Yılan * Edip Cansever

Her şey biraz öyledir: açtık ve soldukYapraklarımızın yontulmamış topaz rengindeÇocukla gülün, gülle geçmişinKarışık tenimizde sesiKoyu kırmızı sesiHer şey biraz öyledir: açtık ve solduk. Belki sonra unuttuk, mevsimler de değiştirmedi yılanıYılan değişse bileDurdu bir helezon gibi gömleğiSırtı yontulmamış topaz renginde. Dalgınız şimdiİçinde yağmurlar yağmurlar… Kaynak: Kirli…

Bir Plak Gibi Dönüyor Gökte Mavilik * Edip Cansever

Bir plak gibi dönüyor gökte mavilikSesi aşağıda, çok aşağıdaÜstünde bir duvarın. DuvarsaDondurma yiyen bir çocuğun eli sankiTaşmış akıyorÖpüyor toprağı kanatan nar çiçeklerini. Öpülüyorum bembeyaz çimlerinde yalnızlığımınSonsuzluk yarın. Kaynak: Sevda İle Sevgi

Sevda Bir Ateş Buldu Sende * Edip Cansever

Sevda bir ateş buldu sende, eğilip öptü seniArtık kimse denizi bilmiyor. Dirseklerini masaya koyuşundan belliGelip geçen bir günü bitirmek istemediğiniSevda bir umut buldu sende. Ey bir yolcu listesinde bir ölüyü arayanArtık kimse gözlerini bilmiyor. Şunu imzalaBir mektup, bir telgraf alındısı değilUnutulmuş bir sevdadır kapısını çalanVe…

Beyaz Atlar Sulara * Edip Cansever

Benim yüzümde her şeyler varÜç dilim ekmek bunlardan biriAnnem bir taşa oturmuş bunlardan biriSur dışlarında hafif bir eskici olurOlur ya bir kendil olur biraz da elleriİnsan yalnız mı buna bir çare düşünmeli. Dün biraz ağlamıştım bunlardan biridir şimdiÇok gülünç bir şekilde kahveye giriyorumSorsam ya kapıdayken…

Belirsizlikler Iıı * Edip Cansever

Şöyle böyle bir günün kurcalanmasındanBir tırnak izidir nehir -yüzümde akan-Bulutlar bulutlar bulutlar -dudak izleri, beyaz-Ötede bir köprü üstünden geçeceğim birazdan. Ocaktaki çaydanlıktan bakıyor banaEkim ortalarında yağan karlardanBen köprünün üstündeyim şimdi -iyi mi-Camların buğusundan yapılmış adam. Geri çeviriyor bakışlarını ansızınBen köprüden geçtim gittim çoktanPekiNe olup bittiydi…

Ey * Edip Cansever

Bu böyle kimin gittiği? Sen dur ey!Belki de ellerimiz mi? biraz ince, biraz da çok kelimeli!Bu sanki niye durduğumuz mu? açıkken sevişme bölgeleriAy, pencere, göz! Siz git ey!Kim bilir neyi saldığımız bu da, yalnızlığımız gelYırtıcı kuşları mı gözlerimizin, onlar mı bu sürüylenYoksa onlar mı işte…

Tüfekkk * Edip Cansever

Alışılmış yerlerde alışılmış adamTuhaf adam, çok tuhaf adam, ya da bundan böyle tuhafBir tuhaflıktır ama doğrusuOmuza asılmış tüfekBir tüfektir her sokağın ucuSiyaha kapalı atPatladı patlayacakİçine dönük pencereSert adamTek kelimeAdının çıkardığı sesBir çekmece, bir kutuBir tüfektir bunlar doğrusuDopdolu bir tüfek.İskemle kendini saklar -böyle de şaka olmaz-Ansızın…

* Edip Cansever Yaşam Öyküsü

Edip CANSEVER 8 Ağustos 1928' de İstanbul' da doğdu. Kumkapı Ortaokulunda başladığı ortaöğrenimini, 1946' da İstanbul Erkek Lisesi' nde tamamladı. Girdiği Yüksek Ticaret Okulu'nu bitirmeden ayrıldı. 1950' de Kapalıçarşı' da turistik eşya ve halı ticareti yapmaya başladı. 1976' dan sonra ise yalnızca şiirle uğraştı. İlk…

Aaaa * Edip Cansever

Bir Süleyman gördüm hiçbir yanı kımıldamıyorOturmuş bir iskemleyePek de oturmuşluğu yok iskemle ayaksızO nasıl şey, bu adam soyut mu neBaksan bir ilgisi var elleriyleUzamış uzamış uzamış doğrusu elleriSevmeye domuzlanıyor gittikçeKonuştum konuşmuyorDürttüm dürtülmüyorKızdım, bir bıçak salladım karnınaAaaa!Yok yahu bana mısın demiyor Şaşırdım, yokladım kendimi iyiceBir çağ…

Uyanınca Çocuk Olmak * Edip Cansever

Siz ne iyisiniz, ben sizi bir şeylere benzetiyorum Bilmem bir testi, bir bakır sahan kolay mı sizinle Çok rahat bir gökyüzü mü var sizinle Güneş bir pazartesi olarak mı duruyor burnunuzda Yoksa bükülmüş bir nehir gibi mi küpelerinizde Siz küçük adıyla mı çağırırsınız sessizliği Öyle…

Bir Genelev Kadını Ve… * Edip Cansever

Girdi Sırtında eski bir ceket vardı Bir yerlerden sızmıştı sanki, gün ışığı gibiydi Sarışındı Önce bir süre kapının önünde durdu durdu Gölgelendi, inceldi, beni gördü Pek önemsemedim Baktı, hiç konuşmadı Oysa bir İsa tasviri gibi uçumluydu, güzeldi Yer gösterdim, oturmadı Bir sigara yaktım, ona da…

Ben Ruhi Bey Nasılım * Edip Cansever

I Gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda Gördüm ben bu yaşam boyu iniltiyi Büyük bahçelerin küçük içinde Saksılardan birinde Gördüm de Uyurken uyandırılmış gibi Beni bir sardunya büyüttü belki. O ben ki Bir kadında bir çocuk hayaleti mi Bir çocukta bir kadın hayaleti mi Yalnızca…

Adını Funda Oteli Koy * Edip Cansever

Adını funda oteli koy Aklından gelip geçen bir yazın Ve akşam güneşlerinde orda burda Bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda İnce ince gezinen turuncu adamların. Adını funda oteli koy Sevdamızın da adını Ayakları dibinde gün batımının. Ve ağzında binlerce güneşin tadı Dilinin ucunda yalnızca kendi…

Gül Kokuyorsun * Edip Cansever

gül kokuyorsun bir de amansız, acımasız kokuyorsun gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun dayanılmaz birşey oluyorsun, biliyorsun hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül gül kokuyorsun nefes nefese. gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle sen koktukca düşümde görüyorum onu…

Bitti O Sevda * Edip Cansever

Bitti o sevda kesildi çığlıkları martıların Su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti İtti kıyıyı adına deniz dediğimiz birşey Unuttuk ikimiz de her türlü yetinmezliği Kaybetti kumarda gözlerim Kaybetti kumarda gözleri. Bir kuru rüzgarlandı göğüs boşluğumuzda sanki Uzaklaştı ağaçlar birbirlerinden Yakınlaştı ağaçlar birbirlerine Yani her…

Adsız Bir Çiçek * Edip Cansever

Rengini dünyaya ilk defa sunanAdsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerimSevgilimBana 'sen bir şairsin' dediğin zaman. Yalnız sana yazıyorum bu şiiriİstersen bir şiir gibi okumaÇünkü her yıl yeniden yazacağım onuSoğuklar başlayınca havalanıpMillerce yol katettikten sonraGüneyi tadan bir kuşun sevinciyle. Ve yazmış olacağım bir deHer dönemde her…

Kavga * Edip Cansever

Sivridir ayakları bastıkça katı taşlara Kadınlar memelidir-Ya viski içelim ya bira Hayatta olmayan masalar vardır ya Tam işte onlar içinde bir masa Mike ile Jim'e söyle bu gece kadınlara. Mike kadın sevmez, onu kahveye bırakırız ayrıca Azıcık kağıt oynar açılır Okyanuslara Hayatta olmayan adalar vardır…

Bir Taş Atarsın * Edip Cansever

Bir taş atarsın, taş nereye düşerse Mutlaka bir köşebaşıdır Çünkü yüreğin daralmıştır ve kıştır Kullanılmamış bir sicim gibidir soğuk İşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır. Şimdi bir şamandıra denizin yüzünde Durulmamış bir anı gibi kendini salmıştır. İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğu Yalnızlık bir…

Pusuda * Edip Cansever

Konuşsam uzun uzun – dinler miydiniz – Lambayı söndürmeyin, böylesi daha iyi Sabahları yanan lambalar Örter gündüzü bir yandan Uysal, dikkatli bir göz gibi. Konuşsam uzun uzun Nar ağaçlarından, kıştan Bir atlı arabadan, çukurunun önünde Onca yaz artığını yığan. Konuşsam, sussam, tekrar konuşsam Bir evi,…