Ah Köpecik Ah !

Ne yaptın sen ? insan gider , pardon hayvan gider de milletvekilini ısırır mı ? Halbuki gidecektin yanına kuyruk sallayacaktın. Yerlere yatacaktın.Sana hoşt deseler de sürünmeye çalışacaktın. Binlerce yıldır seni içine almış, it e kaka kullanmış sahibinden bunu öğrenseydin bari. Gerçi sen bunları her zaman hiçbir çıkar gözetmeksizin vefa duygundan yaparsın ama bu kez yanlış yaptın. Bak hafta boyunca pek çok yazar çizer attı tuttu….Yıllardır görevini öldürmek olarak gören belediyeleri konu eden yok. Sanki siz gökten zembille aramıza iniverdiniz. Sanki dünya ya gezmeye gelen davetsiz misafirlersiniz.
Sokakta kalsanız bir lokma ekmek verene bile kızıyorlar. Namuslu, dürüst, başka yere “kaydırmayan” belediyelerin çok azında olan barınağa gitseniz bu kez bakımınız insan vicdanına kalıyor.Beton içinde parmaklıklar ardında müebbet hapse mahkum ölümü bekliyorsunuz. Evde bakılsanız tüyün, havlamanın abartılan şikayetleri ile belediye görevlileri kapınızda bitiveriyor. Hemde az buz değil 8 kişiden aşağı olmuyor gelenler. Evde sanki kalpazan çetesi var.
Bu arada bir arkadaşın da kapkaç yapmaya kalkmış. Okul bahçesine girip öğretmene saldırmış, çantasını kapmış. Ne oluyor size böyle ? İnsanoğlunun özelliklerini mi almaya başladınız. 10 lira için cinayet işleyen, kapkaç yapıp hemcinsinin sakat kalmasına, ölümüne sebep olan aramızda dolaşan insanoğludur.
Çantanın cazip yanı belki içinde olan yiyecekti.Yoksa ay sonunda neylesin çantayı hele hele öğretmen memur çantasını Köpek işte !
Kapkaççı arkadaşın barınağa getirildi. Ziyaretine gittik Kulaklarını çekip nasihat edecektik. Yalnız görmeyi beklerken minicik yavrularını emzirir bulduk. Çantayı kapmanın sebebi anlaşıldı. Yattığı yerden emzirdiği yavrularını rahatsız etmeden bize kuyruk salladı.O da anne içgüdülerini taşıyan bir canlı idi. Çocuklarını doyurmak ya da korumak tür bakmıyor. Tüm canlı dünyasının ortak özelliğidir bu güdüler.
Biz onun adına öğretmenimizden özür dileyeceğiz. Gözünü açar açmaz insanla dost olan tek canlının birlerce yıl öncesi doğasından koparıp aramıza kattığımız köpekler olduğunu söyleyeceğiz. Hayvan korkusunun yerleşmemesini rica edeceğiz. İnsan iradesi bunun üstünden gelebilir ve en önemlisi o bir eğitmen. Korkunun şiddeti getirdiğini hepimizden iyi bilir.
Toplayın bunları, sokaklarda kedi, köpek mi olur, Avrupa’ya bakın diyenler önce kendileri Avrupa’ya dikkatli baksınlar. Kendi geçmişlerini incelesinler. Sokakta hayvan yok dedikleri ( ki var ) Avrupa’da her evde kedi ya da köpek vardır. Bir havlamayla kapıya zabıta dayanmaz. Veteriner hekimliği en saygın meslektir. Hayvan eve girdi mi evin diğer fertlerinden farkı kalmaz. Oralarda gece, gündüz, tatil demeden insan doktoru gibi hayvan doktoruna her an ulaşabilirsiniz. Biz hayvanlara ; aman tatil gününde kaza geçirmeyin, hasta olmayın, doğum yapmayın diye sıkı sıkı tembihliyoruz. Oralarda bizim gibi binlerce lira verip yağlandırıp, kulağını, kuyruğunu kesip hava atmak için hayvan alınmaz.Kulak, kuyruk kesmenin cezası ağırdır ve uygulanır. Bizde çoğunluğu geçici hevese dayanan ya çocuğa karne mükafatı ya da sevgiliye, arkadaşa hediye olarak alınan köpekler bir süre sonra sokaklarda yaşam mücadelesi vermeye başlar.Kulağını , kuyruğunu kestirmeye para bulanlar hayvana aşı yaptırmaya gelince birden maddi gücü yok olur. Hayvan hastalanınca kocakarı ilaçlarını uygular, ya da barınağa terkeder..Veteriner hekime gitmez. Belediye görevlileri hayvanınızı kayda alın der. Sağlık karnesi vermez. Aşı gününü uyarmaz. Her türlü hayvan bakılacağı koşullar incelenmeksizin sahiplendirilir. Bir süre sonra bu hayvanlar uyum sağlamadığı gerekçesiyle ya geri gelir ya da kapı kapı dolaşır. Ya da ölür. Yüncü dükkanı gibi her köşe başında açılmaya başlayan “petshop” larda kayıtsız, denetimsiz hayvan satışlarına göz yumulur. İmrendikleri Avrupa’da satılacak her hayvan türü için aylar süren dersler alınır. Bizim buradaki gibi yarım günlük “seminerle” satış ruhsatı verilmez…Belediyeler hayvan satış yerlerine, açma kriterlerine bakma gereği duymadan ruhsat verir. Alınan kararlara rağmen hala Pazar yerlerinde kanatlı satışı devam eder, dibinde duran zabıta görevlisi farkında bile değildir. Aldığı tavuğu oracıkta kestirenleri görmezler bile. Kısaca hayvan üretmek için başka ülkelerde görülmeyecek tüm kolaylıklar sağlanmıştır. Doğmaları için her türlü kolaylık sağlanmıştır ama yaşamalarına izin verilmez.
Şikayet edenlere çözüm nedir diye sorsanız belediyeyi gösterirler. Şikayet edenlerin sesini kesmenin kısa yolu anne, yavru, hasta bakmayıp toplamak, barınağa kapatmak, barınak olmayan yerlerde öldürmek ya da ormana çöplüğe terk etmektir.
Sadece şikayetleriyle onların canına kıyanlara yol ve sebep gösterenleri kınamaya devam edeceğiz. Yüce Tanrı onları İNSAN olarak yaratmışsa kupkuru övünmekle İNSAN olunmuyor. Çocuğunuza, arkadaşını ya da komşunun çocuğunu övmekle ona övgüye değer nitelikler kazandıramazsınız .
Haydi bakalım ! YÜCE İNSAN olmanın övüncünü taşıyıp sadece şikayet edenler , YÜCE VARLIĞINIZIN gücünü gösterin. Tahammül gösteremediğiniz, kendi yarattığınız insan kaynaklı binlerce tehlikeyi görmezden gelip varlıklarını insanlığın en büyük tehlikesi olarak gördüğünüz diğer canları öldürmeden çözüm bulun.. Siz onları yok ettikçe dünyayı yaşanabilir olmaktan çıkarıyorsunuz.
Şimdi diğer köpekler büyük tehlike altında Civardaki tüm arkadaşları toplanacak. Ya müebbet hapse ya da ölüme gidecekler. Onlar için hafifletici sebep yok. Suçları sabit , HAYVAN olmak. Bebeğe tecavüz eden İNSANın söz hakkı var, suçu HAYVAN olarak doğmuş olanın yaşam hakkı yok.
Sevgi ve saygılarımızla,
HAKDEM