Kıtlık günlerinde annem
bazı akşamlar
çakıl taşı kaynatırdı
sesiyle doyalım.
o zamanlar
döğme bakır tencere
kalay ister;
yavaş yavaş vazgeçildi.
Tıpkı kıtlık günlerinin unutulması,
yitip gitmesi belleklerden.
Plastik
alimünyum bir hayat;
geçmişi olmayan,
köksüz kahkahalar.
Otuz yıl önce Sydney?de
artık dayanıklı olsun,
çelik tencereye güvendim.
O da
hayatın ateşine dayanamayıp,
yamılıp yumuldu.
Çöpe atamam;
kapağı sıkı sıkı,
emekli yaptım.
Aynı evde yaşayıp giderken;
özleyip,
kulak verdiğimde,
duyarım bir şeylerin kaynadığını