Tencere * Nihat Ziyalan

Kıtlık günlerinde annem
bazı akşamlar
çakıl taşı kaynatırdı
sesiyle doyalım.

o zamanlar
döğme bakır tencere
kalay ister;
yavaş yavaş vazgeçildi.
Tıpkı kıtlık günlerinin unutulması,
yitip gitmesi belleklerden.

Plastik
alimünyum bir hayat;
geçmişi olmayan,
köksüz kahkahalar.

Otuz yıl önce Sydney?de
artık dayanıklı olsun,
çelik tencereye güvendim.

O da
hayatın ateşine dayanamayıp,
yamılıp yumuldu.

Çöpe atamam;
kapağı sıkı sıkı,
emekli yaptım.

Aynı evde yaşayıp giderken;
özleyip,
kulak verdiğimde,
duyarım bir şeylerin kaynadığını