Atatürk ve Emekçi Kadınlar Günü * Mehmet Hekim

“Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.” M.Kemal Atatürk 30 Mart 1923 Vakit Gazetesi… Her yıl ?Kadınlar Günü? nde tartışılan konuların başında ?kadına yönelik baskı, taciz ve şiddet ? gelmektedir. Ne zaman sona ereceği de belli değildir. Bizim ömrümüzün yeteceğini de sanmıyorum. Elbette bunun sorumlusu da erkek egemen toplum oluşumuzdan gelmektedir. Biz ülke olarak kadın hakları kazanımları olarak şanslı bir ülkeyiz. Bu şansı da Mustafa Kemal gibi bir önder ve aydın devlet adamına borçluyuz. Atatürk?ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, 1926 – 1934 yılları arasında gerçekleştirilen ?Devrimlerinin? bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiş ve hemen uygulamaya geçilmiştir. Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerdendir ve birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya?da kadınlara 1946?da, İsviçre?de ise 1971?de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır. Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Yine ? Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Sevgililer Günü ve Babalar Gününde ?olduğu gibi ellerimizde çiçekler ?Kadınlarımızın? gününü kutlayacağız. Artık bana çok sıra dışı ve yavan geliyor bu kutlamalar. Analarımız, babalarımız, sevgililerimiz, öğretmenlerimiz mutlu değiller. Ne yazık ki onlara sahip çıkamadık. En önemli insan hakkı olan yaşam haklarına bile sahip çıkamadık. İlk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. Ancak ilk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde ama her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921?de Moskova?da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı tarafından olmuştur. İki dünya savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Kadınlar Günü, 1960?lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri?nde de kutlanılmaya başlamasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1977 yılında 8 Mart?ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etti. Yani iyi ki Amerika var, o olmasa Kadınlar gününü de kutlayamayacaktık, Irak?taki idamı bekleyen kadınlara rağmen. Kadınlarımızın sorunlarını tüm dünya biliyor ama bu konuda adım atan yok. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre; 1. Dünyadaki işlerin %66?sı kadınlar tarafından görülüyor. 2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10?una sahipler.3. Dünya?daki mal varlığının ise % 1?ine sahipler.4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34?ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90?ına ve toplam mal varlığının % 99?una sahipler. Türkiye?den rakamlar ( Milliyet, 8 Mart 2001)1. Şehirlerde evli kadınların % 18?i, köylerde de % 76?sı eşleri tarafından dövülüyor.2. Kadınların % 57,7?si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.3. Aile içi suçların % 90?ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor. Acaba geçen son 12 yılda bu rakamlar sizce azalmış mıdır yoksa artmış mıdır? Tüm kadınlarımıza ayrımcılık, haksızlık, yoksulluk, şiddet ve baskıdan uzak çağdaş bir yaşama kavuşma ancak eğitimden geçmektedir. Özünde her türlü baskı, şiddet, baskı ve feodal anlayışla savaşım günü olması gereken ? 8 Mart ?ı tüm emekçi kadınlarımızın sahip çıkması umuduyla kutluyorum.