Bir Pulsuz Dilekçe…

SEVGİLİ ANNECİĞİM, BABACIĞIM;
– Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size, şunları söylemek isterdim: Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim, sizin çocuğunuz olsam da, sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın…
– Deneme ile öğrenirim, bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde , her işimde koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonucunu kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
– Büyümeyi çok istiyorsam da. Ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın , hep çocuk kalmak isterim. Sonra her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz sözde vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.
– Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce, beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem, ancak hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce, hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.
– Beni dinleyin, öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve öz olsun.
– Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapıyorsunuz. Bunları çabuk unuturum. Ancak , birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek , beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
– Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle konuşulanları pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. ?Ben senin yaşında iken…? diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım.
– Küçük yenilgilerimi büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni korkutup … sindirerek… suçludur duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın.
– Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuş gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin, ceza vermeden önce beni dinleyin , suçumu aşmadığım sürece cezama katlanabilirim. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin: Hiç değilse çabamı övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
– Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın.; Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davrandığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın. Yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğuk kanlığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim ama beni aşılamayın, hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki, bende sizi yabancıların yanında güç durumlara düşürebilirim. Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin, özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz. Tersine, beni size daha çok yakınlaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınız görünce üzüntüm büyük olur.
– Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdiğinizin dışında benden isteklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse, bir çoğundan vazgeçebilirim. Yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın.
– Benden ?Örnek Çocuk? olmamı istemezseniz, bende sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem, sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter.
– Sizin çocuğunuz olarak doğmam elimde değil, ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim. Sevgiler…
ÇOCUĞUNUZ…