Ertuğrul'a Ağıt * Gülten Akın

Gökte bulut yan yan gider
Yaralarından kan gider
Töresi batası dünya
Kahpe kalır şahan gider

Ortadoğunun dumanı
Jandarma bilmez amanı
Ertuğrul'a düğün ettik
Ot biçim, orak zamanı

Ortadoğunun yolları
Gide gide kavuşuyor
Ertuğrulu vuran faşist
Albaylarla konuşuyor

Osman seni Osman seni
Yoz yetirmiş ustan seni
Vururlar mı arkasından
Sizde “arkadaş” diyeni

Halkın bağrından biçtiler
Birer birer hepimizi
Başarmadan ölmek yoktu
Böylem'ettik kavlimizi

Hasına canım hasına
Haber salın babasına
Okulda bir yiğit ölmüş
Kuşlar dönüyor yasına
Yavan yerdi yavan değil
Sabırlıydı söven değil
Hayata tümüyle tutkun
Bir şey seçip seven değil

Kapılara faşist gelmiş
Var mı demiş, sor mu demiş
Ankaranın kanlıları
Ertuğrulu vur mu demiş

Salihliden çağrılıyor
Kazma kürek deriliyor
Düğününe varacakken
Ölüsüne varılıyor

Yumasalar yumasalar
Yol üstüne komasalar
Bilen olur bilmez olur
Garip öldü demeseler

Doğruya yiğit doğruya
Canavar girdi sürüye
Ölür mü yiğit olanlar
Ertuğrul benzer diriye.
Not: Gülten Akın'ın 1977'de ODTÜ'de öldürülen Ertuğrul Karakaya için yazdığı ağıt.

Grup Yorum – Ertuğrul'a Ağıt
1955 Uşak'ın Eşme ilçesine bağlı Güney Köyü'nde doğan Ertuğrul Karakaya'nın ailesi Salihli'ye göçer. Annesi Ayşe Karakaya Salihli Devlet Hastanesinin Kadın Doğum Servisinde hasta bakıcılık yapmaktadır. Babası ise işsizdir. ilkokuldan sonra Darüşşafaka;nın sınavlarını kazanıp istanbul'da yatılı okumaya başlar. Daha sonra ODTÜ'de mühendislik öğrenimine başlar.ODTÜ Öğrenci Temsilciliği Yönetim Kurulu sözcüsü iken 13 Şubat 1977'de Hasan Tan'ın ODTÜ'ye rektör olarak atanması nedeni ile başlayan boykotta sözcü olması nedeni ile öne çıkar. O dönemde ODTÜ'ye giriş ve çıkışlarda Jandarmanın yaptığı rutin aramaların bir gruba yapılmaması nedeni ile Öğrenci Temsilcileri ile jandarma arasında tartışma çıkar. Jandarmanın zaten içeride olan temsilcilerin üstünü aramak istemesine Ertuğrul Karakaya karşı çıkar. Karakaya'nın tekrar okulun içine doğru koşması üzerine jandarma ateş açar. Ertuğrul vurulur ve yere düşer. Yanına koşan jandarma üstüne bir de Ertuğrul´ü süngüler. Gelen ambulans jandarma tarafından geri çevrilir. Ertuğrul 45 dakika can çekişir. Ancak, Karakaya orada ölür. Cenazenin Ankara'da yapılmasına izin verilmez. On bin kadar güvenlik gücünün görev aldığı Salihli'deki cenaze törenine yüz bine yakın kişi katılmıştır. O günden sonra ODTÜ'nün A1 giriş kapısı, Karakaya Kapısı olarak bilinir.
8 Haziran 2005te arkadaşları ve ailesinin Ertuğrul Karakaya'nın mezarı başındaki anma töreninde Ertuğrul Kaya'nın 73 yaşında ve görme engelli annesi hakkında güvenlik kuvvetlerine silahlı direnme göstermek suretiyle suç işleyen Ertuğrul Karakaya'nın ölüm yıldönümü olan suç tarihinde umuma açık mezarlık içinde aleni olarak işlenen suçu ve suçluyu övme iddiasıyla, TCK'nin 215/1 maddesine göre 2 yıl hapis istemiyle Salihli Cumhuriyet Savcısı Seyfullah Öselmiş tarafından dava açılmıştır. Davaya itiraz eden avukatlar mahkemeden "Ertuğrul Karakaya"nın işlediği suçun ne olduğunu ve hangi suçun övüldüğünü sormuştur ve mahkemece verilen yanıtta Karakaya'ya ait bir suç olmadığı belirtilmiştir. Avukatlara verilen yanıtta ayrıca Osman Özdemir'in Karakaya'nın katil zanlı olarak daha önce yargılandığı ancak serbest bırakıldığı anlaşılmıştır. Bu durumu ilk kez öğrenen avukatlar 28 yıl sonra davayı temize götürmüşler ve serbest bırakılan sanığın yeniden yargılanmasını talep etmişlerdir..