Çocukta Cinsel Eğitim

Türk toplumda ve geleneksel aile yapısında cinsel konular genellile konuşulmaz ,gizli veya üstü kapalı geçiştirilerek konuşulur. Cinsel yaşam ayıp ve yasaklarla doludur. Bu ortamda çocukların sordukları sorular duyulmaz, soru sorma yasaklanır ya da geçiştirilir.
Genellikle 3 yaşındaki çocuklar cinsellikle ilgili sorular sormaya başlarlar ve davranışları ile cinsellikle ilgilendiklerini belli ederler. Bu yaş çocukları kız/erkek ayrımını fark ederler, hem kendilerinin hem de karşı cinsin vücutlarını incelemeye başlarlar. Doktorculuk, evcilik bu merakı gidermek için seçilen güzel oyunlardır. Cinsiyetleri farklı çocuklar birbirlerini tuvalette, yıkanırken, giyinip soyunurken izler ve kendi bedeni ile karşılaştırır.
3 yaşından sonra çocuk bebeklerin nasıl doğduklarını sormaya başlar. Bu sorunun yantı genellikle; bebeklerin hastaneden alındığı, leyleklerin getirdiği şeklinde olur , bu hatalı bir yanıt şeklidir. Çocuğa bebeğin ana karnında özel bir yuvada veya torbada büyüdüğünü söylemek doğru olur. Çocuk bu yaşta çok yemek yemeyi ve şişmanlığı hamilelikle bir tutar. Bebeğin annenin midesinde büyüdüğünü sanır. Bebeklerin annenin karnı yarılarak doktor tarafından çıkarıldığına inanır. Bu yaş çocuğu bebeğin geliştiği yeri öğrendikten sonra bebeğin nereden ve nasıl çıktığı sorusunu sormaya başlar. Çocuğa gerçeği, çok yalın bir dille anlatmak gerekir. “Bebek büyüdüğü zaman doktor onu annenin bacakları arasında ki bir açıklıktan alır.” demek yerinde olur.
Daha sonra çocuk bebeğin anne karnına nasıl girdiğini sorar.
5 yaşından itibaren bebeğin oluşumunda babanın katkısını merak eder.
Tüm bu soruları doğru bir şekilde yanıtlamak gerekir. Yanıtlanmayan sorular çocuğu daha meraklı ve araştırmacı olmaya iter. Anne ve babanın odasına beklenmedik baskınlar yapar, anne ve babayı tuvalette, banyo da gözler, kendi başına yanıtlar bulmaya çalışır. Arkadaşlarından sorularının yanıtlarını almaya çalışır ki bu yanıtlar daha ürkütücü olmaktadır. Fakat kendisi cinsel konularda sorduğu sorularla ayıplanarak, merakı kısıtlanmış olarak yetiştirilmiş bir anne ve babaının çocuklarına doğru ve açık yanıtlar vermesi beklenemez.
Bazı anne ve babalar çocuklarının kendilerine hiç cinsel konularda soru sormadıklarını söylerler, bunlar genellikle sordukları sorularda merakları giderilen ve gereksiz yere sorularına yasak konmayan çocuklardır, Zaten bu çocuklar gerek duydukları zaman merak ettikleri konuları çok büyük bir rahatlıkla sorabilirler. İkinci grup çocuk ise sorularına yanıt bulamamış ve bu davranışları eleştirilmiş, yasaklanmış çocuklardır. Bunlar meraklarını dergileri karıştırarak, film izleyerek, gizlice gözleyerek gidermeye çalışırlar.
Bazı anne ve babalar bu konuda çok rahat davrandıklarını, uygar düşündüklerini, çocuklarına özgürlük ortamı sağladıklarına inanarak yanında açık saçık hatta çıplak dolaşırlar, birlikte yıkanırlar. Bu tip davranışlarçocuğun merakının gereksiz yere kamçılanmasına neden olur. Çocukların anne babanın yatağında hatta odasında yatması sakıncalıdır. Çocuğun her zaman uyumadığı, uyuma numarası yaptığı unutulmamalıdır. Çocuk gereksiz yere uyarılmış olur, çocuğun cinsel ilişkiyi görmesi ürkütücü olabilir.
Çocukta cinsel ilgi okul öncesi dönemde en yoğun haliyle yaşanır, okula başlama ile artık ilgi alanları değiştiği için merakta azalmaya başlar.

Uzm. Psk. Gülden UMURTAK