HÂl Hatır * Orhan Alkaya

çoktur arayıp sormamıştım, yakınımdı halbuki
ilk bisikletime, arkadan ikisi küçük dört tekerli
evvela binen oydu, yekinsem de ardından
muare ilk misketimi yeşilırmağa iten de o itti
babam öpmüş olmalı beni yanağından ilk gün
süt memelerini sevgilim annem ilkin ilkin ona verdi

ıskalamıştım halini hatırını, allahtan yakınımdı
gönlü çektiğiyle yatıp, anca kalkardı kuşlukta
hırlaştığım kadın kahvaltının en olmadık sırdaşı
kartezyendim ben o hep Nietzsche?yle sevdalı
taze fasulyesi müthişti, biz devrim telaşında
itişirdik hayli sık, ne vakit düşsem o fiyakalı

tekliği tatmıştım aynayı yedi kez kırdığımda
çocukluğumuz arkadaştı zaten, öyle sanmıştım
aşktan gebererek tutucu ve uzun kaldığımda
gidip öpmüştü hergele o kızı, damağımda sızı
hangi ilk kardeş güvenir bunca ölümden süzülüp
geceyarısı surlarımda hep o büyük hayal vardı

aramamıştım çoktur, kanıksayıp hayatı hasreti
ne uzun ayrılıyor insan hep aynı ilk anlamadan
üçüncü göz, iç serüvenler, işte kelimenin kudreti
Tekvin?in altıncı bâbında yer ayırtmış her adam
ısrarla okşamalı elbette uzaklaşan o yakışıklı sûreti
oldun dememeli, içinden geçmeli ve diğerkâm

çoktur arayıp sormamıştım, buluştuk, gitti

(E, Sayı: 45)