Bilgi Toplumunda Yönetici Nitelikleri

Bilgi Toplumu Ve Bilgi Toplumunda Yönetici Nitelikleri

ÖZET
Gelecek yıllarda yöneticilik görevi üstleneceklerin karşılaşacak-ları organizasyon ve yönetim atmosferleri sanayi uygarlığı kuruluşlarının organizasyon ve yönetim atmosferlerinden çok farklı olacaktır. Bu çalışmada kısaca bilgi toplumu olarak adlandırılan geleceğin toplumunun özellikleri açıklandıktan sonra geleceğin bilgi toplumunda yöneticilik yapacak kişilerin yönetecekleri kuruluş çalışanlarının özellikleri de belirtilerek bilgi toplumu yöneticisinin başarılı olabilmek için sahip olması gereken niteliklere değinilmiştir.

1. GİRİŞ
Dünyamızda günümüze değin yaşanan uygarlıklar üç ana grupta incelenmektedir. Bunlardan birincisi tarım uygarlığı, ikincisi sanayi uygarlığı ve üçüncüsü ise sanayi ötesi toplum uygarlıklarıdır. Her uygarlık kendi koşulları içinde kendi tüketim ve üretim yapılarıyla kültürünü ve yönetim biçimini yaratmıştır.

Tarımın icat edilmesi insan ırkına, yeryüzünün kaynaklarının zenginliğe dönüştürülmesi için yeni bir yöntem sunmuştur. Neredeyse dünyanın her yerinde yaşanan ‘Birinci Dalga’ değişimiyle köylü merkezli ekonomilerin doğması sağlanarak, avcılık ve toplayıcılığın insanın temel geçim kaynakları olmaktan çıkmasına yol açmıştır.

Sanayi devrimi de zenginlik yaratmak için fabrikaya dayalı bir sistem sunan ‘İkinci Dalga’ değişimini yaratmıştır. Bu da kitle üretimini, giderek daha büyük pazarlar oluşturma güdüsünü ve daha büyük, daha bürokratik iş kurumları gereksinimini yaratmıştır.

Sanayi ötesi toplum uygarlığında ise, yaşanmakta olan ‘Üçüncü Dalga’ değişimiyle sanayi uygarlığının; kitle üretimini, kitle dağıtımını ve kitle medyasını kitlesizleştiren gelişmeler yaşanmaktadır.

Günümüzün, dev bir ekonomik, teknik ve sosyal ‘Üçüncü Dalga’ değişimi yaratmış olan bilgi devrimi, kuruluşları, sanayi uygarlığı kavramlarını tepetaklak eden yeni ve sürekli değişen şekillerde çalışmaya zorlamaktadır. Sanayi uygarlığında ihtiyaç olarak duyulan; dikey bütünleşme, ölçek ekonomisi ve hiyerarşik komuta-kontrol ilkesi gibi hususların yerini dışarıdan kaynak alma, ölçeğin asgariye indirilmesi, kar merkezleri, ağlar ve diğer farklı kurum şekillerine bırakmaktadır. Bu gelişmelerle birlikte, sanayi uygarlığı yönetim anlayışlarının problemlere çözüm olma özelliğinden süratle uzaklaştığı görülmektedir.

Rowan geleceği, kaostan ve belirsizlikten oluşan bir dünya olarak görmekte ve ekonominin toprağa, paraya ya da hammaddeye değil, entelektüel sermayeye dayalı olacağı bir dünya, rekabetin zorlu piyasaların acımasız olacağı bir dünya, küçük şirketlerin, dev kuruluşları küresel düzeyde geçecekleri bir dünya, müşterilerin ürünlere,hizmetlere ve bilgiye sınırsızca ulaşabilecekleri bir dünya,bilişim ağlarının, uluslardan daha önemli olacağı bir dünya şeklini alacağını öngörmektedir.(1)

Sanayi ötesi uygarlığının toplumu, bilgi toplumu olarak da adlandırılmaktadır. Aşağıda bilgi toplumunun ayrıntılı açıklaması ve bilgi toplumunda karşılaşılacak yönetim sorunlarına çözüm olabilecek yönetim şekilleri ve yönetici nitelikleri üzerinde durulacaktır.

2. BİLGİ TOPLUMU

Bilgi, ekonomilerin en temel özelliği olarak sürükleyici ve köklü değişimlere neden olabilen bir güçtür. Çünkü bilgi her şeyi ikame etmektedir. [1] Bilgi toplumuna dönüşüm süreci, sanayi toplumuna geçiş sürecine göre çok daha hızlı olmuştur. Bu hızlı geçişin nedeni, yeni teknolojilerin gelişme hızı ile insanların bu teknolojilere uyum esnekliğinin yüksekliğinden kaynaklanmaktadır.(2) Yeni bir ekonomik gelişme dönemi de, bilgi teknolojisindeki gelişmeleri daha da hızlandırmıştır. Bu, dünyada yapısal bir değişim yaratmıştır. Bu nedenle değişimle birlikte insan bilgisinin bütün yapısı bir kere daha sarsılmakta ve eski dayanakları çürümektedir. Değişimin bu yönü özellikle Batı Avrupa, Kuzey Amerika ülkeleri ile Japonya gibi ülkelerde açıkça görülmektedir.(3)

Bilgi toplumuna geçişte en etkili faktörlerden birisi de, iletişim teknolojilerindeki gelişmelerdir. Ayrıca bilgi toplumunun devamlılığının sağlanmasında ; eğitimin sürekliliği ve bireyselleşmesi ile bilişim

teknolojisinin kullanılması tesirli olmaktadır. Bilgi toplumunda zihinsel emeğin ikamesinde ve bilgi üretme gücünde hakim olan davranış şekli ise, bilgi üretimi ve mevcut bilgilerin geliştirilmesi için bilgisayarların ağırlıklı olarak yer almasıdır.

Erkan bilgi toplumunun temel özelliklerini aşağıdaki gibi açıklamaktadır:

Sanayi toplumunda ön planda olan “maddi” ürünler yerine, bilgi toplumunda, bilişim teknolojisi sayesinde bilgi üretimi önem kazanmaktadır.

Bilgi toplumunun aşırı boyutlarda hızlanan ve kolaylaşan “iletişim ağı alt yapısı”, araştırma merkezlerine, data-banklara bağlı olmakta ve belli merkezlere bağlı nokta-ağ-sistemi ve ağ-sistemlerinden oluşmaktadır. Böylece, bilgi üretiminin; bilişim teknolojisi içinde gerçekleşmesi sağlanarak, fabrikaların yerini, bilişim teknolojisine dayalı, iletişim-ağ-sistemleri oluşturmak-tadır. Bilgi toplumundaki hem üretim sürecinin hem de tüketim sürecinin en önemli girdisi olan bilişimsel bilgi, emek, sermaye ve doğal kaynak şeklindeki diğer klasik üretim faktörlerini önemli ölçüde ikame etmektedir.
Girdi ağırlığı, bilgi toplumunun ilk döneminde nitelikli insana, ileri dönemde ise; insan emeğinin bilişim teknolojisiyle artan ölçüde ikamesi ve tamamlayıcılık alanlarının daralması sonucunda bilişimsel bilgiye kayma durumundadır.
Bilgi toplumunda ekonomik faaliyet, bilgi ve iletişim sistemlerinin ülke sınırlarını küçültmesiyle küreselleşme eğilimine girmektedir. [2]

Bilgi toplumunda, bilişim teknolojisine dayalı olarak kullanıcının üretebildiği bilgi artmakta ve bilginin birikimi sağlanmaktadır. Birikmiş bilginin sinerjik etkisi, bilgi üretimi ve bilgiden yararlanmayı daha da hızlandırmaktadır.

Sonuçta ekonomik yapı, sanayi toplumunun mübadele ekonomisinden; bilgi toplumunun sinerjik ekonomisine dönüşmektedir.

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken sorunlar ve değerler de değişmektedir. Bazı sorun ve değer değişimlerini şöyle sıralayabiliriz:

-İnsan ömrünün uzaması,
-Bilgi, sermaye, mal ve insanların dolaşımının artması,
-Ekonomiler üzerinde hükümetlerin etkisinin azalması,
-Pazarların küreselleşmesi,
-Rekabetin artması ve zorlaşması,
-Takım çalışması ve ortaklık gereksiniminin artması,
-Donanımın değeri ve öneminin azalması,
-Yazılımın (bilginin) değer ve öneminin artması,
-Çevresel sorunların artması,
-Doğal kaynakların azalması,
-Yetişmiş insana (entelektüel sermayeye) olan ihtiyacın artması,
-Öğrenimin ömür boyu devam eden bir süreç olması,
-Hiyerarşi yerine eşitliğin geçmesi,
-Uyum ve uygunluğun yerini kişisel nitelik ve yaratıcılığın alması,
-Standardizasyon yerine farklılık,
-Merkezileşme yerine merkeziyetçilikten uzaklaşma,
-Uzmanlaşma yerine bütünsellik ve bir çok alanda yetenek sahibi olma,
-Maddi refahın maksimizasyonu yerine yaşam kalitesinin artışı ve maddi kaynakların korunması
-Ürün miktarı yerine kalitenin ön plana çıkması,
-Kişisel güvenlik yerine kişinin kendisini kanıtlamasıdır.

Sanayi toplumundaki yüksek hacim ekonomisi, kütlesel üretim ve üretici topluluğunun yerini bilgi toplumunda yüksek değer ekonomisi, esnek üretim, tüketici değerleri ve öğrenen toplum almıştır. Bilgi toplumunda bilgi temel üretim faktörü olup kıt kaynak değildir ve bilgi birikiminin artması verimi artırmaktadır. Bilginin temel faktör olduğu değer ekonomisinde insan yetenekleri ön plândadır.

Yeteneklerin geliştirilmesi sürekli öğrenen bir toplum olmakla mümkündür. Yetmiş yıllık bir ömürde on altı yıl formal okul eğitimi alınması halinde insan, ömrünün %26’sını öğrenimle geçirmiş olmaktadır (öğrenim süreleri; 52 haftada 28 hafta, 7 günde 5 gün ve 24 saatte 7 saat olursa). Bu süre çok azdır. Gelişmiş toplumlarda bilginin %80’ i okul dışında edinilmektedir. Üniversitede edinilen bilginin yarı ömrü iki yıldır. Başka bir deyişle dört yıllık bir üniversiteden mezun olanın bilgisinin yarısı mezuniyetten iki yıl sonra geçersiz olmaktadır.

Bilgi teknolojisi beraberinde, bilgi ekonomisini de getirmiştir. Bilginin ekonomik kaynak olarak kullanılmasını içeren bilgi ekonomisi; bilginin üretilmesi kadar toplanmasına, düzenlenmesine ve yayılmasına önem kazandırmıştır. Bu faaliyetlerin başarılmasında bilgisayar kullanımının gerekliliği nedeniyle bilgisayarların yaygın olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte organizasyonlarda daha çok çalışma, yerini daha bilgili ve akıllıca çalışmaya bırakmıştır. Böylece bilgi toplumlarında, toplumların ve organizasyonların kaynakları en etkin şekilde kullanma olanağı artmıştır. Takip edilen stratejiler açısından da artık, günümüzde ekonomik gücün kaynağı az sayıda kişinin elinde bulunan sermaye değil, çoğunluğun elinde bulunan bilgidir. [3]

Bilginin bir güç unsuru olarak sermayenin önüne geçmesi organizasyonlardaki geleneksel güç dengelerini de sarsmıştır. İdeal bürokrasi kuramıyla bir organizasyon makamına atanmayla birlikte yöneticilere verilen tartışmasız emretme hakkı tartışılmaya başlanmıştır. Son yıllarda ideal bürokrasi kuramının yarattığı organizasyon hiyerarşisi acaba gerekli mi şeklinde tartışmalara konu yapılmaktadır. Bilgi toplumunun bu koşulları altında, bilgi toplumunda faaliyetlerine başarılı olarak devam etmeyi amaç edinen kuruluşlar yöneticilerini seçerken ve yetiştirirken geçmiş dönemlerin sanayi toplumlarındaki organizasyonların yöneticilerini seçerken ve yetiştirirken takip ettikleri uygulamalardan kaçınmak, belki de o yöntemleri hiç hatırlamamaya çalışmak durumunda kalacaklardır.

2.1. Bilgi Toplumunda Organizasyon Çalışanlarının Nitelikleri
Günümüzde çalışanların ağırlığı kol gücüne dayalı çalışanlardan bilgi gücüne dayalı çalışanlara kaymıştır. Bugün dünyanın birçok gelişmiş ülkesindeki genç yetişkin erkeklerin yarısından fazlası ortaokuldan sonra eğitimlerine devam etmektedir. Bu insanlar on sekiz yaşından sonra, kol gücüne dayanan çalışan kişileri değil, bilgi gücüne dayanan çalışanları temsil edecektir. Günümüz sanayi toplumlarında sayı açısından bakıldığında kol gücüne dayanarak çalışan geleneksel işçilerin sayısı hala çok az bir farkla çoğunluktadır. Ancak, sanayi toplumlarından bilgi toplumuna geçildikçe, çalışanlar arasındaki ağırlık merkezi hızlı bir şekilde eğitimli; yani kendilerini “teknik adam” olarak gören ya da sayıları her geçen gün daha da artan ve kendilerini “uzman” olarak gören insanların oluşturduğu bir sınıfa doğru kaymaktadır. [4]

Bilgi teknolojileri bireylerin birikim ve yeteneklerinin artmasını sağlamaktadır. Bugün herhangi bir yönetici, öğretim üyesi ya da siyasetçi bir konuşma yaptığında dinleyiciler en az onlar kadar bilgili ve görüş sahibidirler. Yöneticinin, yönettiği kitleden daha fazla sahip olduğu bir şey giderek kalmamaktadır. Bu yeni ortamda insanlar, kendini inanılmaz ölçüde farklılaştıramayan yöneticileri tanımayacaklardır. Her birey hem kendinin hem de kendi küçük grubunun bir liderine dönüşecektir. [5]

Gelişmiş ülkelerde kurumlar açısından düşünüldüğünde, bir işte çalışan profesyonellerin oluşturduğu gruba ait statü, işlevsellik, güç ve sorumluluk; gelecek yüzyıl içinde gözlemlenebilecek toplumsal olguların merkezini oluşturacaktır. [6]

2.2. Bilgi Toplumunda Lider ve Yönetici Nitelikleri
Shelton insanları iki grupta ele almaktadır; birincisi durağan grupta yer alanlar , ikincisi ise, dinamik-gelişen karakterler grubunda yer alanlar. Gelişen karakterler, başkalarına bir şeyler öğreten karakterlerdir; çünkü öğretme eyleminin kendisi, hem onların bilgilerini geliştirir, hem de kararlılıklarını güçlendirir. Öğrencilerinin öğrendiğinden çok daha fazlasını, öğretmenler öğrenir. [7]

Öğrenmek, çeşitli soru ve sorunlarla, gerilim ve sınırlamalarla mücadele etmeyi de gerektirir. Özgün bir öğretmen, öğrencilerine şunu salık vermelidir: “yaptığınız her şey göz önüne alınacaktır; sizin sorumluluğunuz, ne öğrendiğinizi bana anlatıp göstermektir. [8]

Bilgi toplumunda yönetici, hiyerarşinin kendisine sağladığı yetkiye fazla önem vermeyen, yetkisinin kaynağını bilgi de arayan ve yetkisini yönettikleriyle paylaşmaktan korkmayan bir sistem bütünleştiriciliği rolünü üstlenmeyi önemli bir yöneticilik görev alanı olarak kabullenebilme niteliklerine sahip olmak durumundadır. Organizasyonlarda yönetici seçerken ve yetiştirirken göz önüne alınması gereken en önemli husus bu husus olmalıdır.

Yönetici bilgi toplumunda bir işi emir vermeden, bir uzlaşma ve anlaşma içinde yaptırabilmelidir. Bunun yolu sormaktır. İşle ilgili sorular, iş görenin işi daha iyi anlamasına yardımcı olur. İşi kafasının içinde sorgular; neler yapılması gerektiğini düşünür. Soru sorarak onun görüşüne değer verdiğimizi, onu saydığımızı göstermiş oluruz. [9]

Arat bilgi toplumundaki liderlik tipinin Weber’in legal-rasyonel liderlik tipi olacağını belirtmektedir. Arat’a göre bilgi toplumu lideri bağırıp, çağırmayan, sakin, içeriksiz sloganlar atmayan, geleceğe ilişkin net bir vizyonu olan, toplumla birlikte bu vizyonu paylaşan, toplumla görüş alış-verişinde bulunan, katılımı sağlayan, yönetenden ziyade yönlendiren bir liderliktir. [10] Gibson’a göre ise, yirmi birinci yüzyılda başarılı olacak liderlik, aracını kullanmayı otomatik pilota bırakmadan ileriye bakan,çevre koşullarını tarayan, rakipleri izleyen, yeni gelişen eğilimleri ve yeni fırsatları saptayarak krizlerden kaçınabilen liderlik olacaktır. Yirmi birinci yüzyıl liderleri; kaşif,maceraperest ve öncü olabilecek kişiler olacaktır. [11]

Geleceğin liderleri Warren Bennis’e göre, geleceği icat etme sürecine kuruluşun içinden ve dışından farklı insan bileşimlerini katarak gücü merkeziyetçilikten uzaklaştıracak ve süreksizlikten fırsat yaratmayı bilecekler. Değişimi sevecek ve kuruluşlarında değişim taraftarı bir kültür oluşmasını teşvik edecekler. Bennis’e göre etraflarında, ‘geleceği kemiklerinde taşıyan’ insanlar toplayacak ve bu insanlar arasında yaratıcı bir işbirliği oluşturmayı başaracak liderler olacaklardır. [12]

Bilgi toplumunda kuruluşların büyük bir kısmı globalleşmeyle birlikte çokuluslu işletmeler şeklini almaktadır. Dolayısıyla çokuluslu bir işletmenin yönetimi, ulusal bir kuruluşun yönetiminden hem çokuluslu işletmenin boyutu hem de içinde bulundukları koşulların farklı oluşları nedeniyle farklılıklar arz etmektedir. Ülke içinde başarılı olan bir yönetim ve yönetici kadro dış ülkeye çıktığında, farklı kültür, dil ve sosyal çevre unsurlara uyumsuzluklar nedeniyle başarısız olabilmektedir. [13] Bu durumda yöneticiler yönetimin evrenselliği ilkesi yerine çokuluslu kuruluşlardaki faaliyetlerini ulusal ya da yerel faaliyetlerinden daha farklı ele almak zorundadırlar.

Çokuluslu işletme yönetiminde en önemli farklılıklardan birisi yöneticinin sahip olması gereken örgütleme becerileri alanında karşımıza çıkmaktadır. Ulusal sınırlar içinde faaliyetini yürütmekte olan bir kuruluşun ulusal faaliyetleri için yeterli olan organizasyonları, çokuluslu bir kuruluş olma yolunda stratejiler uygulamaya başlamasıyla birlikte yetersiz kalabilmektedir. Yeni stratejilerin takip edilmeye başlanması yetersiz kalmaya başlayan ulusal işlevsel organizasyonun yerine çok boyutlu organizasyonlara geçmeye zorlamaktadır. Örneğin mamul ve coğrafya kriterlerine dayalı bölümlerden oluşan çok bölümlü yapılar ve bu iki kriterin zaman zaman aynı organizasyon kademesinde uygulanmasıyla yaratılan matris organizasyonlar, proje yönetimi ve organizasyonu seçeneklerini uygulamaya koymak gerekebilmektedir. Çokuluslu bir kuruluşun yöneticileri başarılı olmak için bu örgütleme becerilerine sahip olmak durumundadırlar [14]

Dinamik bir küresel iş çevresinde başarılı olmak için yöneticiler; rutin düşüncelerden, değişen tavırlardan ve kendi önyargılarından etkilenmeksizin olayları analiz edebilme yeteneğine ve olası tehlikelerden yılmaksızın hızlı karar verme ve harekete geçebilme yeteneğine sahip olmalıdırlar. Ayrıca yöneticiler, stratejik fırsatları çok boyutlu düşünebilme ve yaratıcı ufuklu küresel ölçekte fırsatlar yaratmaya yönelik çaba göstermeleri gerekmektedir.

Dinamik rekabetçi ve bilgi yoğun iş çevresinde bir yöneticinin önemli yaratıcı perspektif özellikleri şöyle sıralanabilir. [15]

Sorunlara karşı uyanıklık,

Esnek düşünme

Orijinal düşünme

Yeni boyutlarla düşünebilme yeteneği yeni anlamlar kazandırarak yeni roller yüklemektedir. Bu özelliğe sahip yönetici konumları yaratıcılık boyutunda etkinliklerden söz edilebilir.

3. SONUÇ

Bir uygarlıktan diğerine geçiş toplumların kültürlerini, tüketim ve üretim şekillerini köklü şekilde etkileyerek değiştirmektedir. Bu değişim sanıldığı kadar kolay gerçekleşmemekte ve derin etkiler bırakmaktadır. Avcılık-toplayıcılık uygarlığından tarım uygarlığına, tarım uygarlığından sanayi uygarlığına geçişlerde birçok sorun yaşanmıştır. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin daha da güç olacağı sanılmaktadır.

Toplumun yaşamının her alanında değişikliklere neden olacak olan bilgi toplumuna geçiş sürecinde kuruluşların organizasyon yapılarının, yönetim şekillerinin ve yönetici niteliklerinin sanayi uygarlığı kuruluşlarının organizasyon yapıları, yönetim şekilleri ve yönetici niteliklerinden farklı olacağı açıktır. Sanayi uygarlığında hiyerarşiye dayalı organizasyon yapısı yerini yatay, geçici örgütsel yapılara bırakırken, yöneticilerin yetkisi de bulundukları makamdan değil sahip oldukları bilgi ve kişisel güçlerini artıran genel kabul gören kişisel özelliklerinden kaynaklanacaktır. Yönetim daha katılıma imkan veren, konularında uzman organizasyon çalışanlarının kendi kararlarını yine kendileri ve bilgilerini etkileşimde bulundukları iş arkadaşlarıyla birlikte vereceklerdir. Bilgi çağımızın yöneticisi bu gelişmelerin önünde yer almaya çaba sarf ettiği ölçüde başarılı olabilecektir.

Rowan GIBSON (Çev. Sinem GÜL), Geleceği Yeniden Düşünmek: İş Yönetimi, Rekabet, Kontrol, Liderlik, Pazarlar ve Dünya, Sabah Kitapları 46, İstanbul, 1997: s. 1-3.
[1] Alvin TOFFLER ve Heidi TOFFLER (Çev. Zülfü DİCLELİ), Yeni Bir Uygarlık Yaratmak,Üçüncü Dalganın Politikası, İnkilap Yayınevi, İstanbul: 1995, s. 35-40
[1] Hüsnü ERKAN, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, Türkiye İş Bankası Yayın No.326/8, B.2, İstanbul: 1994 s. 11
[1]Gürcan PAPATYA ve Nurhan PAPATYA, Çokuluslu İşletmecilikten Küresel İşletmeciliğe: Yönetim, Strateji, Model ve Yaklaşımlar. (Yayınlanmamış Ders Notları), İsparta, 1997: s.50
[1]ERKAN, s.62-75
[1] PAPATYA, s.51
[1] Peter F. DRUCKER (Çev. Bülent TOKSÖZ), Fırtınalı Dönemlerde Yönetim İstanbul, İnkilap Kitabevi , 1998: s. 192-193.
[1] Melih ARAT, 21.Yüzyıl İçin Yönetim:Yönetimin Temellerine Derin Bakışlar, İstanbul, Datateknik Bilgisayar Sistemleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. 1998: s. 90
[1] DRUCKER, Fırtınalı Dön… s.193.
[1] Ken SHELTON (Çev. Ahmet ÜNVER), Sahte Liderliğin Ötesinde, İstanbul, Rota,1997: s. 73.
[1] A.g.e. s. 74

KAYNAKLAR

1. GIBSON,R, (Çev. Sinem GÜL), Geleceği Yeniden Düşünmek: İş Yönetimi, Rekabet, Kontrol, Liderlik, Pazarlar ve Dünya, Sabah Kitapları 46, İstanbul, 1997
2. TOFFLER,A.ve TOFFLER,H., (Çev. Zülfü DİCLELİ), Yeni Bir Uygarlık Yaratmak,Üçüncü Dalganın Politikası, İnkilap Yayınevi, İstanbul: 1995,
3. ERKAN,H., Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, Türkiye İş Bankası Yayın No.326/8, B.2, İstanbul: 1994
4. PAPATYA,G. ve PAPATYA,N., Çokuluslu İşletmecilikten Küresel İşletmeciliğe: Yönetim, Strateji, Model ve Yaklaşımlar. (Yayınlanmamış Ders Notları), İsparta, 1997
5. DRUCKER,P.F., (Çev. Bülent TOKSÖZ), Fırtınalı Dönemlerde Yönetim, İstanbul, İnkilap Kitabevi , 1998
6. ARAT,M., 21.Yüzyıl İçin Yönetim:Yönetimin Temellerine Derin Bakışlar, İstanbul, Datateknik Bilgisayar Sistemleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. 1998
7. SHELTON,K., (Çev. Ahmet ÜNVER), Sahte Liderliğin Ötesinde, İstanbul, Rota,1997

________________________________________