çamuru samanla kardılar
kalıplara döküp kestiler
alt üst pişirdiler kerpici
güneşte
analı kuzulu ördüler
sarduri buyruğu
duvarlar kurdular
buğdayla ambarlar
doldurdular
şarapla sarnıçlar
bağırlar kurumadı
üçbin yıl binlerce yıl
herşeyi haldi bildi
rahipler bildiler hep
bir başı saray bir başı kışla
orta yeri tapınak tepenin
ne krallar geçti ne tanrılar
tepeden tepelerden baktılar
savrulan harmanın
güneşe
varan
tanesi
bir çocuk sapsarı
kanter alınlardan
geçti serin
çıplak ayakları
çakır dikenleri
sarılar morlarla
düşmüş yola
akar
nereye çocuk nereye
sabanın toprağa
girişinden bu yana
koyaklar kıvrılıp
nereye çocuk nereye
küçülmüş azalmış
bir göz kırpışı
çakallar tepesi
çarıklar acısı
koskoca ovalar
bilmezlik kölesi
neyi bildin
nasıl süzdün
pasını suların
bir yudumun
bir soluğun
olabilsem
çocuk
nereye