Ygs Kahramanları * Işıl Soğukpınar

1 Nisan günü YGS gerçekleşti. Sınavdan sonra gençler üzerinden tır geçmiş gibiydiler; ezilmiş, yorgun, bitkin görünüyorlardı.
Sınava girişteki öğrencilerin ve görevli öğretmenlerin didik didik aranmaları görülmeye değerdi. Sanki görevli öğretmenler kopya verme konusunda potansiyel suçlu. Geçmiş yıllarda hangi sınav salonunda hangi görevli öğretmenin arabasının anahtarıyla ya da evinin anahtarıyla cevapların şifresini oluşturup kime uçurdu bilmiyorum. Çünkü öğretmenler de görevli oldukları binalara girişte sıkı sıkı arandı tarandı evlerinin, arabalarının anahtarları yanında olanla görevli oldukları binaya giremediler.
Sınavda yaşanan sınavzedelikler güldüren, yürek burkan ,üzen ayrı birer öykü konusu. Çanakkaleli bir genç tuvalete gitmek istiyor izin verilmeyince yanındaki pet şişeye ihtiyacını gidermiş .?Geleceğimi tehlikeye atamazdım? demiş. Bu kahramanlık değil de nedir?
Samsun?un İlkadım ilçesinde üniversite sınavına girecek lise öğrencisi genç kız, aniden rahatsızlanması sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. 19 Mayıs Lisesi son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Damla Orhan Yükseköğretime Geçiş Sınavı?na (YGS) gitmek için hazırlanırken fenalaşır. Hastaneye kaldırılan genç kız, yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamaz. Ne büyük acı.
İzmir?den başka bir sınavzede doğuştan şeker hastası olan 19 yaşındaki Rüya Çıralı, girdiği YGS? de ayrı bir sıkıntı ile mevzuata takılır. Sınav görevlileri, Rüya Çıralı?nın, yaşamı için sürekli karnında takılı olması gereken insilün pompasıyla sınava giremeyeceğini söyleyerek pompayı çıkarmasını ister. Pompanın sağlık gerekçesiyle sürekli takılı olması gerektiğini söyleyen Çıralı, salonu terk etmek zorunda kalır.Ne büyük talihsizlik(?)
Gelelim sorulara. Beni daha yakından ilgilendiren Türkçe soruları. 40 soru yöneltildi. Geçen yıllara göre soru dağılımı farklıydı. Her yıl mutlaka sorulan ?yazım kuralları? ve ?anlatım bozukluğu? ndan hiç soru gelmedi. Oysa özelikle bu iki konu soru beklediğimiz mutlaka soru çıkar dediğimiz konulardı. Çünkü doğru Türkçenin öğrenilmesinde bu iki konu olmazsa olmazdır. Hatta bu konulardan soru sayısı artırılmalıydı bile.
Paragraf sorularının da her biri bilimsel bir makaleden alınmış gibiydi. Paragrafların çok uzun olması da anlamayı zorlaştırdı ve zaman kaybettirdi.
Ayrıca okuduğunu doğru anlamaya ve sonuç çıkarmaya yönelik ?ana düşünce? sorusu hiç yoktu.
Yine paragraf soruları olumsuz ?değinilmemiştir? soru köküne dayalıydı.Bu da zaman kaybettiren sorulardandı.
Bu sınavın en ilginç, tartışılması gereken sorusu 17. Soru olarak dikkat çekti. ?Anlatımın akışını bozan cümle? ilk defa, ilk cümle çıktı. Oysa paragraftaki bütün cümleler ilk cümleye göre sıralanır.?İlk cümlenin akışı bozduğunu? söylemek temelden yanlışlığa işaret eder. Bu soru ?parçanın başına hangisi getirilemez? ya da ?hangisi bu parçaya giriş cümlesi olamaz? şeklinde sorulmalıydı.
Müfredat dışı hiçbir soru yoktu. Soruların beklenenden zor olduğu gözlendi. Bu zorluk sorulardan değil seçilen metinlerden kaynaklanıyordu. Türkçe sorularını 40 dakikada çözebilen çocuklar bu sorulara 80-90 dakika ayırdılar.