Dünya Öğretmenler Günü

Dünyada Öğretmenler Günü 5 Ekim?dir. Dün tüm dünya bu anlamlı günü kutladı. “Öğretmenlerin toplumsal statülerine ilişkin İLO ile UNESCO'nun 5 Ekim 1966'da kabul ettiği ortak belgeden sonra her yıl tüm dünyada eşit zamanda Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. ?Kaliteli Eğitim İçin, Nitelikli Öğretmen ” anlayışı bugün özellikle tüm öğretmen örgütlerinin temel yaklaşımı olmuştur. Bu nedenle öğretmen yetiştirmeden başlayarak, eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkileyen bütün sorunların giderilmesi, en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. Ülkemizin öğretmen yetiştirme alanında oldukça zengin bir deneyimi vardır. Çünkü Türkiye, örgün eğitim tarihi boyunca kendi eğitim kurumlarını kuran ve bunlara kendisi öğretmen yetiştiren bir ülkedir. Bunu en çarpıcı örneği Cumhuriyetin ilk yıllarında ?Köy Eğitmenleri ? ve Köy Enstitüleri? olmuştur. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk?ün bu orijinal buluşu hala bize yol olmuş ışık olmuştur.
Bir ülkede öğretmenler maddi ve manevi olarak rahat ve mutlu değillerse, bu tüm ülkeye yansır. Yani o ülke de mutsuzdur. Bugün ülkemizde öğretmenlerimiz yoksulluk sınırı düzeyinde maaş almaktadırlar. Kendilerini geliştirmek üzere ne bir kitap ne de bilgisayar almak elbette mümkün olmuyor. Bırakın bunları mide hesabı peşine düştüler hepsi. Bütün bu olumsuzluklarına rağmen vicdan cüzdan ikilemi yaşamadan yurdun her köşesinde çekinmeden görev aldılar. Terör onları buldu, sürgünler yaşadılar, yoksulluk onurları oldu, limon sattılar. Bütün bunlardan yılmadılar, gocunmadılar korkmadılar. Ama ?Öğretmenler Gününde ? çekilen sahte nutuklar, duygusal konuşmalar onlara çok koydu. Maddi olanaksızlığın verdiği eziklik ve sosyal sorunların birikerek dağ olduğu günümüzde öğretmenlerimiz tören, şölen istemiyorlar. Lütfen insanca yaşam için her şeyimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimize omuz verelim.
Bu anlamlı günde gözümüz ve kulağımız hep kaçırılan 12 öğretmenimizde oldu. Dün birkaçı salıverilince çok mutlu olduk. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı eğitmekle görevli olan, şiddetin değil birlik, beraberlik ve kardeşlik duygusunun oluşturduğu bir ortamda mutlu yaşayan bireyler yetiştirme, bizlere güzel bir gelecek sunma gayesinden başka hiçbir çabası olmayan, bu anlamda kaçırılan ve hala terör örgütünün elinde bulunan değerli öğretmenlerimize uzanan bu akıl dışı eylemleri nefretle kınıyorum. Ne yapıyorlardı onlar orada; gericilikle, yobazlıkla, feodallikle, cehaletle savaşıyorlardı mahrum köylerde. Silahları defterdi, kalemdi, kitaptı, ilim ve irfandı, bilgiydi. Her kötülüğün kaynağında cehalet olduğunu biliyorlardı. Dil, din, mezhep ayırt etmeden eğitim için gelmişlerdi. Bölgedeki tehlikeyi ve mahrumiyeti biliyorlardı. Fakat öte tarafta da işsizlik, yoksulluk ve sefalet vardı. Yıllardır hizmete, bir işe, bir gelire kavuşmayı ve atanmayı bekliyorlardı. Fazla bir seçenekleri de yoktu zaten… Birçoğu da gönüllü yazmıştı atama tercihlerinin o coğrafyaya?
Atatürk?ün aydınlıkçı, yenilikçi bilincini kendilerine rehber edinen, bizlere yürekleriyle ışık olan öğretmenlerimizin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününü kutlarım.

ÖĞRETMENİN DÜŞÜ
“Okumuş filler ki her birinin
Nice Bostan, Gülistan ezberidir.”

Mavi bir ışık yandı gözlerimde,
Gökyüzü öyle yakın
Çocuklar doğacak çocuklarım
Ve öyle yağmut ki toprak, koklarsın
Ellerin bütün hayvanlar alemi,
Hangi ağacı çalsam açıyor
Uzaylar uslu,
Yönlerim yörük,
Sağduyularım sol duyu.

Mavi kalemlere yordum bu düşü,
Su resimleriyle öğrencilerin,
Göğerttik bozkırın sarı defterini,
Şu yoncalar yurttaşlık bilgisi.

Geçen gün okudum söğütlerin tarihini,
Bi çiğdem var onlar kadar yiğit,
Şu bey, şu eşek, şu yaban, şu işçi arı,
Biz beş sınıfta kaldırdık bütün sınıfları.

Korkuluklar ektiği kargaları biçsin,
Sevginin de kendi planları var,
Beş yılları, yıldızları, dokuz ayları,
İlerde yarım kalmış bir okulun duvarı,
Duvardı diyor, varım diyorum ben de,
Gitsin bütün okumuş filler Gülistana,
Ben Türk'üm bu bozkırda çalışmaya geldim…
Can YÜCEL