'ye tefriş edeceğimi bildirdim. Boyası, badanası, yer döşemesi, tavana kadar camlı rafları, bir yönetim masası, bilgisayarı ve bir kütüphane işletim programı da dahil olmak üzere tamamını yapmak üzere yola çıktım. Ve bir okul buldum. Trajedi de o zaman başladı. Bu işe öncülük eden edebiyat öğretmeniyle birlikte ön görüşmeden sonra okul müdürüyle konuştuk ve yola çıkmaya karar verdik. Birkaç koşulum vardı. En başta geleni, kitapların hiçbir şekilde ayıklanmamasıydı. Yasaklanmış bir kitap yoktu.
Çağdaş edebiyat da vardı, klasik edebiyat da, sayısız roman, öykü, deneme ve şiir kitabı da, bilimsel arastırmalar da. Aziz Nesin'ler de vardı Das Capital de. Hitler'in Kavgam'ı da vardı, Alevilik Tarihi de. Kuran-ı Kerim mealleri de vardı, Kitab-ı Mukaddes de. Meydan Larousse'lar da vardı, Dinler Tarihi ansiklopedileri de, sözlükler de, yüksek lisans tezleri de. Şüphesiz bu kitapların bazıları 12 Eylül döneminde banyo kazanlarında yakılan grubundaydılar.
Örneğin, Uğur Mumcu'nun Sakıncalı Piyade'si. Ama bu kitapların hiçbiri şu anda yasak değil. 50 yaşına gelmiştim ve yaklaşık 35 senelik koleksiyonumdu. Ve her bir kitabım benim için çok değerliydi. Birbirlerinden ayırmam mümkün değildi.
Biraz utanarak da olsa öne sürdüğüm diğer bir isteğim, bu kütüphanenin tarafımca düzenlenerek bu meslek lisesi ve çevre lise öğrencilerinin hizmetine sokulduğunu belirten bir tabelanın kütüphanenin bir duvarına asılmasıydı.
Okul müdürü inanılmaz bir coşkuyla bana katıldı ve kolları sıvadık. Ön hazırlığımı yaptım ve işe başlamadan, bu işin resmi bir tarafı olduğunu düşünerek, bir yazıyla okuldan, varılan mutabakatımızın yazılı olarak teyit edilmesini istedim.
Bu yazımı alan okul müdürü, üstleriyle irtibata geçerek teyit vermek istediğini belirtince aşağıdaki sorularla karşılaşmış.”

Sanki silah istedi
4 bin kitaplık kütüphanesini bağışlama isteyen E.T.'ye bakın üst makamlar ne cevap verdi:
Göndermiş olduğunuz faksınıza istinaden üst makamlarla yaptığımız görüşme ve yönetmelik doğrultusunda aşağıdaki işlemlere göre hareket etmeniz istenmiştir.
1. Kütüphanede bulunması gereken kitapların eğitim öğretim ağırlıklı felsefe, sosyoloji, genel kültür, bilimsel araştırma, fen bilimleri, tüm dünyada kabul görmüş klasik romanlar olması gerektiği,
2. MEB Talim Terbiye Kurulu'nun kararları doğrultusunda kitaplar olması gerektiği
3. Siyasi görüşü itibariyle uç noktalarda olan yazarların kitaplarının olmaması gerektiği,
4. Kitap listesi,
5. Kütüphane için yaptığınız harcamaların faturaları,
6. Özgeçmişiniz (sabıka kaydınızla ilgili temiz belgesi)
7. Üst makamların yapacağı araştırma sonucunda uygun görülürseniz isminizin verileceği belirtilmiştir.
Aksi yönde yapılacak çalışmaların soruşturmaya tabi olacağı konusunda bilgilendirilmiş bulunmaktayız.”

'Vazgeçmeyeceğim'
E.T. yazısını şöyle tamamlıyor:
“Son maddeye dikkatinizi çekerim: Bizim istediğimiz gibi bir kütüphane kurmazsanız başınız belaya girer deniyor. Bu yüzden de ve benimle birlikte hareket etmek isteyen öğetmen ve yöneticilerin başını belaya sokma endişesine kapılıyor ve geri adım atıyorum. Ama her insanın bir ideali vardır, geri dönmeyi düşünmüyorum. Okul kütüphanesi olmazsa halk, halk kütüphanesi olmazsa belediyelerle bağlantıya geçeceğim ve ben bu kütüphaneyi kuracağım.”
Özetin özeti: İçinizde hâlâ kitap bağışlamak ya da kütüphane kurmak isteyen var mı?..