Hayal * Gültekin Emre

Göz yaşlarımın rengini söyle bana baba
Uzağı kendine yurt bilen
Hep yanında taşıyan ölümünü
Benimkini de
Bileyim senin kim olduğunu

Ömrüm kekre bir sinema çıkıŞı
Bağrına basan yakası açılmadık bir perişanlığı
Dünü yok sayan bir düş bu
Yarını hiç bilemeyen
Gününe meczup
Falsız elinde bir çoban ateşi
Yanık yankı uzun bir es
Dönüş yok
Yuva yok ki yurt olsun yakama taktığım rozet
Ortak yazdığımız bir kitabın alt başlığı senin adın

Sahne hazır
Açıyor perde olmayan gözlerini, ağır bir kadife
Kokusu yılları bir bir sıyırıp kınından
Oyuncular çoktan öldü ezberlerlerken oyunu
Annem / Sensiz anılarını hep katık etti ekmeğine
İçi doldu doldu boşalamadı taşıp dururken sağa sola
Hep kırmızı halı serdi senin düşlerine kendinde

Gözümün kupkuru yaşları gurbeti de bildi baba
Köy yok, yayla kayıp artık şu çarpık haritamızda
Dağlarımız aynasız tanınmaz bir halde
Perişanlık değilse ne bu geçmişimizden uçup giden
Rüzgârın yapraklarını çevirdiği kitaplarını
Bilmem kimler saklar hala baş köşede
Benim hiç elleyemediğim

İşte gong vuruyor hadi başlayalım tiradımıza
Ben kaç yıl çocuk oldum baba
Kaç yıl baba oğullarıma
Perde kararıyor içimde sahne apaydınlık oysa
Replikler birbirine karışıyor bilmediğim bir dilde

Çekemediğim O filmi seyrediyor gibiyim
Beklemeyi göze aldım günümün karnını deşen
Bıçağın çığlığını, yankısı küllenmiş
Yarışmanın karnı burnunda şimşeği
Hayaline taktığım inciler
Yolda kalmış bir fotoğraf bu
Bir bir battı işte o limansız gemiler

Sola sapınca geriye puslu gülücükler
Yağdıran seni ele verir bir sinyal sesi
Gidip de gelemeyen bir güz albümünün önünde
Boynu kıldan ince bir aşka kendini rehber
Kaydettiren, kimsenin yolu uzun değil
Uzak bir gömüt tütüyor gözümde
Sızlatıp burnumun gurbetteki kemiğini

Bu kent kilitliyor beni, üzüm çiğner gibi
Dibe vuruyor her şeyim, başa dönmek
İstiyorum, en uca, tomurcuğun
Kamına uzanıp günbatımına
Bir çift kopkoyu bakan gözün
Gözesine, sığınıp bir ışık kümesine
Anne bildiğim eldivenle
Süsü bilmeden senin yanına
Göçüp giden sabrı kardeş kıldı bana da

Olmayan ömrümün en haylaz gününe on puan
Benden, 'bir durak bu dünya'
Diyordun ya, ben hala bekliyorum
Olmayacak yarını

Bir ateş yanıyor şuramda arada bir
Durduruyor beni sallanıp duran
Salın ortasında, bulup
Bulmacada yersiz-yurtsuz yerimi
Artık yaşı benden çok küçük
Babacığım Göz yaşım ne renk
Söyle bana oradan

Biliyor musun
Buradan
Kaydım silinmek üzere

Gece yazısı, 5 Haziran 2004