Gri Gözlü Kral * Anna Ahmatova

Onulmaz ağrı şan olsun sana!Gri gözlü kral dün öldü bir anda. Sıkıntılı ve alaca bir sonbahar akşamıydı.Kocam eve dönünce metanetle mırıldandı. ?Biliyor musun avdan ölüsüyle dönmüşler,Cesedini yaşlı meşenin dibinde bulmuşlar. Ne kadar da gençti, yazık kraliçeyeAğarmış bütün saçları bir gecede.? Ocağın üzerinden piposunu bulduVe gece…

Anneme Mektup * Sergey Yesenin

Sağ mısın henüz ihtiyarcığım?Ben de sağım. Selam, selam!Döksün çatısından yuvacığınınO betimsiz aydınlığını akşam. Duyuyorum özenip tasanı gizlemeye,Kederleniyormuşsun benim güç yazgıma,Sık sık çıkıyormuşsun yolumu gözlemeyeBürünüp eski moda harap urbana. Ve akşamın mavi karanlığında sanaSık sık görünüyormuş bir acıklı düş:Meyhane kavgasında birisi güyaFin işi bıçağını yüreğime gömmüş….

Ağıt * Azer Yaran

Yayınevinde on altı sayfaların çınlayan sessizliğive ölümsüzlüğü kitabın.Bir kitap ölümsüz baskına uğramışsevgili ağır ölümüz acıdan kundağındayarım kalmış.Bırakınölüyü kaldırsın emekleyen bebeğikendi türküleri. Ah, sisli günün çiğli çimleri.Deyinörtmesinler güldeki kanısevgili ağır kanı acıdan kundağında.Bırakın kankurusun al ipek bir mendil gibi.Yükseğe ölünün gür alnıyurdun ağır toprağında. Öldürümün uluyan…

Kuşları Öldürmeyeceğim * Azer Yaran

Anne, iyi askerler olur mu?Savaş olursa anne, kötü askerlerÇocukları kırar mı?Savaş olursa anne? Babam asker olursa, anne,Çocukları okşasın benim için.Niye hep uyuyor o çocuk?Adamların başlarında kanlı örtüler.Anne, televizyonda bu akşam niçin?Atlara binmiş atatürkler? Gazetede resim ne, anne, gösterAnne, çocuğa ne yapmışlar?Bunlar kim, niye yere serilmişler,Kara…

Otobiyografi * Azer Yaran

Yaşadımyer yüreğinin atışında taş kanadıyaşadımtoprak damarlandı, ömrümün aktı kanıdokundum ve sardım sonsuzfiilinde tanrıların tanıktanık oldum. Yaşadımölümlü olduğumun hüzün gözyaşlarıylayaşadımdoyamadığım destan tadıylagüz yangınının göğ kefeninde közlendimyaşadımölümlülüğümün damladı kederi, gün tırmandı buharlandı çiygün indi düştü çiyi ölümün.Güneşyaz boyunca günbatımının sırtındadenizin aynasında dönence payı yuvarlandıve güz boyunca dönence…

Şiirler Okudum Bugün * Azer Yaran

Şiirler okudum bugün türkçemin ormanlarında,Adım adım dizelerle içimde direncim, sevincim ve acım,Çocuklaştım, aldım da gövdemi salladım dallarındaİlkgençlik suyunu yakmış gür bir ağacın. Hayatı bir gürültünün içinden yeniden yaratmaktır şiir,Ve söz demlemek değildir mutluluğun kanatlarında.Şair bazı okur da kitabını sevdiği bir şairin,Doyar, şiirler düşünür, uyur bu…

Boşuna * Aziz Nesin

Sen yoksun………Boşuna yağıyor yağmur…Birlikte ıslanmayacağız ki…..Boşuna bu nehir……Çırpınıp pırpırlanması…..Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki…Uzar uzar gider..Boşuna yorulur yollar..Birlikte yürüyemiyeceğizki..Özlemlerde ayrılıklar da boşunaÖyle uzaklardayız..Birlikte ağlayamayacağız kiSeviyorum seni boşuna..Boşuna yaşıyorumYaşamı Bölüşemiyeceğiz ki …

Acının Duvarı Asılınca * Aziz Nesin

Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum Asmışım sinirini mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum Acısını artık duyamıyorum Ki kendim öyle bir acı olmuşum Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum.

67.yaş * Aziz Nesin

Benim doğduğum günGünler uzamaya başlarÖyle bir öleceğim kiGeceler uzamaya başlayacakVe öyle bir öleceğim kiGünlerle gecelerden başkaHiçkimse öldüğümü anlamayacak

Tayga Ormanları

Tayga ormanları, kutup dairelerine yakın sert karasal iklim bölgelerinin iğne yapraklı ağaçlardan oluşan doğal bitki ör­tüşüdür. Bu ormanların görüldüğü yerlerde en fazla yağış yazın, en az yağış kışın düşmektedir. Yıllık yağış miktarı 500 mm civarındadır. Tayga orm&nlarındaki ağaçların yaprakları, düşük sıcaklığa ve uzun süren kuraklığa…

Işıldayan Dağ: Kilimanjaro

KİLİMANJARO DAĞI, TanzanyaKilimanjaro 97 km uzunluğunda ve 64 km genişliğinde alanı kaplar. Svahili dilinde ismi ?ışıldayan Dağ? anlamına gelir. Bu dağın yamaçlarında tropikal yağmur ormanları vardır. 5899 metre yüksekliğindedir. Kuzey Tanzanya?daki yarı çöl olarak nitelenebilecek arazide bulunan volkanın doruğu karla kaplıdır ve etkileyici bir görüntü…

Köy Enstitüleri,tonguç ve Usta Öğretici Hasan Çakı Efe

Köy Enstitüleri, Tonguç ve Usta Öğretici Hasan Çakı Efe Bergama Kermesindeydi? 23 Haziran 2011 günü Bergama Belediyesi?nin düzenlediği Bergama Kermesindeydik. Bu yıl 75. kez düzenlenen kermes kapsamında ?İsmail Hakkı Tonguç ve Köy Enstitüleri Işığında Eğitime Bakış, Köy Enstitüleri Usta Öğreticisi Bergamalı Hasan Çakı Efe? konulu…

Madalyasını Takacak Giysisi Yoktu

Nerden aklıma geldi? Manisa caddeleri çiçekleniyor renk renk,çeşit çeşit.Manisa?da yaşayıp da Manisa?nın renklerini görüp de onu anımsamamak olur mu? Ahmet Bedevi ,nam-ı diğer Manisa Tarzanı 1899 yılında Bağdat'ta doğmuş. Saçını ve sakalını hiç kesmemesi, yaz kış üzerinde yalnızca bir şortla gezmesi nedeniyle yöre halkı tarafından…

Tohum * Melih Cevdet Anday

Dörtnala haberci ilkyazdan Aşağıdan inceden beyazdan Dumanı tüten sıcak tohum Dolan kara toprağı dolan Ulaş yeryüzüne ak tohum Hay gücüne kurban olduğum Dağ taş dinlemezim hey aman Göster o gül yüzünü göster Önce yeşil yeşil bak tohum Sonra sarı sarı gülüver Donansın donansın daneler Kız…

Yıldız * Melih Cevdet Anday

Evren esrisin diye gövdendeTuttum elinle bir dünya dokudumSavatlı ayı taktım bileğine Bak yaz kıyısından limon çiçeğiYüklü kızarık gece yükseliyorKöpeklerin uyuduğu bahçemize Minderlerimizi ansı, nerdeyseDoğar o anasonlu yıldızKırılmış dağın balkonundan. Uzanalım, kavağın ve beyniminKum saatlarını duyuyor musunTenle karışıyor, sürgünlerinle. Kaktüs bana bir ağıt söyle.

Zamanlar * Melih Cevdet Anday

Hepsini gördüm ayrı ayrı,Kuşların zamanı tunç rengindedir.Tanrılardır taşın zamanı,Denizin zamanı ölür dirilir. Göğü tanıyamadım, yok ki,Sahipsiz zamanlarla doldurmuşlar,Ama ordan iner o eskiÖlümsüz sevdaların zamanı kar Ve havlamayan dev köpekleriyleİnsanın zamanı… OlmayanAma hayalet bir yasemin gibi kokan,Toprağımız eşelendikçe.

Soydöküm * Hidayet Karakuş

dedeminhristiyanlık günlerinibilmem-anlatırlar amcamın totemişekerlikteki karıncagönlü yorgundurbütün zamanlarıyaşamış gibikendi kavanozundan emeklişimdi iyiydi askere gitmedenağabeyimokuldan kaçıptürküler söylüyordudayı kızınaeski bir fenikeli artıkticarete inanıyortürkülerini yitirdi ara sıra müslüman oluyorbabamsabahları kuran okuyupay tutulduğundasela veriyorama düşünmesi kısatarlaları bölüşmek içinmahkemeleri adil sanıyor ben sabahları bilirimuyanıp işe başlamak içindünyayı yeniden doğurmalıyımdiyor ablamherkes kendine…

Şimdi Ölme Anne * Hidayet Karakuş

1.bu kış yine pencereler esiyornereden doğduğunu bilmediğimbir öç dalgası geliyor üstümüzeyolumuzda haramiler çengi kıyametkurşun izlerinde yitiriyorumgünlerin mavi saydamlığınıekmek yarımsu kirlitoprak bitkinben soluksuz kaldımyalnızlığın ihtilal yaptığı odalarda 2.sen ilacını içtin misarısı yorgun yüzününbeni sevgiyle beklediğin günlerden kalanbiraz sıcaklığın varsasar anne benikonuş benimlesar benikokun dağılsın yüreğime mercanköşk…

Ödenmez * Hidayet Karakuş

ışığın şafağa verdiğiniverdin banadağları gök sınırlarındasıyıran rüzgârlarınay ışıltısından kalanyerlerini verdin keseklerden seken tarla kuşlarınısuyun sesine koştuğundagün aydındıuyanmamıştı kalbin toprağıgeniş ovalaruçsuz bucaksız sıfatlarlakendini tamlayanbozkırlar verdin bana bir gün dönersin dedinbir gün dönersino günün adresini kestin yıldızlardangittiğim yerlerinharitalardahasretten kanayan şehirlerinyıkılmış yaşamlarından kalankitaplarını verdin bana herkes unuttu benimevsimler…