İş Kazası * Betül Tarıman

1.
aşka sahteliği sahteliği
şaire giydiren nefret
ağrı elbet ıslaktır ve her ölü
tersine büyüyecek hüzün içine
ektiği tohum yaraymış

şair öldü kalemini bırakıp
tartılmaya kitaplarını
gözlerini bir yana koydu
yastığının altına sorular
doğurduğu o çocuk: keder
anne bir baba ayrı
coğrafyası şiir olanın
şöhretmiş hüznü meğer
gözlerinden
(bilene sebildi dört halften
oluşuyordu terletmekti hüneri
yavrulamış zamanı)

şair öldü ardı oyuk ve sus
ardı kapı aşındıncılar, el
bağlayıcılar
zaman kurtçuklannı yiyor
harflerinİ doğurmak için
seni de yutacak bu nehir
açlığı var onun da
ve gemileri batık

Lermantov kardeşim ey
Şanso Panço kesik parmağım
sen, neydi şairi yanlış kılan
güvercinler baygınlık geçirmiş
bilen kim
ritmini günün ve
gü1ü kim hizası evham
hizası yağmur
sade bir dağ o
şairin gözyaşlarıyla çizdiği resim

2.
kibri geceye geceyi
şaire giydiren cinnet
toprak olmaktır
ve her ölü
kapanacak her vadi kendine iyi
emzirdiğİ gül kıyasmış

'şair öldü' dükkanını kapatıp
kulaklannı bir kenara koydu
dil altına ulumaklar
sesini ve şehvetli…
eksik tartıymış bağışladık biz
yastığı kılıfsız olanın
düzlenmezmiş çarşafı
(zifirdi dört harften oluşuyordu
korktu
kalmaktan karanlıkta başla ayak
arasındaki mesafe)

şair öldü dili keskin ve huysuz at
balta sapını biçimliyor
öksüz kılmak için hayatı
borcu bitmeyecek şiir olanın
bir Mushaf gibi asılacak boynuna
günah
Hiebnikov gürlüğüm ey
ezber ve inat
ezber ve inat
anlaşılmaktı derdi şairin
özeni asıp boynuna
cennete yürüdü fakat soranı kim
yüzleştiren onu kıymetle
yüzleştiren yüzleştiren yüzleştiren
ki o boş kutu valizi boş
derdi genişti omzundan
genç öldü
iş kazası dediler

Son Kişot Ekim-Kasım 2004