Yabancı Dil Öğretimi

En Az Üç Dil

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Nu şu ne busun
Oğlum Memiş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun
(Bedri Rahmi Eyüpoğlu)

İnsanımızın yabancı dile verdiği önem yeni açılan özel okul ve üniversitelerde değil, dilimizde de anlamını bulmuştur.”Bir dil bir insan, iki dil iki insan.”
İkinci bir dil öğretiminde başarılı olmak için öncelikler arasında mutlaka iyi yetişmiş öğretmenler, hedefleri gerçekçi bir biçimde belirlenmiş bir program, amaca uygun araç-gereçlerin büyük yeri vardır. Bunların dışında; yabancı dil öğretimine ayrılan süre bir miktar daha artırılmalıdır. Erken yaşta başlamak dil öğretimi için çok önemlidir. Yapılan araştırmalar uygun öğretim yaklaşımı ile yabancı dil öğrenmeye 10 yaşlarında başlayan çocukların da 6–7 yaşında başlayanlardan geri kalmadıklarını göstermektedir; asıl önemli olan, öğrenim için yeterli zamanın ayrılmasıdır. Çin’de gelen göçmen çocuklar üzerinde yapılan incelemede, tam anlamıyla mükemmel İngilizce konuşabilenler iki ve üç yaşında başlayanlar. Daha ileri yaşlarındakilerin kelime hazinesi geniş olabiliyor ama gramer yanlışları ve aksanlarını düzeltmeleri mümkün olmuyor. Yabancı dil öğretiminde dilbilgisinden vazgeçilmez, ancak buradaki amaç dilbilgisini öğretmek değil, dilbilgisi aracılığıyla dil öğretmek olmalıdır.
Dil öğretiminde en temel gereksinim dilin kullanılması olduğuna göre derslerde bütün öğrencilerin etkinliklere katılmaları sağlanmalıdır. Buradaki sorunlardan birisi kalabalık sınıflar düşünülebilir ancak ikili veya gruplu, küme çalışmaları yoluyla bu sorun aşılabilir.
Eğitimimizde, öğrenci merkezli öğretimde çok önemli konu da öğrencilerin öğrenme biçimlerinin bilinmesi ve buna uygun yaklaşım gösterilmesidir. Anadil öğretimimizde olduğu gibi kimi öğrenciler yazarak, kimi dinleyerek öğrenebilir, kimi sesiz, kimi atılgandır. Öğrencilerin özelliklerini tanıyıp onları başarılı olacakları doğrultuda yönlendirmek gerekir.
Dil öğretiminde başarının önemli bir yolu da dersteki etkinliklerde çeşitliliğin sağlanmasıdır. Güdülenmesi yüksek ve istekli birçok öğrenci bir süre sonra yabancı dil öğrenmenin sadece sözcüklerden ve kural ezberleme, diyalog tamamlama vb. etkinliklerden oluştuğunu düşünüp isteğini ve hevesini yitirebilir.
Dil öğretiminde başarıyı olumlu etkileyen unsurlardan birisi de öğrencinin yeterli düzeyde güdülenmesidir. Her derse başlamadan önce, öğrencileri öğrenmeye özelliklede dil öğrenmenin ayrıcalığını kavratmak yolun yarısıdır. Dil öğrenmede güdüleme, bir bakıma öğrenci ile öğrenilecek konular arasında psikolojik bir bağ kurmadır.
Batı ülkeleri yabancı dili ortaöğretim çağlarında öğretebiliyor. Bizde üniversiteyi bitirenler bile yabancı dil konuşmada büyük zorluklar çekmekte hatta konuşamamaktadır. Bu anlaşılmaz çelişkiyi yüksek okul mezunlarını dil kurslarına gitmelerinden çok rahat görebiliyoruz. Öyleyse yabancı dil öğretimini ya çok iyi vermeliyiz ya da hiç vermemeliyiz. Yeterli süre ayırarak, iyi yetişmiş öğretmenler ve amaca uygun metot, teknik ve programlarla bunu biz de daha üst düzeylerde başarabiliriz.