GÜL'ÜN HEDİYESİ VE ATATÜRK'E SANSÜR * Ülgen Zeki Ok

Mayıs 13th, 2012
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Yediyıldız, 28 yıl sonra Kurum?u ziyaret eden ilk Cumhurbaşkanı olan Gül?e, Atatürk?ün kendi el yazısıyla yazdığı ?Medeni Bilgiler? kitabının ?Türk Milleti? tanımı yaptığı ilk sayfasının pirinç tablosunu hediye etmiş, birkaç gün önce?
Elim hep başucumda duran ?Medeni Bilgiler (Uygarlık Bilgileri)? kitabına (Örgün Yayınevi) uzandı?
Yazarı Gazi M. Kemal? Öğrenciler derslerde okusun diye yazmış Atatürk.
Kitabı yayına hazırlayan Nurer Uğurlu, kitabın hemen başındaki ?Atatürk?ün Kurduğu Türk Tarih Kurumu Atatürk?e Karşı Suç İşlemiştir? başlıklı bölümde, Kurum?un kendi bastığı ?Medeni Bilgiler? kitaplarında Atatürk?ün yazdıklarının bazı bölümlerini sansürlediğini söylüyor.
Kurum?un yaptığı 2000 baskısını zor da olsa (nedense), buldum; Uğurlu?nun yazdıklarının tümü doğru? Sansürlenen en geniş bölümse Gül?e hediye edilen ?Millet? tanımı yapılan bölümde yer alıyor ve günümüz Türkçesiyle şöyle:
?Bu Arap düşüncesi, ?Ümmet? kelimesi ile ifade edildi. Muhammed?in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine adamaya mecburdular.
Bununla beraber, Allah?a kendi milli dilinde değil, Allah?ın Arap kavmine gönderdiği kitapla Arapça kitapla ibadet ve yakarışta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah?a ne dediğini bilmeyecekti. Bu durum karşısında Türk Milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin anlamını bilmediği halde Kuran?ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.
Başlarına geçebilmiş olan açgözlü komutanlar, Türk Milleti?nce karışık, cahil hocalar ağzıyla, ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan dini hırs ve siyasetlerine alet ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa?da Allah kelimesinin yüceltilmesi parolası altında Hıristiyan milletleri idareleri altına geçirdiler, fakat onların dinlerine ve milliyetlerine dokunmayı düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısır?da, belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye pasaklı, yırtık bir giysiyi, hilafet alameti ve ayrıcalıklı diye altın sandıklara koydular, halife oldular. Kâh doğuya, kâh batıya ya da her tarafa birden saldıra saldıra Türk Milleti?ni, topraklarını, çıkarlarını, benliğini unutturacak, Allah?a boyun eğdirecek derin bir aymazlık ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.
Milli duyguyu boğan, fani dünyaya değer verdirmeyen, yoksulluklar ve zorunluluklar, yıkımlar hissedilmeye başlayınca, gerçek mutluluğa öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaad ve temin eden dini inanç ve dini duygu, millet uyandığı zaman onun şu acı gerçeği görmesine engel olmadı. Bu korkunç manzara karşısında kalanlara, kendilerinden önce ölenlerin ahiretteki mutluluklarını düşünerek ya da bir an önce ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmayı telkin eden dini duygu, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk Milleti?nin vicdanındaki çadırını yıktı; davetlileri Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti.
Türk kalbi yüzlerce asırlık kudret ve ferahlıkla, büyük heyecanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk?ün milli duygusu, artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk, cenneti değil, eski, gerçek büyük Türk atalarının kutsal miraslarının, son Türk ellerinin savunma ve korumasını düşünüyordu. İşte dinin, din duygusunun Türk Milliyeti?nde bıraktığı hatıra.?
28 yıldır neden hiçbir cumhurbaşkanı ziyaret etmemiş acaba bu kurumu?
Kimler, neden sansürlemiş olabilir Atatürk?ün yazdığı bu bölümü?
Yorum sizin?

Haftanın sözü: Sizler, yani, yeni Türkiye?nin genç evlatları? Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz? Dinlenmemek üzere yürümeğe karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. (Mustafa Kemal Atatürk, 1937, Ankara)