Medya Gücü * Mehmet Hekim

?yapılacak o kadar çok hata var ki, hep aynısını yapmanın bir anlamı yoktur.
Günlük yaşamımızda önemli bir yer tutan televizyon; eğitici, öğretici ve eğlendirici yanı ile bizlere sayısız olanaklar tanıyor. Bu yanları ile muhteşem bir alet bu sihirli kutucuk. Profesör Atalay Yörükoğlu ?ABD?de bir insan yaşamının 15 yılını TV karşısında geçirdiğini, bütün boş saatlerini TV önünde geçirenleri ?TV Alıkları ? deyimi kullanıldığını ?yazmış.
Artık birkaç aylık bebelerin bile gözünü ayırmadığı beyaz cam ülkemiz açısından son yıllarda eğiticilik, öğreticilik eğlendiricilik, özendiricilik rollerini yerine getirebiliyor mu? Bu konu beni hep düşündürmüştür? Evde, okulda, işyerinde bu konu tartışılmalıdır. Zaman zaman en yakınlarımdaki, hatta kendilerine bilgi ve bilinç bakımından takdir ettiğim insanların bile,bana göre ipe sapa gelmez programları seyrettiklerini görüp,duyunca hayal kırıklığına uğradığım olmuştur. Bazen acaba aklıma ilk gelen ve insanlarımızı adeta esir alan ?Birilerinin gözetlendiği, Pop, top star, evleniyoruz, yemek, giyim programları vb. ?programları gerçekten eğitici de ben mi anlayamıyorum dediğim de olmuştur.Bu saydığım programları uzun soluklu izlemediğim için,içerikleri hakkında net yorum da yapamıyorum.Ama bildiğim bir şey varsa kişiliğimizi kötü anlamda etkilediğidir.Özellikle etkileşim dönemimde olan çocuklarımıza ve gençlerimize kötü örnek olduğu inancındayım. Dünyadaki son teknolojik gelişmeler ışığındaki sayısız kanallarla artık kumandaları elimizden düşürmez olduk. Televizyon şirketleri ?RAYTİNG? adına ipe sapa gelmez programları önümüze sunuyorlar ki, bizler de hiç akıl süzgecinden geçirmeden alet oluyoruz. Yarışma ise böyle yarışma olmamalı, kültür ise böyle kültür olmamalı?
Neler yapılıyor? TV seyircileri olarak bizler düşünmek mi istemiyoruz, yoksa düşündürülmemek mi? İnsanların beynini yalnız eroin esrar uyuşturmaz ki? Biz gerçekten bunlara layık mıyız? Yoksa bizler ?bilim, teknik, sevgi ve hoşgörü, paylaşım ve bunların harmanlandığı bir eğitim, yarışma, eğlenceli yaşamın olduğu? ve özellikle genç beyinlerimizi ve bedenlerimizi kişilikli yetiştirecek, özgüvenlerini geliştirecek programlar istiyoruz.
Bunun için toplum olarak lütfen seçici olalım, tepkili olalım. Nitelikli, kaliteli, eğitici, eğlendirici, özendirici programlar için mücadele edelim. Mücadelemizde televizyonlarda güzel Türkçe?mizin korunmasını da esas kılalım.
KİŞİLİK
Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulunda 2.sınıf öğrencileri Türkiye Ekonomisi dersinin hocasını bekliyor.
Sınıf ,öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor.İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.
Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1)rakamı çiziyor.
?Bakın??diyor.?Bu,kişiliktir.Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey??
sonra (1)?in yanına bir (0)koyuyor:
?Bu başarıdır.Başarılı bir kişilik (1)?i (10)yapar.?
Bir (0) daha?
?Bu tecrübedir.(10)iken (100)olursunuz.?
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor:
Yetenek?disiplin?.sevgi?.
Eklenen her yeni (0)?ın 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca?
Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)?i siliyor.Geriye bir sürü sıfır kalıyor.Ve hoca şu yorumu patlatıyor:
?Kişiliğiniz yoksa,öbürleri hiçtir!?
Sınıf,mesajı alıp sessizliğe gömülüyor.