Türkü * Adnan Satıcı

Seni diyorum seni ateşlerin başında uykulu ellerini Tutmuşlar yıkamışlar rüya denizlerinde tutmuşlar yıkamışlar Üç uygar iki barbar bize dediklerini dur dinle yürü söyle Bak burdan gitmeyince kimsecik hatırlamaz duvardaki gölgeni Ağardı böyle az az gölgen ki günden mavi kucağında turnalar Gökyüzü falan değil deniz meniz…

Uzun Bir * Adnan Satıcı

Uzun bir yola benziyor aşkımız, kıyısındabiri durgun biri çalkantılı iki denizuzun bir yola benziyor aşkımız, esasındayol alsak da yolcu falan değiliz Öylece oturuyoruz ayın altındayol akıyor, ağaçlar esiyor, biz bakıyoruzöylece oturuyoruz, güneş şimdi tahtındabakıyorum eylüldü, bakıyorsun temmuz Her birini bir yerlerden tanıyoruzkuşkucu neşe, sabırlı kasvet…

Zor Kadın Bilmecesi * Adnan Satıcı

Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş ah benim aklım pek nazlı, çağırsan da gelmiyor bekliyor ki ayrılık cenderesiyle posamı çıkarsınlar doğum kontrolünden bihaber tavuklara yem olayım gözyaşı olayım salak saçma tepelerden aşağı umutlarım harmanımda yel olsun it kuyruğuyla tamamlasınlar eksiğimi sağa sola yelyeperek sallayıp durayım ondan gerü…

Zamir * Adnan Satıcı

Tıknaz ömür. Bodur ay. Şubat gibi bir şey bumutluluk öksüzü şöyle bir yalayıp geçeröylesine geçtiydi aklımdan adın, dönüpbakmadın. Baksaydın keşke işitseydin kibiri bizi kendisine benzetebilir isterse Benzedik benzeye birazcık kaldık, evetben, sen, biz ona… tekil zamir sürüsütoplanmıştık dört harf bir fiskos civarınayayvanı yassısı ince bellisi…

Uzak Bir Ülkedir Gülmek * Adnan Satıcı

Mahmut Derviş'e Yağmurlar da diner, ölür gibi sonunda Gecede bir yıldızdır hüzün yanar da söner Acıya süreğen yurt olamaz insan Bulut olup dağılır içimizdeki keder Bir zamanlar ben de mutluluk harmanında Dolanmıştım, sanki bıçkın bir döven Topraktan ağan o hoyrat türkü Ardımdan yankıyan bir ağıt…

Tehdit * Adnan Satıcı

Sevgilim yanıtlanmış bir soru, dimdik yürüyorne tuhaf, galiba ikinci kez kullanıyorum bu sözcüğü şiirdehangi sözcüğü, sevgilim elbet, ilkinde daha yoktusen yoktun kimse yoktu, sen varsın herkes daha yokdimdik karışmasaydın grafimdeki yatık çarpıntıyagururla söz açabilirdim bundan utanç sözlüğümdeabartmazdım bu kadar Eteklerine yapışır –hızla sararan bir mevsimin…

Sıcaklığın Senin * Adnan Satıcı

Ne zaman sulara sorsam su diliyle seni Elinde yüreğini kamçılayan bir kitap Seyhan kıyılarındasın Yüzünü saçların kucaklamış yine Orhan Kemal?in sıcaklığındasın Ne zaman ağaçlara sorsam ağaç diliyle seni Dilinde pınar akışı bir türkü Toros yaylalarındasın Saçların belinde çiçek büyütüyor yine Karacaoğlan?ın sevda sıcaklığındasın Ne zaman…

Mayıstır Artık * Adnan Satıcı

Seni bir göğerçini öperken hatırlıyorum seni ürperirken ay Seni doğduğum gündü doğurduğum geceydi hatırlıyorum. Seni, suların göğe çekildiği mayıs getirdi bana seni, Etlik bağlarında saçları örÜlen gÜzel zeytini daha gÜnler lâzım, daha aylar, daha yıllarca göreyim sevda takvimine olur olmaz takılan bakışı hoş gör ister…

Hepsi * Adnan Satıcı

Bunu sana nasıl söylerim her şey bitti! Bittiyse eğer günün artık saatlerine benzer yürek kelimesi pervaneler denli kıvrılan o kısa yol ve masamızdaki kırılacak o şeyler Saymak üzerdi ya, yine de sayıyorum: tıka basa soluğumsu kül tablası yayılmacı ayakları kadehlerin şişenin yudum yudum sıkılan boğazi…

Güzeldir Gece * Adnan Satıcı

Güzeldir gece dağınık gündüzlerdentoplanır renkler ılıman bir noktadamürekkebe dönüşür parıltılı sözburuşur kâğıt, oluşur kalem Söylerim, sana söylerim o zaman sevdiğimiörülürken uzayan saçlarını çocuklarınşaşırtan bir koşudur kendi de tanıyamazuzaklaşınca yelesi benzerlerinden Diyelim ki yoldalar iki yanı da ağaçlıklıbiz çağırmadan aklımıza gelenlerbiri yolun kucağındaki ay ışığı olsun…

Güneşli Geceler Ağacında * Adnan Satıcı

Seviyorum seni, ölümsüz bir meyvenin zamanlara eşit yüzyıllardan bu yana benim de pırıltılı diş izimi taşıyor güneşli geceler ağacında sallanan elma Seviyorum seni, de ki,tenin gözeneğinde kendinden geçmiş tuz eriyiği biçimsiz bir akış, dalgın, dağınık itiyor hırpani imgelerin yardım elini Seviyorum seni, ne menem şeydir…

Eski Bir * Adnan Satıcı

Akşamlar rakılar laflar… burdan çıkınca Gün ortası bana da uğrayalım bir bir sağıma soluma, olmadı, üstüme başıma gönlüm şurda, aklın bir sokak ötesindedir eski bir bulutların yeni bir sağanağından bir kat yukarda durmaya mayil nehir burdan çıkınca Sana da uğrayalım, yaz konağına güneşin dolunay çıkmazına,…

Bin Yıl Daha Ülkesiz * Adnan Satıcı

Nereye O uysal saçlarınla nereye, hem sen nereye Nereye ey gözleri gurbet Sınadım kendimi bir başka biçimlerle Her iklimde dondum, her aynada hiç Yüzünü dön Yüzünü dön Can aynam paramparça… Nereye O atlarla nereye, hem sen nereye Nereye hiç dönmeyecekmiş gibi böyle Ardından kanım akıtır…

Duruk Çağ * Adnan Satıcı

sürpriz yok, özgelik sizlere ömür alışverişte gram kaçırmıyor dijital teraziler birebir ölçekli aşk kuramına göre yargılıyorlar oracıkta asıveriyorlar itiraz edenleri şaşılası bir incelikle çözülüyor sorunlar kültür sülünleri salınıyor yapma ormana avlıyorlar ve fakat şimdilik yemiyorlar tanımamazlıktan geliyorlar sorulduğunda yarışılmaz bir şeydir oysa, kanıt gerekmez o…

Doğu Baladı * Adnan Satıcı

derinlik olmayı sürdüreceğim bu sığ denizdebir halkım ben, dünyanın kalbinde paslı bir hançerkabuk bağlayan yaranın altında kaynayan irinyurdumda konuk, içimde tutsak, uğraksız göçer bir derinlik hepsi bu, başka hiçbir şeysaklı bir yanardağ olmanın kendisiyim bendoğuda, ellerinizden çok uzaklardabinyıllık bir uykuyu ölerek silkeleyen halkın derinlik olduğunu…

Büyük Taarruz * Adnan Satıcı

Sevgilim karakol menekşesibıçkın İsmetpaşaya dik dik bakanjoplu sopalıAnafartalar pervazında Görülsün diye içim dışımyalın giyineceğime dairona söz verdiğimi unutur muyum hiçgerçeküstü olan ben değilim ama, inanınbenim bile akıl erdiremediğim bir Dadaizm varmenekşemin işinde uğraşında Orda ne mi yapıyor; çocuklara bakıyorbelinde parabellumbir sürü kaba saba numarave buz…

Yazı * Adnan Satıcı

oğlum Denizali?ye… I İlk ne yazmışım, hatırlamak isterken gördüm ki çocuk olmak fena iş Tanrı?yla karıştırırlar sizi herkes bir şeyler umar elinizden Bir ev harfi yaz demişti babam yanına yöresine birkaç ağaç üç beş kuş harfi iki de kedi güneş yağmur ve akşam Annemin neyi…

Yağmurdan Sonraki Güneş * Adnan Satıcı

(LİRİK TEZLER) I/ Çoğu Kez Kaybetmek Büyük konuşmamalı insan birgün yenilebilir ıssız bir patikanın dar bükümünde neler bekler insanı kimler karşılar belki güneş yağmuru belki çığ Mızıkmasın kimse; kağıtlar eşit dağıtılıyor zardır bu; herkese altı yüzü var tek yumurta ikizidir her olasılık çoğu kez kaybetmek…

Ölü * Adnan Satıcı

Uslu gecede kıpırtısız göl seni doğuran zaman mı yoksa beyaz ıslak çiçeklerle dindirdi dibindeki depremi yansıyan ben olmadım hiç sana bakarken yansıyan kimdi göklerin çılgın çobanı serin ıslıklı rüzgar bir kez olsun yağmadı şu sürdüğün bulutlar yangınımla ben ne çok bekledimdi ağaca tutunan yosundum o…

Kirli ve Yitik * Adnan Satıcı

Bilmem nerden gelirdim, yolumu zaman kesti hayata lime lime ödediğim borç artıyor bir, beş, on; derken bir ömür ucuza kapatılmış yıllar yığını anımsanmayan bir dolu şey sonra Küf kesmiş günler defterimin borç hanesinde aldığım ne: kelepir bir yaşamak ve elden düşme başkasından artanını yaşıyorum günün…