Köy Enstitüleri Eğitim Modeline Olan Talep Artıyor * İbrahim Ortaş

Son yıllarda Köy Enstitüleri konusu yaygın bir şekilde yeniden işlenmeye başlandı. Prof. Dr. Kemal Kocabaş başkanlığında yürütülen Yeni Kuşak Köy Enstitüleri son yıllarda ciddi bir çalışma ile Köy Enstitüleri mantığını ve ülkemiz önemini Yeniden İMECE dergisi ile anlatmaya çalışmaktadırlar. Yeni Kuşak Köy Enstitüleri hakkında geniş bilgi ykkedernegi@yahoo.com.tr;yenidenimece@mynet.com;Web:www.yenikusakizmir.net, adreslerinden temin edilebilir.

Program Geliştirme Grubu
Eğitim Sistemi – Program Geliştirme
nProgram politikası ve sürdürülebilirlik
nMEB – Üniversite işbirliği
nAB – eğitim programları uyumu
nProgramlar arası yatay ve dikey geçişler
nÖrgün ve yaygın eğitim programları – AB
nKöy Enstitüsü Modeli (KEM) esin kaynağı
Program Geliştirme Çalışmaları
Program Geliştirmeyi etkileyen faktörler
nKentleşme – KEM
nEğitimin demokratikleşmesi ? KEM
nOtomasyon
nEkonomi
nGirişimcilik
nEkip çalışması – KEM
Program Geliştirme Süreci
nProgramın hedefi
Programın başat felsefesi – KEM
Öğrenme hedefleri (Bilişsel – Duyuşsal hedefler)
nÖğretme ? Öğrenme Süreci
Öğrenme kuram(lar)ının belirlenmesi – KEM
Öğrenme yaşantılarının kazandırılması
(Öğrenen merkezli, işbirlikli, eleştirel, yansıtıcı, yaratıcı düşünme ve problem çözme becerileri ile sorgulayıcı ve yapılandırmacı öğrenme modelleri)
Öğrenme kuramlarının işe vuruk hale getirilmesi
*Öğretmeyi bırak öğrenmeye bak! – YKEM
Program Geliştirme Süreci
nSınama durumlarının düzenlenmesi (Ö.D.)
Program değerlendirme
*Program değiştirme değil, program değerlendirmeye dayalı geliştirme
* Hem süreç hem de ürüne dayalı değerlendirme
Öğrenci başarısını değerlendirme
*Programa girişte, süreçte ve çıkışta değerlendirme
*Alternatif değerlendirme teknikleri
Öğretmen Eğitimi
nYenilenen programlara uygun öğretmen eğitimi
nEğitim fakültelerinin yapılandırılması
nÖğretmen yetiştirme politikası: Nitelik ve istihdam – KEM
nBilimsel süreç becerilerinin kazandırılması

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetleri Çalışma Grubu Raporu
“PDR Çalışma Grubumuz”, Türkiye Cumhuriyeti´nin eğitim sorunlarını ülkenin gerçekleri ve gereksinimlerini göz önünde bulundurarak; bilimin ışığında öğrenciyi temel alan, onu koşulsuz kabul eden, gizilgüçlerinin keşfedilmesini önemseyen, başarısızlığı değil başarıyı değerlendiren ülkemize özgü Köy Enstitüsü modelinin dayandığı felsefe kapsamında aşağıdaki saptamalarda bulunmuş ve bazı öneriler geliştirmiştir:
Başlangıcından bugüne Milli Eğitim sistemimizdeki PDR hizmetlerinin, etkili ve verimli bir düzeye ulaştığı söylenemez.
Geçen zaman içerisinde okulöncesi ve ilköğretim kademelerinde PDR hizmetlerine gereken önem verilmemiş ve bu alanda pek fazla ilerleme kaydedilmemiştir.
Ortaöğretim açısından soruna yaklaşıldığında, PDR hizmetlerinin şu anki okul türü yapılandırması ile pek de işlevsel olamadığı görülmektedir. Bu durum ise büyük ölçüde farklı okul türlerine dayalı mevcut ortaöğretim yapılanmasından kaynaklanmaktadır. Eğitim sisteminde PDR hizmetleri okulöncesi eğitimden ortaöğretimin sonuna dek bütünsel ve ardışık bir yaklaşımla ele alınıp yeniden yapılandırılmalıdır.
PDR hizmetlerinden beklenen verimin alınabilmesi için, program türlerine dayalı ortaöğretim kurumu örgütlenmesi sağlanmalıdır. Öğrenci merkezli eğitim anlayışına dayalı ve öğrenci akışını düzenleyen etkili bir yönlendirme yaklaşımıyla ders geçme ve kredi modeli esas alınmalıdır.
Köy Enstitüsü modelinin dayandığı temel felsefe çerçevesinde aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir:
PDR hizmetlerinden beklenen verimin alınabilmesi için, program türlerine dayalı ortaöğretim kurumu örgütlenmesi sağlanmalıdır. Öğrenci merkezli eğitim anlayışına dayalı ve öğrenci akışını düzenleyen etkili bir yönlendirme yaklaşımıyla ders geçme ve kredi modeli esas alınmalıdır.
Köy Enstitüsü modelinin dayandığı temel felsefe çerçevesinde aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir:
Ülkemizde 35 yılı aşkın bir geçmişe ve geleneğe dayanan “Okul Temelli PDR Hizmetleri” modelinden vazgeçilmemeli ve her okulda öğrenci oranına göre psikolojik danışman istihdam edilmesi hedefi korunmalıdır. Bu oran; ilköğretimde 1/500, ortaöğretimde 1/250 olması tercih edilmelidir.
Okulöncesinde, ilköğretimde ve ortaöğretimde PDR hizmetleri Kapsamlı Gelişimsel PDR Modeli (rehberlik programı, bireysel planlama, müdahale hizmetleri ve sistem desteği) çerçevesinde yeniden örgütlenmeli ve bu bağlamda psikolojik danışmanların görev tanımları yeniden belirlenmelidir.
Yeni gelişmeler çerçevesinde okullarda PDR hizmetlerinin daha etkili ve yeterli bir biçimde sunulabilmesi için MEB´in rehber öğretmen kadrosu yerine psikolojik danışman kadroları ihdas edilmelidir.
Bu kadrolarda görev yapacak Psikolojik Danışman; okullarda öğrencilerin akademik, mesleki, kişisel/sosyal alanlardaki gelişimini ve uyumunu kolaylaştıran ve destekleyen kişidir.
Psikolojik danışman; üniversitelerin “psikolojik danışma ve rehberlik” alanında en az lisans eğitimi almış kişidir.
Avrupa birliğine uyum sürecinde toplumdaki talepler ve PDR alandaki yeni açılımlar dikkate alınarak lisans programının süre ve içerik açısından yeniden gözden geçirilmeli, 5 yıla çıkarılarak zenginleştirilmelidir.
PDR hizmetleri, MEB bünyesinde ayrı bir kurul ya da genel müdürlük olarak örgütlenmelidir.
Öğrenen merkezli eğitim sistemi uygulamalarının gereği olarak; Bakanlık merkez teşkilatından başlayarak il, ilçe milli eğitim müdürlüklerinde görev yapan yönetici ve denetleyicilerin, Psikolojik Danışma ve Rehberlik anlayışına sahip olmaları için hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim olanakları artırılmalıdır.
Öğrenen merkezli eğitim sürecinde; PDR hizmetlerinin ekip çalışması yoluyla sunulduğu gerçeğinden hareketle, okul yönetici ve öğretmenlerine hizmet öncesi eğitimleri sırasında gerekli ve yeterli PDR anlayışı kazandırılmalıdır.
Okullarda PDR hizmetlerini teftiş edecek denetleyiciler, PDR alanında en az lisans derecesine sahip olanlardan seçilmelidir.
Okul PDR hizmetlerinin işleyişini düzenleyen yönetmelik ve yönergeler ile okuldaki diğer yönetmelik ve yönergeler (örneğin, ödül ve disiplin yönetmeliği) arasındaki çelişki ve tutarsızlıklar giderilmelidir.
PDR Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde okul PDR uygulamalarında kullanılacak rehberlik programları, yayınlar, bireyi tanıma, ölçme ve değerlendirme araçları vb. materyalleri geliştirecek etkin bir birim oluşturulmalıdır.
Okul PDR hizmetlerinin etkililiğinin değerlendirilmesi (uygulamadaki sorunlar, aksaklıklar vb.) ve geliştirilmesi amacıyla geniş tabanlı araştırmalar planlanmalı ve bu araştırmaların gerçekleştirilmesi için MEB, Üniversiteler ve Türk PDR-DER işbirliği yapmalıdır.

SERBEST GRUP ÇALIŞTAY RAPORU
Niçin Buradayız? Ne İstiyoruz?
SDÜ Rektörlüğü, YKKED, Fakir-Der ve Gönen Mezunları Kültür ve Dayanışma Derneği, ortaklaşa KE´nin 66. kuruluş yıldönümü etkinliklerinde “Okul Öncesinden Ortaöğretime Türk Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılanması Sürecinde Yeni Bakış Açıları Çalıştayı”nda buluştular.
Türk Eğitim Sisteminin güncel sorunlarını Köy Enstitüleri deneyiminden bakarak tartışan grubumuz aşağıdaki saptama ve önerilerin Çalıştay Sonuç Bildirgesinde yer almasına karar vermiştir.

SAPTAMALAR
1) Günümüz eğitim sistemi eşitsizlik, adaletsizlik ve güvensizlik üretmektedir. Bunun başlıca nedenleri Köy Enstitülerinin kapatılması, öğretim birliğinden uzaklaşılması, Cumhuriyet´in temel ilke ve değerlerinin içinin boşaltılmasıdır.
2) Bugünkü eğitim sistemi; ezberci, hantal, yenilenmeye, değişime kapalı, bilim dışı, katılımı dışlayan, öğretmen merkezli, dayatmacı ve eleyicidir. İlköğretim okullarımızda uygulamaya sokulan yeni öğretim programları eğitim sistemimizin nitelik sorunlarına yeterli yanıt verememektedir. Bu programda eğitimin bütün bileşenleri bu çalışmalara katılmamış, eğitim fakültelerinin çoğu tartışmanın dışında tutulmuştur.
3) Eğitim sistemimiz üretimden tüketime, kamusaldan özele, yurttaştan müşteriye doğru başkalaştırılmış ve eğitim hak olmaktan çıkarılmıştır.
4) Ülkenin eğitim bütçesi yetersizdir. Var olan kaynaklar da dengesiz dağıtılmaktadır. Okullarımızın fiziki yapısı eğitimin özüne ve doğasına uygun değildir.
5) Türk Eğitim Sisteminin nitelikli öğretmen yetiştirme sorunu vardır. Öğretmenlik bir meslek olmaktan çıkartılmış saygınlığı ortadan kaldırılmıştır.
6) Öğrencilerimizin okulları ve öğretmenleriyle iletişimi bozulmuştur. Öğrenciler çoktan seçmeli sınavlar dersler ve kurslar arasına sıkıştırılmıştır. İnsan olma, yurttaş olma, dayanışma, birlikte üretme, paylaşma duygularından kopartılmıştır. Bunların sonucunda, programlardaki sanat, kültür ve beden eğitimi derslerinin yetersizliği de şiddeti arttırmıştır.
7) Eğitim sistemimizde tüm süreçlerde demokrasi ve katılım sorunu vardır.
8) Eğitim kadrolarında uzmanlık yerine yandaşlık ve sadakat temel alınmakta, eğitim giderek siyasallaşmaktadır.
9) Taşımalı eğitimde köylerde kasabalarda okullar kapanmakta, eğitim halktan uzaklaşmakta, öğrenciler tehlikeler içinde okullara taşınmaktadır. Taşımalı eğitim kız öğrencilerin temel eğitim alma hakkını sınırlandırmaktadır.

ÖNERİLER
1. Eğitim evrensel bir insanlık hakkıdır.
Köy Enstitüleri eğitim hakkının tam olarak kullanılmasına yönelik özgün bir örnektir. Bugün bu hakkın sağlanması sosyal devletin olmazsa olmaz görevi kılınmalıdır.
a. Ülkenin her bir köşesinde okul öncesi eğitim zorunlu eğitim kapsamına alınarak yaygınlaştırılmalıdır.
b. YİBO´lar yoksul halk çocukları için bir umuttur. Bu okullarda günümüzde iyi bir eğitim olanağı sunulamamaktadır. Sistemde yapılacak iyileştirmelerle, Köy Enstitüleri deneyiminden yaralanılarak sayıları ve olanakları gözden geçirilerek, bölgesel özellikler dikkate alınarak yaygınlaştırılmalıdır.
c. 3?15 yaş arası tüm çocuklarımızın bölgesel ve coğrafi özelliklerine göre, eğitim öğretim görebileceği, yaşam bilgisini kazanabileceği “çocuk köyleri” (evleri) kurulması düşünülmelidir.
2. Bu hakkın kullanımının içeriği, ulusaldan evrensele uzanan, laik, demokratik, bilimsel, nitelikli, eleştirel akla dayalı, üretici bir eğitim sistemi olarak yapılandırılmalıdır. Eğitim bu anlamda sosyal devletin görevidir.
3. Yeni ilköğretim programları Cumhuriyet´in özgür yurttaş kimliğine uygun bir anlayışla yeniden değerlendirilmeli ve tüm eğitim bileşenleri bu tartışmalara katılmalı ve yaygın halk eğitim programlarıyla uyumlu kılınmalıdır.
4. Köy Enstitülerinde olduğu gibi çocuklarımıza, kendileri olacak, onların yaratıcılığını geliştirecek, kültür sanat ders ve etkinlikleri, kitap okuma ? tartışma saatleri, beden eğitimi dersleri yaygın bir şekilde programlarda uygulamaya sokulmalıdır.
5. Öğretmen yetiştirme sorunumuz mutlaka gözden geçirilmeli, ülkemizin özgün öğretmen yetiştirme modellerinden yararlanarak öğretmen yetiştirme ile ilgili yeni arayışlar geliştirilmeli, öğretmen yetiştirme üniversitesi kurulması tartışılmalıdır.
6. 21 Köy Enstitü fiziksel koşulları, mekanları yok olmaya yüz tutmuş durumdadır. SDÜ´nin bu konudaki çalışmaları örnek alınmalı, buralar yaşayan eğitim kurumlarına dönüştürülmelidir. Eğitim merkezleri, müzeleri veya en yakın eğitim fakültelerinin bir bölümü bu yerlerde açılmalıdır.
7. Yüksek öğretim kurumlarında eğitim tarihi çerçevesinde “Köy Enstitüleri ve Tonguç” adlı bir ders konmalıdır, araştırma konusu edilmelidir.
8. Meslek liselerinin uygulama ağırlıklı bir yapıya bürünebilmesi için enstitü kapsamında değerlendirilerek yeniden yapılandırılmalı, öğrencilerin buraya yönlendirilmeleri sağlanmalıdır.
9. Eğitim dili Türkçe olmalıdır. Çocuklarımıza ilk ve orta öğrenimde mutlaka iyi bir yabancı dil öğretilmelidir. Yabancı dil öğrenme süreci yüksek öğretime taşınmamalıdır.
10. 17 Nisan Eğitim Bayramı olarak kutlanmalıdır.