Hamursuz * Yaşar Miraç

kurnadan düşen hamam tasınasıl çınlardı mermerdesen işte öyle cırlardınbenim yokolduğum düşlerde sen anlamazsın bu fırıncıyıneden ekmek yerine hepkurabiye pişirir durur diyesorarsın hiç çekinmeden elinin hamursuzuyla

Yaralı * Yaşar Miraç

bir yaralı sevdalıyım göğsümün gürgün pınarı gonca güller karanfiller moran gelincikler kanar bir kırık badem dalıyım yurdumun yorgun kuşları ala şahinler turnalar yuvaları dağıtılan toy kanatları kırılan emekcen gurbet kuşları sürgün kuşlar bana konar bir çamlıbel maralıyım ayça sudan içmedeyken gökten bala geçmedeyken avcılar ağına…

Değnek * Yaşar Miraç

aynaya baktım gecedeayışığı sofrasındaokşadım gümüş telleribir tanburun aylasında yıllar geçmiş saz yorulmuşaşklar solmuş perdesindegül kurumuş bülbül susmuşsevdaların bahçesinde neydi ey aşıklar neydibir ilkbakış o her şeydibir kıvılcım bir özgür yelbirden her şey neden güzel sihirli bir değnek gibien umutsuz en zor andagönle kimin eli değdisihirli…

Düşçe * Yaşar Miraç

badem pencerelikavun kapılınar kiremitlibalık bacalıküçücük bir evdeyaz sıcağındasıcacık bir yerdekış soğuğundaçiçecik bir evdekırlar güzeliesincek bir evdeeylül geceliufacık bir evdegümüş gülüşlütefecik bir evdeerik bir evdeyaşamak yaşamakyaşamak sen(in)leisterdim ben de

Bal İpek * Yaşar Miraç

sizin için açsam gülleri gülleri ince yeğnik kadife akşam gülleri sülün meleği sizin için uçsam kuşları kuşları gelin üveyik turna göçmen kuşları gönül ipeği kapanıp ağlasam ak göğsünüze göğsünüze ağsam yıldızlarımı kar göğsünüze şiir dileği sizi çiçeklerle saklayacağım arılarla arıyacağım unutmayacağım sevgi peteği kuştüyü ellerinizle…

Çerkez Ali * Ataol Behramoğlu

Çerkez Ali'yle bir akşamGöl kıyısı lokantadaGürcü şarapları içtikMezemiz "çahohbili" ydiBabası Kırımlı TatarAnnesi istanbullu TürkKökü derinlerde çınarŞair dostum çerkez ali Gerçeği düşe çevirenDuygu nereden geliyorŞu karşıki dağlardan mıAkşam sisinde eriyenBakışları bir ışık suÇerkez Ali anlatıyor Darağaçları kuruluSultan Hamit ağır hastaCanı kayısı istemişKar yağıyor İstanbul 'aBeşiktaş'ta çerkez…

Bu Aşk Burada Biter * Ataol Behramoğlu

Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir Solarken albümlerde çocuklar ve askerler Yüzün bir kır çiçeği gibi…

Akşamüstü Bir Kahvede * Ataol Behramoğlu

Akşamüstü bir kahvede Bira içtim birkaç bardak Gazeteden yoruldukça Gelip geçene bakarak Kahvenin müşterileri İçerdeydi daha fazla Camlı terasta idim ben Çıkıntı yapan sokağa Sevimsiz bir kocakarı Torununu azarladı Bir köpek geldi içerden Camdan dışarıya baktı Salınarak geçip gitti Genç bir anne çocuğuyla Kasketli iki…

Ağustos Konuğu * Ataol Behramoğlu

Odama bir an giren uçucu bir böcek -Arıdan irice, kanatları renkli- Dolaştı bir süre, vızıldamadan. Sonra bulup yolunu pencerenin Çıkıp gitti Bir öykü çeviriyordum Çehov'dan Masamda bira bardağı -Odam, kitaplarım,olağan dünyam- Tül perdede ağustos ışınları Tanık oldu yaşamıma Bu uçucu böcek, sadece bir an Çıkıp…

Atlının Türküsü * Garcia Lorca

KurtubaUzakta tek başına Ay kocaman at karaTorbamda zeytin karaBilirim de yollarıVaramam Kurtuba'ya Ovadan geçtim yel geçtimAy kırmızı at karaÖlüm gözler yolumuKurtuba surlarında Yola baktım ama yol uzunCanım atım yaman atımEtme eyleme ölümVarmadan Kurtuba'ya KurtubaUzakta tek başına

Serüven Düşkünü Bir Salyangozun Başına Gelenler * Lorca

Bir çocuksu tatlılık almış sakin sabahı Ağaçlar da geriyor toprağa kollarını. Bir titrek buğu örtüyor ekinleri, ve örümcekler geriyor ipekten yollarını, -sarıyor yol izleri göğün parlak camını- Kavaklı yolda bir pınar durmuş şarkıya şarkısı otların arasında. Ve patikanın sakin efendisi salyangoz saf ve kendi halinde…

Giden Can * Garcia Lorca

Ne boğa tanır seni ne incir ağacı, Ne evindeki atlar ne karıncalar Ne çocuk tanır seni ne de ikindi Ölüsün çünkü, dirileceğin de yok Taşın sırtı da seni tanımaz artık, İçinde düşündüğün kara atlas da. Dilsiz anıların da tanımaz seni, Ölüsün çünkü, dirileceğin de yok….

Akşamleyin Saat Beşte * Garcia Lorca

Saat beşte akşamleyinTam saat beşte akşamleyinAk çarşaflar getirdi çocukSaat beşte akşamleyinHazırdı bir sepet kireçSaat beşte akşamleyinKalanı ölüm.Yalnız ölüm.Saat beşte akşamleyinRüzgar savurdu pamuklarıSaat beşte akşamleyinKristal,nikel serpti oksit.Saat beşte akşamleyinKumru parsla savaşır şimdiSaat beşte akşamleyinBir kalça,bir ıssız boynuzSaat beşte akşamleyinSesler başladı,uğultularSaat beşte akşamleyinDuman,arsenik çanlarıSaat beşte akşamleyinSessiz insanlar…

Umarsız Aşka Gazel * Garcia Lorca

Gelmek istemiyor gece Ne sen gelebiliyorsun o yüzden Ne de ben gidebiliyorum. Ama ben gideceğim. Akrepten bir güneş şakağımı yesede. Ama sen geleceksin. Dilin tuzlu yağmurlarca yakılmış. Gelmek istemiyor gün. Ne sen gelebiliyorsun o yüzden. Ne de ben gidebiliyorum. Ama ben gideceğim. Kurbağalara atarak ağzımda…

Ozan ve Ölüm * Garcia Lorca

Ölümle başbaşa yürürken görüldü o Korkmadan tırpanından -Gene de kuleden kuleye güneş Çekiçler örsde. örsde, demirci ocaklarının örsünde. Konuşuyordu Federico Okşayarak, ölümle.Ölüm dinliyordu onu. 'Daha dün mısralarımda canyoldaşım, Kuru avuçların şaklıyordu senin Daha dün mısralarımda, Daha dün kırağını verdin şarkıma Ve ağlatı'ma gümüş tırpanının keskinliğini,…

Ağız – Kaside * Garcia Lorca

Kapadım balkonumu duymak istemiyorum ağıtı ama yalnız ağıt var gri duvarlar ardında Çok az melek var şarkı söyleyen çok az köpek var havlayan bin keman bir avuca sığıyor; Ama ağıt koskoca bir köpek, ağıt koskoca bir melek, ağıt koskoca bir keman, gözyaşı ağzını tıkıyor rüzgarın…

Deniz Suyunun Türküsü * Garcia Lorca

Denizgülümsüyor uzaktan.Dişleri köpükten,dudakları gök. "Ne satarsın, deli kızrüzgarda memelerin?" "Suyunu denizlerin, yiğit,suyunu denizlerin." "Ne taşırırsın kara oğlan,kanınla karıştırıp?" "Suyunu denizlerin, yiğit,suyunu denizlerin." "Bu tuzlu gözyaşları, ana,nerden gelirler?" "Ağlarım suyunu denizlerin, yiğit,suyunu denizlerin." "Bu derin sızı, gönül,nerden doğdu oy?" "Ne acıymış, ne acısuları denizlerin'" Denizgülümsüyor uzaktan.Dişleri…

Karanlıkta * Refik Durbaş

ışığı söndür. hadi yanıma uzan seninle eskiyorum hadi uzan gün çoğalırken yüzümüzle bir roman kahramanını yaşıyaraktan gece ıslak ve su kadar dalgındır açılırken koyu bir derinliğe pencerem çünkü herkesin içinde hep aynı saksafon ölümden kollarını taşıyaraktan yürür eskiyen sıkıntısını sen korkma. alışkanlıktır gittiğimiz bizim hadi…

Majüskül Bir Kadın Yüzüne * Refik Durbaş

Eski yazma kitaplarda aranansaçları kadifeli ipek bir kadıngittiği her yeri bir majüskül sanarakyüzünün bir yanını yazlık sinemalarabir yanını bekâr adamlara uyduruyor Sokak sesli eskürbacı mı bu kadınel kadar bir tiren taşıyor koynundaki onu herkes soyguncu bilmektedirvampir diye yazıldığı kitaplardabir sansarla evlendiği de söyleniyor İçinde aşkın…