cengiz?in evinde ay
suda yüzerdi. yıldızlar yakın dururdu yeryüzüne
söylesem ne söylemesem ne
üstüste kitapların hüzünlü bekleyişiyle
kesilmiş atardamarlarımız
eğilip baksa kadınlar
aşkı görürdü
köpürürdü bakışlar
cengiz?in evinde sesi tok
curanın bile. halaya durur anılar
udi alper, kalbini yaslayınca nurten?in
sonsuz yağmurlarla ıslak sesine
o sonsuz yağmur ıslayınca ruhumuzu
savrulur ekose bir kaşkol
halay durur. düşer mermer masalara
bütün ışıkları söndürülmüş, camları kırık
anılara erken kapılmış yüzümüz
iki ay birden durur kapıda
biri suda yüzer
biri nurda
toros sokak bir mayın tarlası şimdi
ölüme ve kedere yakın
göğe uzak
güney apartmanı, numara onaltı
kurumuş nehir yatağı iki yüz:
mahzun doğan, cengiz kaplan
bir günah bohçası yalnızlık
cengiz?in evinde ay
rakıya düştü
ağustos ?92, ankara