Kuşlar Gelir * Pablo Neruda

Herşey kaçış içerisindeydi
toprağımızda.
Kanı nasıl emerse tüy
öylesine emiyordu kardinaller de
kanı
Anahuac'ın şafağından.
Tukan parlatılmış yemişlerin
mucizevi
koruyucusuydu,
yıldırımların ilk kıvılcımlarını
saklayan arıkuşuydu

ve kıvılcımların küçük ateşi
kımıltısız havada yalazlandı.

Yeşil
altın külçeleri kadar
usulca akan kütlenin aksırığı
yükseldi taşkın
bataklığın üstünde,
azametli papağanlar doldurdu
sararmış yaprakların
esrarını,
ve yusyuvarlak gözlerinde
mineraller kadar eski
sarı bir
halka baktı durdu.

Gökyüzünün bütün kartalları
o kimsenin oturmadığı
mavide
saygı gösterdi kanlı akrabalarına;
ve yırtıcı kanatlarıyla

uçtu geçti dünya üzerinden
kondor, katillerin kralı
yalnız keşişi
gökyüzünün
siyah muskası kar'ın
fırtınası şahin avının.

Hornero-kuşu'nun yapı sanatı
mis kokulu balçıktan,
sesli küçük
mizansenlerle
dansetti şarkısıyla.

Atajacamino kuşu kopardı

rutubetli çığlığını
derin göletlerin kıyısından.
Araukanya'lı
orman-güvercini pürüzlü
yuvalar kurdu, çelik mavisi
yumurtasının kralsı
armağanını
bıraktığı ıssızlığa.

Güney'in loica'sı, sonbaharın

mis kokulu, tatlı marangoz kızı
gösterdi kıpkızıl yıldızlarla

süslenmiş göğsünü,
ve Antartik chingolo'su
havaya kaldırdı, demincek

suyun sonsuzluğundan aldığı flütünü.

Ama bir nilüfer gibi nemli,

gül renkli katedral kapılarını vurdu
telliturna geniş ağzında
ve
uçtu gitti sabah-kızıllığı gibi
sıcak ormandan çok uzağa,
birdenbire
uyanan, devinen ve sonra
sıvışan ve parıldayan ve kızoğlankız sıcaklığını

uçsun diye bırakan quetzal-kuşu'nun
mücevherlerinin asılı olduğu yere
doğru.

Bir deniz-dağı uçuyor
adalara doğru, kuşlardan
bir ay
Peru'nun mayalanmış
adalarına kanat çırpıyor.
Yaşayan bir gölge akımı
bu,
titreyen, kuyruklu bir yıldız bu,
küçücük ve sayısız yürekten
yapılmış,
uçuyor adalardenizine doğru,
karartarak dünyanın güneşini

donuk duvaklı bir yıldız gibi.

Ve orada, isyâncı denizin bitiminde,

okyanusun yağmurunda,
yükseltir albatros tuzdan düzenekler
gibi
kanatlarını
ve çeker gider sessizlikte
kudurgun boraların

hiyerarşisinde
yalnızlıkların huzuru arasında.

(Türkçeye çeviren: Ismail Aksoy)