Yazı * Adnan Satıcı

oğlum Denizali?ye…

I

İlk ne yazmışım, hatırlamak isterken
gördüm ki çocuk olmak fena iş
Tanrı?yla karıştırırlar sizi
herkes bir şeyler umar elinizden

Bir ev harfi yaz demişti babam
yanına yöresine birkaç ağaç
üç beş kuş harfi iki de kedi
güneş yağmur ve akşam

Annemin neyi eksik, yaz dedi o da
söğüde kavağa ardıca selam
göğünde yıldız harflerinin yürüdüğü
deredeki mışıl mışıl uykuya

Kafdağı harfini biliyor musun
apak pelerini karlardan bulutlardan
ablamın hasreti şehzade harfi
istiyor ki at harfini koştursun

Ağbimi tanısaydınız hiç şaşmazdınız
ne işi var çalışmak harfinin bu yazıda
yesin zıbarsın içsin zıbarsın
aklında uzak bir hamak yalnı

II

Bir ev harfi yazdım babama
alçacık vagon; çatılı, tekerlekli
penceresi kapısı yerli yerinde
bacası boşlukta duruyor ama

Sağında cıscıbıldak beş ağaç
çelimsiz kökleri rüzgar alıyor
titrek kuş harfleri üşümüş mü ne
eşikteki tekir aç bilaç

Öbüründe bir esneme bir esneme bir uyku
sayfanın en serin kuytusunda
söğütlere konmuş sıra sıra balıklar
annemin yıldızları dereyi içiyordu

Ters çevirdim çatalı, Kafdağı yaptım
tepesinde babamın unuttuğum güneşi
at harfinin çilesi kanıma dokunmuştu
şehzadeyi yağmurda basbayağı ıslattım

Harf mitingi varmış sanayi çarşısında
kımıl kımıl bir mahşer, eh biraz gürültülü
tere batmış ağbim motor indiriyor
hamak kitap okuyor karşısında

III

Hadi bana yazdıklarını oku da anlat
bunu çiçek annem, ümmi annem söyledi
tekerleğe tınmadı, bacaya taktı babam
-Hiçbir şey boşlukta duramaz evlat!

Ablama göre bu da bir görüş
yine de çözemediği birkaç düğüm var
neden at harfinin sırtı sivri bu kadar
neden şehzade böyle eciş bücüş

Tozumu alırken görmeliydiniz ağbimi
dünyanın gidişine kafam basmıyor
ne dese tersinden anlıyormuşum
-Kitap okuyan hamak, olacak şey mi?

Öğretmen cımbızlı kostak kalemiyle
yoluverdi balıklarımın kanatlarını
yıldızları tek tek ayıkladı dereden
-Bilim saygı ister, hah şöyle!

Bak dedi, işte bu senin düşündüğündür
panoya iliştirdi düzeltili kara yazımı
ismime bir huni geçirdi arkadaşlarım
sınıfta kümem olmadı o gün bu gündür

Ağardı saçım sakalım, kuşkum kalmadı
kalemin tuttuğu yas, düşünceye düğündür.