TÜRKİYE'NİN SORUNLARI NASIL ÇÖZÜLÜR?

İZMİR’de önemli bir panel gerçekleşti geçen hafta… Elif Demirci’nin Hürriyet’teki haberine göre Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile Prof. Dr. Süheyl Batum, Hilton Oteli’nde “Nasıl ve Neden Yeni Bir Anayasa” konulu panelde konuştu. Bir partilinin “DP’nin genç genel başkana ihtiyacı var. Partimize ne zaman katılacaksınız?” sorusunu Batum “… Ben sağ bir partide değil demokratik, laik, sosyal cumhuriyeti savunan bir parti olduğu taktirde bu partinin içinde yer alabileceğimi söylüyorum. Yakın tarihte beraber olacağız” diye yanıtladı. Sayın Cindoruk ise Prof. Batum’un babası Sadık Batum için “Ben AP il başkanı iken, o benim senatörümdü. Büyük emekleri geçti. Biz baştan beri DP’nin bir merkez partisi olduğunu savunuyoruz” dedi.
Geçtiğimiz ay “Türkiye’nin sorunları nasıl çözülür?” başlığı altında şöyle yazmıştım:
“Bakarsınız Sayın Cindoruk koltuğunu Atatürkçü, kültürlü, genç, dinamik, önceden politikaya bulaşmamış birine (Böyle birini tanıyorum) devreder ve bunu başarılar izler.”
Hemen söyleyeyim; bu kişi Prof. Dr. Süheyl Batum’du. Ardından düzelteyim; “tanıyorum” yerine “biliyorum” yazsaydım, daha doğru olurdu; çünkü Sayın Batum’la belki Üniversitelerarası Kurul’da birkaç kez bir araya gelmişizdir, ama tanışma fırsatımız olmadı.
Biraz daha müneccimlik yapayım. Prof. Dr. Süheyl Batum’un genel başkanlığında, siyasi yelpazenin merkezindeki bir Demokrat Parti’nin kökleşmiş DP-AP-DYP ve ANAP oylarının yanında AKP’den, MHP’den (ödünç oylar) ve CHP’den alacağı oylarla yüzde 10’luk barajı rahatlıkla aşabileceğini düşünüyorum. Türkiye’nin siyasal tarihinde kurulduktan kısa süre sonra iktidar olan veya iktidarken hızla eriyen birçok parti olduğunu anımsamakta da yarar var.
Süreç gerçekleştiği taktirde, oluşacak rekabetten CHP’nin de olumlu yönde etkileneceğini düşünüyorum.