İşgal * Reyhan Elbirliler

Tarlanın ortasına kurulan sitedeki yönetici farelerden şikayetçi. Fareler site sakinlerinin ” yaşam alanlarını ” istila ediyor, kabloları kemirerek zara sokuyormuş. İlan asmışlar kapıya. Çöp bidonlarının yanına , civardaki boş alanlara yemek koymayın duyurusunu yapmışlar. Konulan yiyecekler yapılan beslemeler de civardaki kedi ve köpekler için. Yiyecek verilir verilmez izi bile kalmıyor…
Yönetici kim kimin yaşam alanını işgal etmiş karıştırmış olmalı.Tarlaların ortasına site,apartman diken fareler mi ? Sen gel tarlanın ortasına siteler kur,apartmanları dik oradaki doğal yaşamı alt üst et sonra baskın çık. Yönetici yiyeceklerden kaynaklandığını düşünerek civarda kedi köpek beslemeyin de diyor.
Kemiricilerin artışını engelleyen kedi ve köpeklerdir. Onlar , bulunduğu yerin ekolojik dengesini de korur. Kedi ve köpek olmasa , tarlaların,bağın bahçenin, şehir merkezinin çok dışında araziler üzerine kurulmuş konutlarda böcek ve fareden geçilmez. Bilinçlendirilmeyen, bilgilenmeye üşenen ,kedi ve köpeğin varlığına sadece kendi duygularını öne alarak karşı çıkan insanlar , durumdan kendi çıkarına göre vazife çıkaran yöneticilere kısa bir bilgi aktaralım…
Peygamber efendimizin kedi sevgisi, Osmanlı'nın sokak hayvanlarına verdiği değer, yaptırılan güvercin evleri, leylek hastaneleri, Mısır'da ve Tibet'te kedilerin kutsal kabul edilmesi, hatta Hindistan'da çöp teriminatörü görevi gören ineklerin kutsal kabul edilmesi sadece duygusal değildir.
Şöyle ki;
Ksenopsilla Keopis adı verilen fare pirelerinden bulaşan vebanın MS 542 yılında Çin'de ortaya çıkması, bulaşıcı hastalığın belli zaman aralıklarında birden fazla sayıda görülerek epidemiye dönüşmesi, kısa sürede Arabistan'dan Afrika'ya, Anadolu'dan Avrupa'ya kıta ve kıtaları saran en büyük pandemi haline gelmesi, dünyadaki bugüne kadar olan tüm savaşlardan daha fazla ölüme sebebiyet vermesi, Anadolu'da dahi insanları hastalıklı hemcinslerinden , köpeklere kadar yemeye mecbur bırakan kıtlığa , demografik, sosyal, ekonomik, askeri ve psikolojik sonuçlara sürüklemesinin sebep, gelişim ve sonuçları incelendiğinde alınacak çok ders vardır.
Veba en büyük taribatı Ortaçağ Avrupa'sında vermiştir. Bunun nedeni ;kilisenin başlattığı bu cadı avlarıdır. Bu esnada, sadece insanlar değil, şeytani bir öğe olarak görülen kediler de telef edilmiştir. Hızla azalan kedi nüfusuna karşı, doğru orantılı artan fare nüfusu sebebiyle hastalık çok daha hızlı bir şekilde yayılmıştır.
Anadolu'da Selçukluları, Memlukları ve Osmanlı'yı perişan eden veba Constantinopol'de bir günde 16.000 kişi vebadan öldürürken, fetih sonrasında Fatih Sultan Mehmet'in sokak hayvanlarının popülasyonunu yükseltme nedeni insanları vebadan kurtarmaktı, güvercin evleri ve leylek hastaneleri ile ise, bir tür gece haşeresinden bulaşan tavuk vebası, at vebası ve mal kıran veya çor tabir edilen sığır vebasını yok etmeyi amaçlamıştır. İşbu sebeple veba 1505'te İstanbul'dan yok olmuş, 1843'te de, artık yerleşik düzene alışan, evinde kediyi fare avcısı olarak kabullenen Anadolu halkını tamamen terk etmiştir. Virüsü halen mevcut olan ve “Tanrının Gazabı” diye adlandırılan bu hastalığın şartlar oluşturulduğu taktirde de yeniden ortaya çıkması olağandır. Köpeklerin sokaktan kaldırılması ile de, zaten az olan ormanı işgal etmiş yerleşim merkezlerindeki zoonoz hastalık taşıyan yaban hayat kendisine yeni beslenme odakları bulacak, bekçisiz alan olan sokak ve caddeleri işgal edecektir. “Bu defa yaban hayatı yok edelim” derken, devlet kendi milletinin soyunu kuruttuğunun farkına vardığında çok geç olacaktır.- ( Bilgiler ; T.B.M.M Çevre Alt Komisyonu tarafından görüş istenen Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili olarak, 34 STK tarafından kaleme alınan yazıdan alınmıştır)

Duvarlarla çevirdiğimiz ,kendi kurallarımızı uyguladığımız alanlarda illa da kedi,köpek görmek istemiyoruz, fareleri ilaçla yok ederiz düşüncesinde olanlar ; bir zamanlar yok ettikleri kedi ve köpekler nedeniyle çoğalan farelerle hala baş edemeyen Koldere, Develi yöneticilerine sorsunlar. Zehiri tercih eden, çocuklarına hastalığı tercih ediyor , hastalıklı yarınlar hazırlıyor demektir. Çocuklarda hızla artan kanser nedenlerinin %80 inin çevresel faktörlerden olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.Kullanılan her zehir hastalıklı yarınları hazırlarken birilerinin kasasına rant olarak dönmektedir.
Çevremizde kedi,köpek vs hayvanların varlığına gösterilen tahammülsüzlüğe anlam veremiyoruz. Beşinci katta oturan şahıs apartmanın umman derya bahçenin bir köşesine doğurmuş,yağmurdan ıslanmış yavrularını korumaya çalışan anne kedi için ” alın bunları koku yapıyor” diyor…
Ne olduk biz? Nereden nereye geldik ? Bilgiye, merhamete, sevgiye , saygıya sahip olmayan bireylerin oluşturduğu bir toplum yer yüzünde cehennemi yaratacaktır.Yarattığı bu cehennem içinde kendisiyle birlikte her şeyi kavuracaktır.
Sevgi ve saygılarımızla