İlle de Sevgi

Uzmanlar, anne – baba sevgisinden yoksun yetişen çocukların uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıkları, cinsel taciz, tecavüz gibi ruhsal sorunlara yönelme olasılığının yüksek olduğunu belirtiyorlar. Çok yerinde bir tespit, sevgiden yoksun yetişen çocuklarda, piko-sosyal davranış bozuklukları üst noktada kendini göstermektedir. Kendine güven duygusu yeterince gelişmeyince, ilgi ve sevgi de görmeyince bırakın gençleri ilköğretim çağındaki çocuklarda bile uyuşturucu, cinsel taciz, saldırı, intihar, tecavüz gibi olayları sık rastlar olduk. Bu tür haberler ne yazık ki basınımızda sık yer alırken biz de parmaklarımızı ısırır olduk.
Sayın Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu’nun birkaç gün önce yaptığı açıklama gerçekten tüyler ürpertici. Sayın Bakanımız 2000 – 2010 yılları arasında tüm okullarda öğrencilere yönelik tecavüz ve cinsel saldırı iddiaları nedeniyle 65 inceleme ve soruşturma açıldığını bildirdi. Soruşturmaya konu olan tecavüz ve cinsel sadırı mağdurlarının 2’sinin erkek, 46’sının kız olarak belirlenebildiğini, 17 yönetici, 47 öğretmen, 5 hizmetli ve bir memurun soruşturulduğunu kaydetti. Üzülmemek, düşünmemek elde değil. Ne yazılabilir ki bu konuda.
Ne yapılabilir? Hiçbir yaptırım gücü “SEVGİ “ kadar etkili olamaz. Öncelikle aileler, sonra öğretmenlerimiz, en kötü şartlarda bile çocuklara, gençlere destek olmalı, onlara şefkat göstermelidir. Sevgiden yoksun yetişen çocuklar yalnızlaşır, uyuşturucu, tecavüz, cinsel saldırı gibi zararlı alışkanlıklar ve davranışlar içersine girerler. Bu tür davranışlarında bile lütfen onlara baskı uygulamamalı, onları kazanmak için çaba sarf etme yoluna gitmeliyiz.
Okullarımızda çocukların, uyuşturucu, cinsel saldırı ve tecavüz riskinden korunmasını sağlamak için hem öğrencilerin hem de ailelerin bilinçlendirildiği birçok program yürütülmektedir. Özellikle “İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sınır Rehberlik Programı’nın çocuğun kendi bedenini tanıyarak özerk sınırları çizmesine olanak tanıyan, ayrıca “ hayır” deme becerisini kazanmasına yardımcı olan etkinlikleri içerdiği” en geniş çevreye anlatılması gerekir. Bu konuda başta eğitimcilere sonra tüm sivil ve özel kuruluşlara büyük iş düşmektedir. Böyle bir ciddi ve hayati konu yalnız Milli Eğitim’in işi olmamalıdır.
Artık aşağıdaki yazı örneği her konuda Ali gibi zeki olalım, toplum olarak, ülke olarak bir üst sınıfa geçelim. Ne diyelim “İLLE DE SEVGİ”
Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanıma giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:
-Sorun nedir Ali?
– Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.
İstek konusunda bilgi verilen Müdür Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu.
Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı.
-Söyle bakalım Ali: 3X4
-Oniki
-Peki 6X6
-Otuzaltı Müdür bey
-Japonya'nın başkenti
-Tokyo
Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin
öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve Müdür bu isteği kabul ettiler.
Öğretmen sorulara başladı:
-İneklerde dört tane, ben de iki tane olan nedir?
-Bacaklar öğretmenim!
-Doğru! Peki; senin pantolonunun içinde olup, benim pantolonumun içinde olmayan nedir?
Müdür bu soruya çok şaşırır.
– Cepler öğretmenim.
-Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir.
Velet tereddütsüz yanıt verdi:
-Afrika'dır öğretmenim.
-Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?
Müdür gözleri faltaşı gibi açılmış tam konuşacakken Ali yanıtladı:
-Tırnak cilası.
-Peki. Bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?
Müdür kulaklarına inanamıyordu.
-Yatak öğretmenim.
– Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir?
-Dil öğretmenim.
Nefes nefese kalan Müdür test'i bitirmeye karar verdi ve:
– Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan Üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben bütün sorulara yanlış cevap verdim!
KISSADAN HİSSE: İnsanların ahlakları yaşlandıkça bozulur!