Sanı * Eray Canberk

hiç değişmedi sansen öyledıştangir içeri – göz göz olmuş- ama yerinmez -çünkü kendi yerinde-ayrıca neden değişsin konumsöyleyaşanırken hep ortak duyum eğri bir çizgi dudak -acı gülümseyiş-her zaman vardıyanıltan hiçdeğişmedisansenöyledıştan  

Elemtere Fiş * Bedri Rahmi Eyüboğlu

elemtere fişkem gözlere şişbenim bir yarim var müthişbazen yedi yaşında bazen yetmiş elemtere fişkem gözlere şişbenim bir yarim var müthişazcık rum azcık kürd azcık ermeniaklına esmeye görsün.Galata kulesinintepesinden atar benisonra benden önce iner, tutar beni elemtere fişkem gözlere şişbenim bir yarim var müthişyarısı imam yarısı…

Zindanı Taştan Oyarlar * Bedri Rahmi Eyüboğlu

Sılanın ufak tefek yollarıAğrıdan sızıdan tutmaz elleriTepeden tırnağa şiir gülleriYiğitim aslanım aman burda yatıyor Bugün efkarlıyım açmasın güllerYiğitimden kötü haber verirlerDemirden döşeği taştan sedirlerYatak diken diken yastık batıyorYiğitim aslanım aman burda yatıyor Bir şubat gecesi tutuldu dilinSilaha bıçağa varmadı elinNe ana ne baba ne kız…

Yaradana Mektuplar * Bedri Rahmi Eyüboğlu

Yıldızların, çivilediğin yerdeler, Bulutların, eksik olmasınlar, Hep ayni minval üzere, senden gelip sana giderler. Güneşin böler günlerimizi Bir portakal gibi ortasından ikiye Yarısını kulların yer, yarısını geceler. Denizlerin senin elinle doldurduğun kasede çalkalanmaktadırlar Ne bir damla artmış, ne bir damla eksilmişlerdir. Dağların bizim ayağımıza çok…

Üç Dil * Bedri Rahmi Eyüboğlu

En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Ana avrat dümdüz gideceksin En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin En azından üç dil Birisi ana dilin Elin ayağın kadar senin Ana sütü gibi tatlı Ana sütü gibi bedava Nenniler,…

Karınca * Bedri Rahmi Eyüboğlu

ulan karınca 46'ncı kata nasıl çıktın merdivenle mi asansöre mi bindin? ulan insan kendini beğenmiş şaşkın demek senin yaptığını yapabildiğime şaştın bahse girer misin her işte karıncadan üstün olduğuna? insan oğlu güldü sonra 46'ncı katın pencerelerinden birini açtılar ikisi birden atladılar insancık torba kağıdı gibi…

İstanbul Destanı * Bedri Rahmi Eyüboğlu

İstanbul deyince aklıma martı gelir Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık yarısı kuş İstanbul deyince aklıma bir masal gelir Bir varmış, bir yokmuş İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu'da toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller tomurcuklanır Anadolu'da…

Yüreğim Kanıyor * Yusuf Hayaloğlu

Sakin göllerin kuğusuyduk,Salınarak suyun yanağında.Ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin.Sonumuzun adım-adımYaklaştığını görürdük… Yarılan ekmeğin buğusuyduk;Paylaşılan zeytin tanesinin,Yüzümüze saldıran yağmur avanesinin.Biz hep üşüyen burnumuzuAvucumuzda hohlayarak yürürdük. Hiçbir hesabımız yoktu kimseyle.Hiçbir aykırı yanımız,Hiçbir yalanımız…Gözüm yaşarıyor,Yüreğim kanıyor…Olmasaydı sonumuz böyle!.. Biri, saksımızı çiğneyip gitti.Biri, duvarları yıktı,Camları kırdı.Fırtına gelip aramıza serildi.Biri,…

Kızın Adı Özgürlük * Yusuf Hayaloğlu

Minnacık bir kız vardı Bir ormanda yaşardı Karanlıkta kaybolsak Elimizden tutardı Yürüdüğü kırlarda Papatyalar açardı Omuzundan güvercinler uçardı Öldürdüler yarım kaldı Dudağında son gülücük Yalnızca bir adı kaldı Kızın adı özgürlük Minnacık bir kız vardı Göğsüne gül takardı Beyaz bir at üstünde Bulutlara konardı Irmağın…

Hani Benim Gençliğim * Yusuf Hayaloğlu

Hani benim sevincim nerede;Bilyelerim, topacım,Kiraz ağacında yırtılan gömleğim?Çaldılar çocukluğumu habersiz.. Penceresiz kaldım anne,Uçurtmam tel örgülere takıldı..Hani benim gençliğim nerede? Ne varsa buğusu genzi yakan,Ekmek gibi, aşk gibi,Ah, ne varsa güzellikten yana,Bölüştüm, büyümüştüm.İçime sığmıyordu insanlar.. Bu ne yaman çelişki anne,"Kurtlar sofrasına" düştüm..Hani benim direncim nerede? Hani…

Ceylan Seni Vuramam * Yusuf Hayaloğlu

Beni görünce kaçma ne olur Ceylan ben seni vuramam Saklanıp beni süzme ne olur Ceylan ben seni vuramam Tenhalarda bir gölgeyim Kimse bilmez ben nerdeyim Zalim bir avcı değilim Ceylan ben seni vuramam Dağlarda gezer dururum Akşam olur kaybolurum Belki ben de vurulurum Ceylan ben…

Kitaplarda Ölmek * Behçet Necatigil

Adı, soyadı Açılır parantez Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti Kapanır, parantez. O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları. Ya sayfa altında, ya da az ilerde Eserleri, ne zaman basıldıkları Kısa, uzun bir liste. Kitap adları Can çekişen kuşlar…

Gizli Sevda * Behçet Necatigil

Hani bir sevgilin vardıYedi sekiz sene önce,Dün yolda rastladımSevindi beni görünce. Sokakta ayaküstüKonuştuk ordan burdan,Evlenmiş, çocukları olmuşBir kız, bir oğlan. Seni sorduHiç değişmedi, dedim,Bildiğin gibi…Anlıyordu. Mesutmuş, kocasını seviyormuş,Kendilerininmiş evleri..Bir suçlu gibi ezik,Sana selâm söyledi.

Dağlarda Ateşler Yandıkça * Behçet Necatigil

Oda karanlık Odadan dışarı çık Şehir karanlık Şehirden dışarı çık Korkma Yürü bir hayli yürü Gördün mü Dağlar başladı artık. Korkun dağılır rüzgarda Bekle biraz Dağlarda ateşler yandıkça Karanlıktan korkulmaz. Dağlar karanlık Dağlara yukarı çık Korkma Yürü bir hayli yürü Az daha yukarı çık Birbirinden…

Başsağlığı * Behçet Necatigil

Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda Acılar unutulduktan sonra Dönmeliyim. Ölümlerin karşısında şaşırıyorum Ne desem ki Düşünüyorum. Kalanları ağlıyor gidenin Benim gözlerim kuru Herkes bana bakıyor, biliyorum İçlerinden geçenleri. Başsağlığı dilemek Garibime gidiyor Ölen öldü, sen yaşa Küçültmeye benziyor. Beni böyle kitaplar mı yaptı ne Kağıtlarda…

Acı Tutunmak * Behçet Necatigil

Büyüsün küçülmen, Bu senin yakının! Yaklaştın mı sağlığında Şimdi de uzaksın! Duyur istersen İlanlar ne yapsın? Ana baba kardeş Yaşarken ne yaptın? Görseler gazetelerde Dostlar tedirgin Bir iki telefon Yeter üç beş akraba. Yükler ağır kaldırdınız Kırık, ezik bir yığın. Göm, gömülmez Utancın, uzaklığın.

Akşam Şiiri * Behçet Necatigil

Birden hatırlarsın, O da seni – – birden bazan: Nerde, ne yapar şimdi Parlar bir özlem anılar arasından. Bu akşam ne garip sözcük Sanki ilk duydum, yadırgıyorum: Akşam. Bilmem bulur muyum Yollara baksam? Söner yangın birazdan Yatışır özlem. Bir gün karşılaşırız Bir gün, bir yarım…

ATATÜRK'Ü DUYMAK * Behçet Necatigil

Ulu rüzgarlar esmedikçe Yaşamak uyumak gibi. Kişi ne zaman dinç Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi. Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz? Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik, Ekmek olmak icin önce Buğday olmak gibi. Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe Cılız sözler: usanmak, yorulmak, durmak gibi. Kuvvettir yaptıkların…

Kıyak * Yaşar Miraç

al sana yeşil bir ayna vereyimsabah akşam gece gündüz bakadurbu ayna bildiğin aynalardan değilgeçmişi ve geleceği gösterir bir dileğin varsa hiç çekinmedenfısılda hemen yerine gelsinsen ki hiç emek vermedenher şey olsun bitsin istersin bu yeşil sihirli aynacık iştetam senin kafana görebu kıyağımı da sakın ama…

Gurbete * Yaşar Miraç

gurbete kaçacağımo lacivert ülkeye o üzünç denizineuzayan iskeleye ansızın sormaksızınneler kalır geriye gurbete kaçacağımo kimsesiz ülkeye o geri dönülmezebağlanan ilk köprüye umarsız durmaksızınacılar tüketmeye gurbete çıkacağımo duvaksız tepeye o yolunda gözyaşıçeşmesi kuru köye kopup yalnızlığımdankopup sonsuzluğumdan gurbete kaçacağımgurbete tükenmeye