İletişim ve Empati

Bireyler arası ilişkiler bağlamında iletişimi kısaca açıklamak gerekirse; ?İletişim, bilgi üretme, aktarma ve anlamlandirma süreci? dir. Genel anlamda ise; ?Nitelikleri ne olursa olsun, iki sistem arasındaki bilgi alış verisini iletişim? olarak kabul edebiliriz.
İletişim, is ve sosyal ilişkilerde başarıya kaynaklık eder. Fikir ve deneyimlerimizi paylaşmak, ilgilendiğimiz alanları geliştirmek ve insanlara isteklerimizi açıklamak için iletişim beceri ve stratejilerine gereksinim duyarız. Duygu ve içgüdülerimizi açıklamak için dil ve vücut diline dayalı iletişim yöntemleri geliştirmemiz gerekir. Etkin bir iletişim kurulabilirse, bireyler hayatlarını olduğu gibi yasamak yerine, kendi dünyalarını şekillendirebilirler.
İletişim, üç boyutlu olarak düşünüldüğünde boyutların oturduğu düzlem
1. Sevgi-saygı
2. Dürüstlük
3. Örnek olmak
4. Güven ortamından oluşmalıdır.

EĞİTSEL İLETİŞİM NEDİR?
İlgili literatür incelendiğinde ?iletişim?in çok değişik biçimlerde tanımlandığı görülmektedir. İletişimin eğitimciler arasında yaygın olarak kabul gören tanımı; ?Davranış değişikliği meydana getirmek üzere; haber, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir.? Tanımdan da anlaşılacağı gibi; bireyin bilgi, duygu, tutum ve becerilerinde meydana gelen değişmeler davranış değişikliği olarak algılanmakta ve adlandırılmaktadır.
İletişim süreci ile sınıf içindeki öğretme-öğrenme süreci aşağıdaki biçimde benzerlik göstermektedir.

EMPATİ NEDİR?
?Empati, bir insanin, kendisini karsısındaki insanin yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması? seklinde tanımlanabilir.
Carl Rogers?in 70?li yıllarda ulaştığı empatim anlayış, bugün çoğunluğun üzerinde uzlaştığı bir tanıma dönüşmüştür. Kati bir nitelik taşımayan söz konusu tanım, genel çizgileriyle şöyledir: ?Bir kişinin kendisini karsısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumun ona iletilmesi sürecine empati? adi verilir.
Empatim bir anlayışla dinleme, bireyin kendi objektifliğini yitirmeden, olayları, karsısındaki bireyin içinde bulunduğu durumu ve onun görüş açısını dikkate alarak dinlemesidir. Bu arada onu eleştirmek ve yargılamaktan kaçınılması önerilir. Bireyleri en çok tedirgin eden şeylerden biri başkaları tarafından eleştirilmektir. Empatim dinlemede birey karsısındakini ne över, ne yargılar ne de suçlar ama onu anlamaya çalışır. Bu anlayış insanların birbirlerine yaklaşmasına ve aralarında gerçeğe dayanan sevginin gelişmesine yol açar.
Öğretmen öğrencinin yerine kendisini koyarak anlatacağı dersi ve sunum seklini düşünürse, öğrenci tarafından ortaya konulacak sorunların tamamına yakinini ders öncesinde ortadan kaldırabilir.

ETKİN DİNLEMENİN ÖNÜNDEKİ YAYGIN ENGELLER
Konu dinlemeye gelince, çok az sayıda insan potansiyelini asmayı başarmıştır. Dinleme (feed-back/geri besleme/dönüt) konusunda arzu ettiğiniz kadar iyi değilseniz, yeteneğinizi geliştirmek için yapacağınız ilk is dinlemenin yaygın engellerine karsı bilinçli bir tutum takınmaktır:
1. Konuşmaya Aşırı Değer Vermek: Altı insana iletişim becerilerini nasıl geliştireceklerini sorsanız, çoğunun vereceği yanıt, daha ikna edici veya toplum içinde konuşma becerisini artırmak seklinde olacaktır. Çok az insan iletişim kurmanın temelinin iyi dinleme olduğunu kavramaktadır.
2. Bir Konuda Odaklanamamak: İnsanların çoğu dakikada 180 sözcük konuşabilirken, 300-500 sözcük dinleyebilmektedir. Bu eşitsizlik gerginlik yaratır ve dinleyicinin dikkatini dağıtır. Çoğu insan bu iletişim boşluğunu düş kurarak, günlük programlarını veya yapmaları gereken şeyleri düşünerek, etkili olan başka insanları seyrederek doldurmaya çalışır.
İyi bir dinleyici olmak istiyorsanız, enerjinizi o yöne vermeye ve dikkatinizi birlikte olduğunuz insanda toplamayı öğrenmeniz gerekir. Beden dilini gözleyin? Yönetim Uzmanı Peter Drucker, ?İletişimde en önemli unsur, söyleneni duymaktır,? der.
3. Zihinsel Yorgunluk Yasamak: Birini uzun bir süre dinlerseniz sonuç yıpratıcı olabilir. Ama ruhsal yorgunluk da dinleme becerinizi olumsuz yönde etkiler.
Yorgunsanız ve zor durumlara düşmek istemiyorsanız, etkili bir dinleyicinin daha çok enerji toplayıp konsantre olması gerektiğini unutmayın.
4. Klişelere Başvurmak: İnsanları klişeleştirmek, dinlemek açısından büyük bir engel olabilir. Klişeleştirmek, bizi beklediğimiz dışında farklı şeyler duymaktan alıkoyar. Çoğumuz bu tuzağa düşmediğimizi sanırız, ama bir dereceye kadar hepimiz düşeriz.
5. Kişisel Duygu Yükünü Taşımak: Hemen herkesin başkalarının söylediklerini duymasını engelleyen duygusal filtreleri vardır. Hem olumlu hem olumsuz içerikteki geçmiş deneyimler hayata bakış açımızı renklendirip beklentilerimize sekil verir.
6. Kendisiyle Meşgul Olmak: Dinlemenin önündeki herhalde en asılmaz engel, insanin kendisiyle meşgul olmasıdır.
Kendinizden başka kimseyle ilgilenmiyorsanız, başkalarını dinlemezsiniz. Ama isin ironim yani, dinlemediğiniz zaman kendinize verdiğiniz zarar karsınızdakine verdiğinizden çok daha fazladır.

ETKİN DİNLEME NASIL ÖGRENİLİR, GELİŞTİRİLEBİLİR?
Etkin dinleme, öğrencinin ilettiğini doğru anlamınızı sağlar. Edilgin dinlemenin aksine öğrenci ile etkileşimi gerektirir ve ayni zamanda öğretmenin onu anladığını gösteren geri ileti verir. Bunun edilgin dinlemeden nasıl ayrıldığını sınıf için bir örnekle gösterelim:
Öğrencilerden biri, bir dersinde arkadaşlarından geri olduğunu ve açığını kapatabilmek için çok çalismasi gerektiğini bildiği için kaygılıdır, sorunu vardır ve bunu çözmek ister. Ancak, içinde olup biteni dile getiremez, duygularını öğretmenine sözlü semboller kodlayarak iletir. Aşağıdaki gibi ?Yakında sınav var mı?? kodunu seçtiğini düşünelim.interentten alıntıdır.