ayazda kalmış baba elleri
satıyor oyuncakçılar
makamını yitirmiş
şarkılar radyolarda
soğuk çaylar içip titriyoruz
elektrikli semaverlerden
aralıksız kar yağıyor
buğulu gözlerimize
çürüyor diktiğimiz vazolar
evden kaçan çocuklar gibi dağlar
küskün, kırgın, öfkeli
bin bir çeşit kırık düşler pazarı
ayaklarımızı yollarına sığdırabileceğimiz
bir ülke kurabiliriz her şeye rağmen
avuçlarımıza sinen fesleğen kokularından
( bireylikler 54.sayı)