İnsanlar binlerce yıl hep “akıl”la uğraştılar.Aklı anlamak,aklın nasıl işlediğini bulmak,aklın üstünlüğünü sağlamak çok önemli oldu.Bu süreç zorunluydu,çünkü insanlık öyle akıldışı işler içinde yaşıyordu ki,akıl bulmak,aklın yoluna girmek bile yüzyıllar aldı.Ortaçağ bağnazlığından “aydınlanma dönemine” geçmek büyük mücadelelerle olmuştur.
Bu arada “duygular “ fazla önemsenmedi.”Duygular” insanın zayıf yanı sayıldı.Akıl erkeklere,duygu kadınlara yakıştırıldı.”Duygulu olmak “ şairlere,sanatçılara,annelere uygunda ama komutanlara,liderlere,iradeleri güçlü olması gerekenlere göre değildi.
“Duyguların yönetimi” insanoğlunun yaptığı en büyük keşiflerden birisi olmuştur.Artık bilinmektedir ki,DUYGULARI YÖNETEMEYEN İNSAN AKLINI DA YÖNETEMEMEKTEDİR.
Bugün iş dünyası da politik alan da,eğitim dünyası da hayatın en aktif alanı da “duygularını yöneten insan “ sorunuyla karşı karşıyadır.Eğer “duygularını yöneten insanı”
yetiştiremezsek hiçbir alanda başarılı olma şansımız olmayacaktır.
***
 Neden insanımız direksiyon başında canavar kesiliyor?
 Neden insanımız yabancıların yanında suspus oluyor?
 Neden insanımız güçlü olduğu zaman zalim , güçsüz olduğu zaman zavallı oluyor?
 Neden insanımız duygularını söylerken sıkılıyor?
 Neden insanımız hakkını aramıyor?
 Neden insanımız başkasının hakkını yemeyi açıkgözlülük sayıyor?
 Neden hep arkadan konuşuyoruz?
 Neden matematikten bu denli korkuyoruz?
 Neden suçu hep başkasına atarak rahatlıyoruz?
 Neden yaptığımız şeyleri küçümsüyoruz?
 Neden, neden,neden?…

Çünkü,duygularımız yönetmeyi bilmiyoruz.Duygularımız hep karmakarışık olduğu için de aklımızı yönetemiyoruz.
Peki “duygularını yönetmek” nedir?
“Duyguları yönetmek” kendinin farkında olmaktır.
Kendinin farkında olmak,kendi değerini anlamaktır.

Erdal ATABEK
(Bizim Duygusal Zekamız)