Yabancı Dil Öğretimi * Mehmet Hekim

Günümüzde dünyadaki tüm gelişmeleri izlemek , kültürler arası iletişimi sağlamak için yabancı dil öğrenmenin , bilmenin çok önemli avantajları vardır.Artık bilimin ve teknolojinin çok hızlı yükselişi ile birlikte günümüzde bir hatta ikinci bir dil bile yetersiz kalabilmektedir . Kariyer basamaklarında ne kadar dil,o kadar iş anlayışı teknoloji kullanımı ile birlikte en aranılan değer haline gelmiştir .
Ülkemizde de yıllardan beridir yabancı dil öğretimi yapılıyor . Ciddi bir değerlendirme yapıldığında , ülkemizdeki dil öğretiminin istenen nitelikte olmadığını söyleyebiliriz . Ülkemizde bu kadar kaynak israfına (emek-para-zaman )karşın alınan sonuçlar gerçekten düşündürücü, şaşırtıcı hatta ürkütücüdür . Şimdilerde ilköğretimin 4 . ve 5 . sınıflarında başlayan dil öğretimi yüksek oldu bitirmekle sona eriyor . Hazırlık sınıflarında okuyan öğrenciler eğitim-öğretim hayatları boyunca 11-12 yıl boyunca dil öğrenimine zaman emek ve maddi kaynak ayırmaktadırlar . Hatta birden fazla yüksek okul bitirenler de bile yabancı dil konuşmada konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır . Bütün bu saptamalar ışığında dil öğrenmek gerçekten zor mu ? Etkili dil öğretimi konusunda nelere dikkate almamız gerekir ?

1-Niçin Yabancı Bir Dil Öğrenelim ?
Günümüzde yabancı dil öğretim amacı;genel bir yabancı dil öğretimi yerine ;kullanım durumuna göre sınırları daha iyi çizilmiş bir yabancı dil öğretimi olmuştur.Sözgelimi ?Akademik amaçlı İngilizce ? ,?İş amaçlı İngilizce ? ,gibi belirlemelerin yanında ?Tıp İngilizcesi ?, ?Pilotlar için İngilizce? , otel personeli içi İngilizce ? gibi belirli alanlara özgü özel amaçlı yabancı dil öğretimi günümüzde yaygındır.Yabancı dil öğrenmek isteyen kişinin ihtiyaçlarına göre bu dilin öğretilmesi,çağdaş yabancı dil öğretiminin amacıdır.Bu ihtiyacı duyan kişinin konumu,üstleneceği rol,dili kullanacağı zaman ve yer,konuşmanın konusu gibi değişkenlerin göz önüne alınması gerekir.Bu kişinin yabancı dil kullanmasında amaç doğruluk?tan ziyade uygunluk ve geçerlilik olmalıdır.Asıl amaç iletişim olduğuna göre anlaşılır ve yerindelik en az dilbilgisine uygunluk ölçüsünde önemlidir.Bu nedenle dilde yanlışlara daha çok hoşgörü ile bakılmalıdır.
Niçin sorusu bir eğitim programının genel anlamda hedeflerini belirler.Dil öğretiminin hedeflerini saptadık mı?Hedeflerin davranışlarını çıkarabildik mi?Niçin bir veya birkaç yabancı dil öğreneceğiz.Nerede,hangi amaçla öğrendiklerimizi kullanabileceğiz?Öğrendiğimiz yabancı dil ne işimize yarayacak?Özellikle İlköğretim Okulu öğrencileriyle yapılan söyleşilerde; kentlerine herhangi bir turist geldiğinde onlara yardımcı olacaklarını,tarihi yerlere göstermede yabancı dilin yararı olacağını,öncelikli olarak belirmişlerdir.Peki o zaman yıllarımızı,zamanımızı,paramızı vs. vererek,öğrendiğimiz dili, gerçek anlamda öğrensek bile birkaç turiste iki ören yerini göstermek için mi kullanacağız.Öğrendiğimiz yabancı dili ne yapacağız?Çeviri mi,turist rehberliği mi ,yabancı yayınları izlemek için mi ,ticaret yapmak için mi,yabancı dil öğretmenliği için mi yoksa hızla gelişen dünyada cahil kalmamak için mi?Belirleyeceğimiz hedefler net,açık,anlaşılır ve sağlıklı değilse yapacağımız çalışmalar rasgele ,zaman geçirmek ve formalite olmakta öte geçmez.Belirlenen hedefleri her ortamda tartışmalı, motivasyon unsuru olarak ta kullanabilmeliyiz.

2-Kim Öğrenecek ?

Tartışılacak konulardan biri de yabancı dil isteğe bağlı mı olmalı , yoksa zorunlu hale mi getirilmelidir.İlköğretim,ortaöğretim sonu okuyamayan öğrenciler niçin yabancı dil öğrensinler ki?Yabancı dil kullanılmadığı sürece,beceri haline dönüştürülmediği sürece bir anlam taşımaz.Aynen suya yazı yazmak gibi değil midir? O halde yabancı dili kim öğrenecek veya yabancı dil kime öğretilmelidir ? Bu soruya mutlaka cevap aranmalıdır?

3-Kim Öğretecek?

Belki başta anlamsız gibi gelebilecek bir soru olabilir ?kim öğretecek?sorusu.Elbette yabancı dil öğretmenleri dediğinizi duyar gibi oluyorum.Ancak okullarımız ve kurumlarımız da yabancı dil öğretmeni sıkıntısı yaşanmaktadır.Bazı okullarımızda hiç yok.Dersler ya boş geçmekte ya da farklı branşlardaki öğretmenler tarafından doldurulmaktadır.Hem herkes yabancı dil öğrenecek,hem öğretmen olmayacak dersler boş geçecek.

4-Nasıl Öğretilecek ?

Dil öğretiminde yöntemin çok önemli olduğu su götürmez bir gerçektir.Öğrenciye önce harfler ve okunuşları mı öğretilecek yoksa metinden mi başlanacak.Nasıl bir öğrenme stratejisi belirlenmelidir ki öğrenciler kolay öğrenebilsin.Sonuç olarak öğrenme kalıcı ve iz bırakır durumda olabilsin.Geç kalmış da olsa bu konuda da ciddi olarak araştırmaya ihtiyacımız var.
Günümüzde yabancı dil öğretiminde tek bir metottan bahsedilemez.İşlevsel-kavramsal ders programları için belirli bir metot henüz geliştirilmiş değildir.Günümüzde genellikle iki yol izlenir.
1-Önce dilbilgisi tabanı hazırlanmakta,buna daha sonra işlevsel-kavramsal boyutlu konular eklenmektedir.
2-İkinci yaklaşımda ise dilbilgisi ve işlev en başta birlikte ele alınmakta,böylece yapı-işlev örgüsü sağlanmaktadır.Bazıları ise seçmeli bir metotla,çeşitli metotların iyi yanlarını birleştirmeye çalışmaktadır.
Ders programlarının kapsamı ve metotların özelliği ile başka bir konu da dilbilgisinin programlar içindeki konumudur.Kimi yanlış anlamlar bir yana,işlevsel-kavramsal yaklaşımda dilbilgisinin yeri olmadığı söylenemez.Sadece dilbilgisinin değişik bir sırada ve değişik bir biçimde sunulabileceği anlaşılmıştır.Dilbilgisi ikincil önemdedir ama dil öğretiminde vazgeçilmez bir unsurdur.Dilbilgisi sadece biçimsel bir mekanizma değil,belirli işlevleri yerine getiren bir düzen olarak algılanmalıdır.Yabancı dil öğretiminde amaç iletişim olduğuna göre,dilbilgisi çalışması da ancak iletişime katkıda bulunduğu ölçüde yararlıdır.

5-Neler Öğretilecek ?

Neler öğretileceği programın ana konusunu oluşturmaktadır.Öğrenciler ne öğrenecektir?Gramer mi,günlük konuşma mı,turizm rehberliği mi edebi metinler mi gibi sorulara açıklığa kavuşturmak gerekmektedir.Yabancı dil öğretimini okulların statüsüne göre farklılaştıracak mıyız.Yoksa ilköğretimden başlayarak ?What ?s your name ?? ile başlayıp , My name is ? ile mi bitireceğiz.

6- Hangi Araçlarla ?

Dil öğretiminde görsel-işitsel araçların oldukça önemi vardır.Aracın yerinde ve zamanında kullanılması öğrenmeyi kolaylaştırır,öğrenmeyi sıkıcı olmaktan çıkarabilir.Ders etkinliği ne kadar çok duyu organına hitap ederse öğrenme o kadar kalıcı ve izli olur.Okullarımızda göründüğü kadar yeterli araç bulunmamaktadır.En çok kullanılan araç ders kitapları olmuştur.Kitapların çoğunun yazılımı ise yıllar öncesine bulmaktadır.Dil öğretimi teknolojisi geliştirmeliyiz.Kendi orijinal kitaplarımızı yazmalı,gelişmeleri izlemeliyiz.

Dil Öğretiminde Neler Yapılabilir ?

Dil her şeyden önce ?bilgi ? değil, ?beceri ? işidir.Tanımlamayla,ezberlemeyle öğrenilmez.Yüzme bilmeyene nasıl ki sınıfta yüzme öğretilemezse,okutarak,kural belletilerek öğrenciye dil öğretilemez.Dil öğrenmede doğal bir ortam oluşturmak önemlidir.Her dilin öğrenilmesinde bir çocukluk dönemi vardır.Dil öğrenmede bir dizi etkinlik süreci olmalıdır.Dinleme,izleme,konuşma,yazma,oyunlaştırma,okuma ve yazma bunlardan bazılarıdır.

Dinleme Eğitimi

Dil öğrenmeden dinleme eğitimine yer verilmelidir.Dil öğrenecek kişinin konuşmadan,yazmadan önce bir dinleme (kulak ) eğitiminden geçmesi gereklidir.Çocuklar da konuşmaya başlamadan önce,söylenen birçok şeyi yapar,ancak konuşamaz.?Kapıyı aç ? bak anne,baba ? gibi cümleleri çocuk anlar,verilen emirleri yerine getirir.Çocuğun konuşma öncesi ?dili? oluşuyor.

Konuşma Eğitimi
Dil öğretiminde basitten karmaşığa doğru bir sıra izlenmesi gerekir.Konuşmayla eylem beraber yapılmalıdır.Daha çok somut çalışmalardan başlamak gerekir.

Oyunlaştırma Eğitimi

Öğrencinin okuyacağı metinler öğrenciye hitap etmesi gerektiği gibi
Cazip ve çekici olmalıdır.Oysa yabancı kitaplar,bar,pub,disko dan başlıyor.Üniteler,çocuğun gördüğü derslerle ilgili olabilir.Evimiz, ailemiz,okulumuz,sofrada,pazarda,manavda,şehrimiz sanat etkinliklerimiz gibi.Dil öğretiminde üniteler oyunlaştırılarak verilmeli.Her öğrenci o ünitede değişik roller alarak metindeki bütün konuşmaları yapmalıdır.Sınıf bir manav,kitapçı dükkanı,tamirci dükkanı gibi olmalıdır.Susam sokağı bu konuda olumlu bir örnek olarak düşünülebilir.Oyun oynanmalı,yaşanmalı ve tükenmelidir.

Okuma ? Yazma Eğitimi
Uzun bir dinleme,konuşma ve oyun eğitiminden sonra okuma yazma eğitimi yapılması etkili bir yöntem olabilir.Yüzyıllarca oluşan bir dil pasif dinlemeyle öğrenilmesi olası değildir.Çocuklar anadillerini öğrenirken gramer öğrenmiyor.Dört,beş yaşındaki bir çocuk farklı zamanlardaki olayları çok iyi anlatabiliyor.Gramer eğitimi çok az olmalı,esas belirleyici çalışma pratik ve dili bir yaşama biçimine sokularak yapılan çalışma olmalıdır.

Türkçe Düşünerek Dil Öğrenmek

Genellikle öğretmenler,öğrenciyi Türkçe düşündürüyorlar.?Ne demek istiyor,ne anlama geliyor ? gibi. Oysa dili kendi mantığı içinde düşünmek gerekiyor.Cümleyi Türkçe anlayacaksın,sonra ona karşılık Türkçe hazırlayacaksın,sonra o cümleyi İngilizce?yi çevireceksin,bu yol hem yorucu,hem de ekonomik olmayan bir yoldur.

Değerlendirme Çalışmaları

Değerlendirme;amaca varma,amacın gerçekleşme derecesini belirlemek için yapılır.Değerlendirme sonunda her öğrenciden geribildirim (feedback )alınmalı,eksiklikleri görmeli,öğretmen de her öğrencinin eksiklerini tamamlayıcı çalışmalar yapmalıdır.Değerlendirmeleri sadece testle yapmak öğrenme derecesini vermeyebilir.Konuşma,yazma,anlatma,dinleme,anlama gibi çalışmalar yapılmalıdır.

Sonuç ve Öneriler

? Her programın amaçları konmalıdır. Amaçlar gerçekleşebilir, gözlenebilir davranışlar cinsinden ifade edilmelidir.
? Dil öğretimi sıkıcı değil, bir yaşam biçimine dönüştürülecek şekilde üniteleştirilmelidir.Her ünite bir sonraki ünitenin ?önkoşulu ? olmalıdır. Bir ünite ?Tam öğrenilmeden ? diğer üniteye geçilmemelidir.
? Bütün öğrenciler öğrenmeli mi ,yoksa isteğe mi bırakılmalı sorusu açığa çıkarılmalıdır. Kişinin edineceği işe göre dil eğitimi verilmelidir.
? Yöntem konusu çözülmelidir. Aynı zamanda dil öğretiminde kullanılacak araç gereçler çoğaltılmalı ve en önemlisi ? Yabancı Dil Eğitimi Teknolojisi ? geliştirilmelidir.
? Neler öğretilecek,hangi düzeyde ne kadar gibi soruların cevabı aşamalı olarak konmalıdır.
? Ayrıca yabancı dil öğretimi için iyi öğretmen yetiştirilmeli, sınıfların sayısı mutlaka 10-15 arasında olmalıdır. 50-60 kişilik sınıflarda dil öğrenilemez.Dil öğrenmede en temel gereksinim dilin kullanılması olduğuna göre derslerde bütün öğrencilerin derse katılımı sağlanmalıdır.Kalabalık sınıflarda bunun kolay olmayacağı bellidir,ancak ikili çalışmalar ve küme çalışmaları yoluyla bu güçlük de bir ölçüde aşılabilir.
? Yabancı dil öğretimine ilköğretimin ilk yıllarından da başlansa haftada 1-3 saatlik çalışma ile yabancı dil öğrenilemez.Özellikle çevre (anne-baba,ek kitap,dergi )desteği olmadığı düşünülürse bir öğretim yılında 150-200 saatlik süre yabancı dil öğretimine ayrılabilirse somut sonuçlar alınabilir.Erken yaşta başlamak elbette önemlidir,ancak tek başına belirleyici değildir.Yapılan araştırmalar uygun öğretim yaklaşımı ile yabancı dil öğrenmeye 10 yaşlarında başlayan çocukların da 6-7 yaşında başlayanlardan geri kalmadıklarını göstermektedir;asıl önemli olan öğrenim için yeterli zamanın ayrılmasıdır.
? Yeni öğretim anlayışında öğretmen güdümlü öğretimden ,öğrenci ağırlıklı bir düzene geçiş açıkça görülmektedir.Öğretmen,öğretimin vazgeçilmez öğesidir,ancak üstlendiği rol yol göstericiliktir.Öğretmen ,her şeyi bilen değil,sınıf içi çalışmayı düzenleyen konumdadır. Öğrenci kendi yetenekleri çerçevesinde, öğretmenle olduğu ölçüde arkadaşlarıyla etkileşim içinde çalışmaktadır. Bu nedenle ikili çalışma (pair-work ) ile küme çalışmaları (group-work )önem kazanmaktadır. Bunun sonucunda zaman zaman sınıf içinde oturma düzeni bile etkilenmektedir. Öğretmenin disiplin anlayışı da değişmeli;bastırıcı değil düzenleyici hoşgörüye dayanan bir disiplin anlayışı üzerinde durulmalıdır. Bu yeni öğretim şeklinde,öğrenci yanlışlarını da bakış açısı değişmiştir. Yanlışlar öğrenme sürecinin kaçınılmaz olguları olarak düşünülmelidir. Bu nedenle yanlışlar bir yandan öğrencinin dil gelişimini yansıtırken öte yandan da öğretimin değerlendirilmesinin yapılmasını kolaylaştırmakta ve düzeltici öğretimin hangi noktalarda toplanması gerektiğinin göstergeleri olmaktadır. Ayrıca öğrencinin dilbilgisi başarısını ölçen testler yerine, iletişim yeteneğini ölçen testler geliştirilmelidir.

Yabancı Dili En İyi Çocuklar Öğreniyor.
Çin?den gelen göçmen çocuklar üzerinde yapılan incelemede tam anlamıyla İngilizce konuşabilenler iki veya üç yaşında başlayanlar.Daha ileri yaşlardakilerin kelime hazineleri geniş olabiliyor ama gramer yanlışları ve aksanlarını düzeltmeleri mümkün olmuyor.
Doğumdan sonraki ilk aylarda beyinde dil öğrenmek için tüm fonksiyonlar çalışmaya başlıyor ve yeni araştırmaların sonuçlarına göre bebekler bile ana dillerini tanımaya başlıyorlar.
İlk on iki ay içinde bebekler tüm dilleri mükemmel olarak öğrenebiliyorlar ve 140 farklı harfi ayırt edebiliyorlar.Bir Japon bebeği,10.aydan sonra ? r ?ve ? I ? seslerini artık anlamıyor,çünkü onların dilinde bu harfler yok.
İki farklı lisanla büyüyenler ise sonradan kaybolan bu özellikten en çok yararlanabilenler.
İki lisanla büyüyenlerin aslında hiçbir dile tam anlamıyla hükmedemedikleri inancı artık çürütüldü.Aksine birden fazla anadili olanlar değişik lehçeleri de kolaylıkla konuşabiliyorlar.Yabancı çocukları Almanca eğitiminde çoğunlukla Alman öğrencilerden daha başarılı oluyorlar ve daha iyi Almanca konuşuyorlar.Bunun en akla yakın açıklaması iki anadili olanlar beyinlerindeki dil merkezini diğerlerine göre daha fazla çalıştırıyorlar ve yaşamları boyunca bu özelliklerinden yararlanıyorlar.
Araştırmacı Hirsch?in dediği gibi,beyinde tüm lisanları öğrenebilecek genel bir dil programı var ama önemli olan bu programı zamanında çalıştırmak. (Kaynak :Spiegel Dergisi )

YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

SINAVLAR:

Öğrenci başarısını ölçme ve değerlendirme ilgili yönetmeliğe (2438 sayılı Tebliğler Dergisi )göre yapılır.Sınav yapmadan önce öğretmen şu dört noktayı göz önüne almalıdır:
? Why to test ?
Niçin sınav yapılır ?Sadece öğrenci başarısını ölçmek için mi ,yoksa aynı zamanda ne derece başarılı ders öğretildiği yönünde , bir öğretmenin kendini ölçmesi mi?
? When to test ?
Ne zaman sınav yapılmalıdır?Her konu sonunda bir ? quiz ?her ünite sonunda bir yazılı sınav mı?
? What to test ?
Sınavda ne / neler sorulacaktır ?Sadece bir konu mu , yoksa ünite bitince,o ünite öğretilenlerin tümü mü ?
? How to test ?
Sınav nasıl yapılacak ?Hangi malzeme kullanılarak sınav yapılmalıdır ?

Sınavdan önce zümre öğretmenleri yukarıdaki soruların cevaplarını aralarında net bir biçimde tartışmalı ve sınavın içeriğini ve zamanını birlikte kararlaştırmalıdır.

Bir sınav kağıdında :

Yönerge açık ve net olmalıdır.(Sınavdan önce her bölümün nasıl yapılacağı ana dilde açıklanabilir.)
Bir sınav çeşitli bölümlerden oluşmalı ve her bölümün puanı da ayrı olmalıdır.Bu bölümler ?boşluk doldurma ?,doğru yanlış ,doğru çeldiriciyi bulma , yarım cümleyi tamamlama ,dönüşüm yapma (tense 1 tense 2 ,active ? passive , direct-indirect )olabilir.

Kısa Sınav (Quiz):
Bilindiği gibi ?Sınıf Geçme Yönetmeliği?nde ?quiz ? diye bir sınav ? değerlendirme şekli yoktur. Ancak bu, yabancı dil öğretiminde yararlı bir yöntemdir. Bu nedenle zümrede görüşülerek ?quiz ? lerin uygulama şekli ve zamanı tartışılıp karara bağlanmalıdır. Mehmet HEKİM