Yıkılma Sakın * İsmet Özel

Sana durulanmış kelimeler getireceğim
Pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
Kelimeler, bazıları tüyden bazısı demir
Seni çünkü dik tutacak bilirim
Kabzenin, çekicin ve divitin
Tutuldugu yerden parlayan şiir.

Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi nefti
Acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı

Sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin
Çünkü kalbim aşktan çatlayip yarılırdı.
Her sabah çarpışarak çekilirdi karanlik alnacımdan
Acılar bile duymadım kof yürekler önünde
Beynim her sabah devrimcinin beyniydi
Ayaklarım donukladı gelgelelim
Sağlığın yerinde mi?

Yaraların kabuğu kolayca kaldırılıyor
Halkın doğurgan dünyasına dalmakla
Onların güneşe çarpan sesini anlamayan
Dört duvarın, tel örgünün, meşhur yasakların sahipleri
Seyir bile edemezken içimizdeki şenliği
Yılgı yanımıza yanaşamazken
Bizi kıvıl kıvıl bekliyorken hayat
Yıkılmak elinde mi?

Boşuna mı sokuldu bankalara
Petrol borularına kundak
Kurşun işçinin böğrünü boşuna mı örseledi
Varsın zindanların uğultusu vursun kulaklarımıza
Yaşamak
Bizimçün dokunaklı bir şarkı değil ki.
Bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere
Ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına
Yazık ki uzaktır kuşları, sokaklarıyla bizim olan şehir
Ama ancak laneti hırsla tırpanlayamamak koyuyor insana
Öpüşler, yatağa birden yuvarlanışlar
Sevgiyle hatırlansa bile hatta.

Köpüren, köpürtücü bir hayatın nadasıdır kardeşim
Bütün devrimcilerin çektikleri
Biliriz dünyadaki yorgunluk habire mızraklanır
Dağlarda gürbüz bir ölümdür bizim arkadaşlarınki
Pusmuş bir şahanız şimdilik, ne kadar şahan olsak
Ama budandıkça, fışkıran da bizleriz
Ölüyoruz, demek ki yaşanılacak.