çekirdeğin sevdası, çiy damlası içre derin kökler
derin mavi işlek kırmızı
anadolu bahçesinde can içre serpilip gelişmelere teşne
çelik öznesi ey, ömrümün ikizi
gelincik çıkmazı, menekşe hüzünlerden sen mi geldin
aşkın akışlı şelaleler, meneviş gelgitleri aşka yürüdü
derin mavide yıldız bakışımlı
ay onbeşledi mi çözülür ancak onca dil tutulması
can koçağım işlek pınarım
şimşekli şafaklarla, yetkin sevişmelere sen mi geldin
kınına asi hançer imgelerle hasret birikimli yârim
yürek barikat vuruşkan redifli
çağımın damarlarında gezinen kızıl bilge ünlemiyle
tan sökümü kuşluk çalımı
çalınmış emekler adına öfke kurşun sen mi geldin
öpülürsün! devrim çilesi; ateşte açan çiçeğim
çıngı teşviki alev taşkını
çağın altın örsünde eğitilmiş çelik olarak öpülürsün
elit bilinç etik sevişmelerle
halkların kronik yarasını onarmaya sen mi geldin
türkümsün! alın terinin inci işlenmişliği türkümsün
devrimler devrildi, balkıyamadı şafaklarım
çünkü kalem kıranlar kadı, kadılar şeyhülislam olanda
vicdan sustu, intikam konuştu
şiirimsin! dış baskı, iç ayaklanmalardan sen mi geldin
deltasına vurgun bellek pınarım çığır çığlık dalga dalgadır
derin mavi işlek kırmızı düşlerin hasretine
en içten en yürük ivmelerle meneviş meşalesi olarak
aşkın deryasında harelenir
harelenir bıçkın baharım, sürgün yazım; gelincikler oldu mu
sorsam suç sormasam işkence, geceler devlet çıkmazı
hiçlenirsin!…şimşekli balkımaların kalır andaç
mavi büyüsün çocuklar kallavi sevsin hayatı
evrensel aşka yürek yatırımıdır şiir dediğin
hecemsin! kor kuramı tirşe kıvılcımlarla sen mi geldin
afrodisyassanat sayı – 31