Yoksulluk * Pablo Neruda

Çok da hevesli değilsin,yoksullukkorkutur seni,çok da istekli değilsinpazara yıpranmış ayakkabılarla gitmeyeve eski giysilerle eve dönmeye. Zenginlerin arzuladığının tersinesefaleti sevmeyiz biz,sevgilim. Bugüne dekinsan yüreğini kemiren şeyiçekip çıkaracağız ikimiz çürük bir diş gibi. Fakat istemem kikorkasın ondan.Eğer sorumlusu bensem evine gelmesinden,eğer yoksulluk kovalamışsaaltın renkli ayakkabılarını,bırakma kovalamasına gülüşünü,…

Muzaffer Halk * Pablo Neruda

Yüreğim bu kavganın içinde Kazanacak halkım Bütün halklar kazanacak bir bir. Bu acılar, ıslak bir mendil gibi Kumlar arasından Şehit duraklarından. Süzülüp ortaya çıkaracak her şeyi, Şanlı günler yakındır çünkü Kinler susacak bir an Ceza veren eller titremesin diye, Günler tam dolsun diye, Halk caddelerde….

Macchu-picchu?nun Dorukları * Pablo Neruda

(XI) (Seçme) Karman çorman tantananın, Taş gecenin ortasına,bırak; Bırak daldırayım, ellerimi. Bırak. Unutulmuşun koca yüreği: Bir kuş gibi çırpınsın bende, Bir kuş gibi, Bin yıldır tutsak! Ko, bugün unutayım, Bu bahtiyarlığı; Bu, denizden daha engin olan, Çünkü: Denizden ve adalardan da Engindir insan. Çünkü: Bir…

Pedro Valdivia?nın Kalbi * Pablo Neruda

Bir ağaç dibinde enseledik, Valdivia?yı. Soğuk güneşin, İplik iplik ışınlarıyla, Tiftikten bir sabah; Ve, Yağmurlu bir rüzgar vardı. Tekmil gökyüzü, Ve gürül gürül gökgürültüsü: Bir kılıç yığınıydı, Bölük pörçük; Yüzü koyun uzanmış yatardı. Muhteşem sultanlığında: Dile geliyordu tarçın, Dile geliyordu tarçının: Islak ateş böceği parıltısı….

Luis Cortes (de Tocopılla) * Pablo Neruda

Yoldaşım, benim adım Cortes! Tocopılla bastırması sırasında beni tutsak ettiler Pisagua?ya attılar beni Biliyorsunuz kardaş ne demektir bu Bir çoğu hastalandı, bir kısmı çıldırdı Burası Gonzales Videla toplama kamplarından daha berbat bir yer Bir sabah Angel Veas?ın kalpten öldüğünü gördüm Tel örgülerle çevrili katil kumlar…

Nitrat Adamları * Pablo Neruda

Güherçile ülkesindeyim bilinmez kahramanlarla Gezegenin sert kabuğunda, İnce ve bereketli karı, Küreyen ve kazanlarla: Onların toprak ellerini övünçle sıktım Bana: ?Bak, dediler kardeş, Humberston?da, Mapoşo?da, Rikaventura?da ve Paloma?da Ve Pan dö Azukar?da, Piojilo?da Nasıl yaşıyoruz bak!? Bana günlük yiyeceklerini, Toprak damlarını, Güneşi, tozu, sinekleri Ve…

Oğulları Ölen Analara Türkü * Pablo Neruda

Onlar ölmediler yok, Ateş fitiller gibi: Dimdik ayakta, Barut ortasındalar! Karıştı, bakır tenli Çayır çimene, Karıştı, O canım hayalleri: Zırhlı bir rüzgar, Perdesi gibi; Bir set gibi: Kızgın çehreli, Göğüs gibi: Göğün görünmez göğsü gibi! Analar, onlar ayakta Buğday içindeler, onlar, Yücelerden yüce dururlar: Dünyayı…

Julius Fuçik?le Konuşma * Pablo Neruda

(Seçme) 1 SOKAK DOSTUM Prag sokaklarında kıştı Julius Fuçik?in buyur edildiği Taş duvarlı evi arşınlıyordum her gün. Ev hiçbir şey anlatmadı bana Ne demir çubuklar, Ne sağır pencereli buz gibi ev Yani hiçbir şey. Her gün buradan geçiyordum ama, Duvarları elliyor bakıyordum Bir yankı arıyordum,…

Kıyımlar * Pablo Neruda

Ama o zaman kan saklandı (Köklerin arasında yıkandı ve inkar gelindi Bu öyle geçmişte olmuştu ki) Güney?in yağmuru onu her yerden sildi Öyle vakit geçmişti ki güherçile onu yedi Pampa içinde Halkın ölümü her zamanki gibi oldu Sanki hiç kimse ölmüyordu Sanki bunlar toprak üstüne…

Kızıl Çizgi * Pablo Neruda

Daha sonra, kral Yorgun ellerini kaldırdı Ve haydutların Yüzleri üstünden Dokundu duvarlara Kırmızı çizgi Çektiler buraya Altın ve gümüşle Doldurmak gerekiyordu Üç odayı Kanlarının çizgisine dek Doldurmak gerekiyordu Altının çarkı geceler boyu döndü, Ve şehitler çarkı hiç durmamacasına. Toprağı pençelediler Köpük ve sevgi mücevherlerini ipliğe…

Ölüm * Pablo Neruda

I Dünyaya birçok kez gelmişim Yok olmuş yıldızların dibinden Ellerimde tuttuğum Ölümsüzlük bağlarını dokuyarak Şimdi öleceğim yeniden Vücudumu örten toprağa sarınarak! II Ne papazların sattığı Gökyüzünden bir parça aldım. Ne de tembel zenginler için Metafizikçilerin, Düzüp koştuğu, karanlıklardan. III Ölüm içinde yoksullarla bir olmak istiyorum…

Plaza Ölüleri * Pablo Neruda

(23 Ocak, Şili, Santiago) Düştükleri yere ağıt etmeye gelmiyorum, Size koşuyorum yaşayanlara; Hepinize koşuyorum Ve göğsümü yumrukluyorum: Sizlerden önce ölenler de oldu hatırında mı? Onların aynı adları ve soyadları vardı. San Gregorya?da, Lon Qimay?da yağmur altunda, Ran Qüil?de rüzgarda tökezlenmiş, İkik?de kumlar arasında Ve çölde,…

Savaşan Toprak * Pablo Neruda

Önce, toprak dayandı Araconya karı Beyaz bir ateş gibi yaktı Saldırganın ayaklarını Parmakları soğuktan düşüyordu Almgros?un elleri, ayakları Karanlığın mezar kazıcıları Ve yırtıcı pençeleri, karda Sadece donmuş birer et Ve sıradağlar denizinde Bir sessizlik idiler Şili rüzgarı kırbaçlıyordu Yıldızları özümleyerek Süvarileri, açgözlüleri devirerek Almagro?yu açlık…

Toqui Kaupolikan * Pablo Neruda

Fırıl fırıl bora,Kopolikan,(*) Sırlı kökünde büyüdü, Ak gürgenin! Vakt erişip yönetince halkı Düşman silahlarına karşı; Ha dedi yürüdü ağaç, Vatanın katı ağacı! Gördü saldırgan: Yeşil bir sis ortasından, Yaprakların yürüdüğünü. Dallar, Kocaman kocaman; Ve bir urba, Sayılmaz yapraklardan; Dineldi karşılarına. Gördü saldırgan: Yer gövdesinin, Halk…

Tembel * Pablo Neruda

Gök araçları gidip gelecek Yıldızlar arasında. O canım ayı çalmak Ve eczanelerimizi kurmak için oraya Çıkacaklar habire! Biz de, Bu şarap dolu bağbozumu gününde Yaşamaya başlayacağız Evde şu yarımada denizinde Şili?de kirazlar ırgalanıyor Güzelim kızlar türkü söylerken Su pırıl pırıl gitaranın içinde Güneş ışıl ışıl….

Uyansın Oduncu * Pablo Neruda

(V) Başka şey değil, bu olsun; Uyansın Oduncu. Tahta tası, baltasıyla Abraham, Yemek yemeğe gelsin, Köylülerle. Kabuklu başı, Sahnede: Meşe kırışıklığı içinde, Görünen gözleri; Dünyayı yeniden, Seyre gelsinler: Sekoya?lardan yüce durur Yapraklardan tırmanarak. Aksata?ya girsin, eczanelere, Bir otobüse binsin, Tampa?da. Dişlesin, bir sarı elmadan, Girsin…

Unutmak Yok * Pablo Neruda

Nerelerdeydin diye sorarsan“Hep eskisi gibi”, diyeceğim.Toprağı örten taşlardan söz edeceğim,sürdükçe kendini harcayan ırmaktan;ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim,gerilerde kalan denizi bilirim, bir de ağlayan ablamı.Neden ayrı adlarla anılıyor ülkeler, neden günleryeni günleri izliyor? Neden koyu bir gecebirikiyor ağızda? Neden ölüler?Nereden geliyorsun diye sorarsan bölük pörçük kelimelerle…

Yargıçlar * Pablo Neruda

(Seçme) Ne hakkın olacak, Ne, bir şeyciğin. Sen, Amerikaların, Terkedilmiş oğlu, Sen ey yoksulluk kadehi: Aşağı Peru?da, Patagonya?da, Şehirlerde ve Nikaragua?da, Korumak için toprağını, Ve ufacık evini, mısırlarıyla; Ne yargıç var sana, Ne kanun. Efendilerinin, Seni yenenlerin sultanlığı, Geldiği çağda; Yeni unutulmuştu daha, Bıçaklı, Pençe…

İnsanla Toprak Bir Oldular * Pablo Neruda

Sen ey can karanlık, Bir tutam selli meşem, Arokanya?m benim;(*) İnsanlıktan habersiz vatan! Yağmurlu saltanatında sen, Maden damarıydın sadece, Buz tutmuş ellerdin! Bilektin, Taş yontmakta hünerli; Vatandın, Sürekli barıştın sadece! Uğultuydu insanların, Kaba kütük duruşlu, Bir deli rüzgardılar. Gör nasıldı, Arokan babalarım: Başlıkları yoktu, Işıldak…

Huerta Usta * Pablo Neruda

(Bahtıkara madeni, Anto Fagasta) Kuzeye giderseniz eger, Bahtıkaralar madenini görünüz; Çağırın Huerta ustayı, Bir şey anlayamazsınız uzaktan! Kumlar vardır sadece kül rengi Sonra yapılar gelir toz toprak içinde, Bunca yorgunluk ve kederler, Görülmez ama. Hepsi yeraltında saklanmıştır, Varlıkları kırıp geçirerek; Sessiz sedasız. Huerta usta kazmacıdır…