Parola

EPİKLETOS der ki, “Sen istedikten sonra karga bile uğur getirir sana.”
Peki, EPIKLETOS kimdir? (M.S. 50-125-130) yıllarında yaşadığı sanılmaktadır. Milattan sonra 50-60 yıllarında PHRYGIA' da HIERAPOLIS' te doğduğu söylenen eski Yunana filozofudur. Çocukken Roma' da imparator Neron' un azatlısı Epaphroditos' a satılmış bir köleydi. Asıl adı bilinmiyor ve Yunanca ''satın alınmış adam- köle-uşak'' anlamında ''Epikletos'' ismini taşıyor. ''Epikletos'' , Roma' da felsefe okuma imkanı bulmuş, kölelikten kurtulunca, felsefe öğretmenliği yapmış, 90-94 yıllarında Roma İmparatoru Dominataus bütün filozofları yurdundan kovunca, Nikopolis' e gitmiş orada STOIK felsefe ilkelerini öğretmeye başlamıştır. Yokopolis' te yokluk içinde yaşamış ve burada ölmüştür. Felsefesi; Tanrıya güvenmek, vicdan sesini dinlemek, insanların kardeşçe yaşamaları esasına dayanmaktadır. Hiçbir yazı bırakmamış, fakat büyük bir etki yapmıştır. Kendisini seven birçok öğrencileri olmuş, bunlardan Flavius Arrianus, Epikletus' un öğrendiklerini sonradan kitap halinde toplamış ve böylece felsefesi hakkında bilgi edinmek mümkün olmuştur.
“Kaybettim deme geri verdim de.”
“Hayat bir ziyafetten başka bir şey değildir. Yemek ne kadar sürmüşse, ziyafet orda biter. Kolun bu sofrada nereye kadar uzanmışsa, nasibin o kadardır. Bütün sofraya gelenleri değil, yalnız önüne uzatılan tabaktan kendi hisseni iste!
Hem bu hissen için de müsamahalı ol. Senin yağını mı döktüler. Senin şarabını mı çaldılar? Kendi kendine de ki bunlar huzurun pahasıdır.”
* * *
İnsanlar kendilerine ya çok pahalı, ya çok ucuz kıymet biçerler. Sen, sadece bir değerlendirme hatası içindesin. Hayatında daima, başarabileceğini değil, başarmak istediğini düşündün. Olabileceği değil, olmasını istediğini aradın. Onun için senin yenilgin, hakikatin yenilişi demek değildir.Yenilen yalnız senin ölçüsüzlüğün ve delaletindir.Halbuki kaleleri bekleyen nöbetçiler, yanlarına gelen herkese parolayı sorarlar.Sen de muhayyilene gelen şeylere parolayı sorsaydın, baskına uğramazdın!
* * *
Senin için yanlış bir karar aldıklarını mı düşünüyorsun?Fakat bu kararı alanların buna mecbur olduklarını düşünmeye çalış!Ne kendini ne başkasını itham etme.Hem üzülmek niçin?Bir iş ve bir inşa mı istiyorsun?Aslında içimizde yıkılacak ve yeniden inşa edilecek o kadar çok şey var ki?
Senin huzursuzluğun başkalarıyla değil, kendi kendinle bağdaşamadığın içindir.Senden alınan şeylere karşı, senden alınamayacak olanları koysana!Bu, senin iradendir.İradenin hürriyetine ise, Jüpiter bile müdahale edemez.İşte asıl hürriyet budur.
* * *
Yalnızlıktan korkma!Asıl korkulacak şey korkudur.Düşün ki Allah da yalnızdır.Ama kendisinden memnundur.Herşeyi gene kendisinde bulur.
Allahın bize verdiği en büyük nimet, malik olduğumuz halde malik olduğumuzu bilmediğimiz kuvvetleri, birgün kendimizde bulmak kudretidir.
Kendine dön oğlum, kendine inan ve yalnız kendinde olanı ara…
* * *
Bu sözleri “Suyu Arayan Adam” (Şevket Süreyya Aydemir)’in kitabında okumuştum ve beni çok etkilediklerinden not etmiştim. Üzerinde düşünülmeye değer bu sözler umarım herkese kendi payınca bazı şeyleri anlama, düşünme ve değerlendirme fırsatı verir.
Sevgiyle kalın…