İbni Haldun ( 1332 – 1406 )

İbn Haldun 1332-1406 yılları arasında yaşamış bir islam filozofudur. Tam adı Abdurrahman b. Muhammed b. ebu Bekr Muhammed b. Hasan?dır. İbn Haldun 1. Ramazan ayında 1332 yılında Tunus?ta, nesli sahabilerden Vail b. Hacer?e uzanan, Arap bir ailede doğdu. Aslı Yemen kabilelerinden Hadramut?a kadar uzanır. Dedelerinden, ilk olarak Halid b. Osman, Endülüs?teki Karmuna?ya hicret etti. Endülüs halkının adeti olarak Halid olan ismine u ve n harfleri eklenerek ismi Haldun?a dönüştü.
İbn Haldun?un yaşamı çok iyi şekilde belgelenmiş ve özgeçmişini arapça bir isimde anlatılan kitap 1951 yılında Kahire?den Muhammad ibn-Tawit at Tanji tarafından yayınlanmıştır. İbn Haldun banü chaldün isminde asil ir aileden, birkaç kuşak Carmona ve Sevilla, Endülüs?de yaşamışlardır. Zaten Haldun aile ismi kökeni öncülleri Halid?ten gelmektedir. Özgeçmişinde İbn Haldun, kökeninin İslam Peygamberi Muahmmed Mustafa sav. zamanında arap-yemen kabilelerinden Hadramut?a kadar uzandığından ve ailesinin İslami fetih başlarında İspanya?ya geldiğinden bahseder.
Ailesi İbn-i Haldun?un Afrika?da en iyi öğretmenlerden eğitim almasını sağlamıştır. Kaliteli bir arap eğitimi olan, Kur?an, Arap Dilbilimi, Hadis ve İslam hukuku alır. Ayrıca tasavvuf, matematikçi ve filozof al-Abili?den Matematik, Mantık ve Felsefe eğitimini alır. 17 yaşındayken üç kıtayı, tabii ki tunus şehrini de, etkisi altına alan Büyük Veba Salgınında ailesini kaybeder. Eğitimi bitince Tunus şehrinde Hafsid hanedanından sultan abu İshak İbrahim II. al-Mustansır?ın yazmanı olarak çalışır. Daha sonra Tunus?tan Fas?a taşınır ve 20 yaşına geldiğinde siyasal meslek hayatı başlar. Sultan Abu İshak emriyle İbn Tafragin?in yanında idari işler görevi verilir.
İbn-i Haldun özellikle köy-kent farklılaşması hakkında toplumsal çözümlemeler getirmiştir. Ünlü eseri Mukaddime?nin 2. bölümünde, göçebe-köy toplumsal yaşamıyla yerleşik-kent toplumsal yaşamı arasında önemli saptamalar yapmıştır. Ona göre, göçebe-köy toplumsal yaşamı, yerleşik-kent toplumsal yaşamından önce başlamıştır. Köy halkı, kent halkından daha sağlam, mert, özgüveni daha fazla, özgür, köklü ve az bozulmuştur. Köy aile yaşamı, kent aile yaşamından daha dengeli, daha sağlam ve daha huzurludur. Toplumsal bilinç ve duyarlılık, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma köy toplumsal yaşamından da fazladır. ayrıca yaşlılara ve kadınlara verilen saygı ve değer de çok daha fazladır. İbn-i Haldun tüm krallıkların da tıpkı canlı organizmalar gibi doğum, gelişme, duraklama ve ölüm evreleri olduğunu, doğum ve gelişme gibi evrelerin göçebe yaşam kültür ve ahlakının sonucu olduğunu, zamanla kent yaşamına alışan uygarlıklarınsa gerilemeye ve ölmeye başladıklarını ileri sürmüştür. Ondan önceki tüm tarihçiler olayları tek tek ele alıp, hikaye gibi anlatmış, bir senteze gidememişlerdir. İbn Haldun ise tek tek fenomenlerden yola çıkarak ünlü tarih tezini öne sürmüş, böylelikle de sosyoloji adını verdiğimiz bilim dalı kendisiyle başlamıştır.