Gök Anlam * Edip Cansever

ben büyürüm ne zaman her yerde hep deniz olanayarısı kesik inceden bir parmaklaondan ki yaslısıyım durup durup sevmeninondan ki çoraklarda büyüdüm bir dilim tatlı kavunla. seni bir çare yaptım sana özendimbazı şiirler yırttım yenilerini edindim. geçtimse bir durumdan bir başka duruma hızlakanla ölümle değil bir…

Ruhi Bey ve Limonluktaki Yangın * Edip Cansever

Niye olmalı öyleyseAşk mutlu bir sürgünlükte. Üvey annemdi benim, ben sarışındımOn altı yaşımdaydım, sarışındımBulanık çıkmış fotoğraflar gibiydim, görünümsüzYalnızdım, karışıktımBeni tanıyan kimseler yoktuHiç yoktuİçime kapanıktımBüyük ağaçların altındaHavuzun kırık taşları arasındaBilemezdim mutluluk nedirBilemezdimAlıp başımı gitmek isterdimİsterdim ama, kalırdım Sanki kar yağışlarının ardından Uzun süren kar yağışlarının ardından…

Yerçekimli Karanfil * Edip Cansever

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimdeOysa ki seninle güzel olmak varÖrneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibiBir ağaç işliyor tıkıt tıkır yanımızdaMidemdi, aklımdı şu kadarcık kalıyor. Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işteSen de bir başkasına veriyorsun daha güzelO başkası yok mu bir…

Pesüs * Edip Cansever

Ben denizin kumları üzerinde durdumBir heykel tadında olan ve bunu geçenBir şekilde denizin kumları üzerinde durdumDurdum ki, şehrin son kalıntısı onu unutmak olsa gerekDiyordum. Ve bütün ayrıntılarından sıyrılmış bir düzlüğünAyrı bir nesne gibi, daha sonra daHiç görmediğim bir yaratık gibi üstüme gelmeye başladığıBir şey olsa…

Mendilimde Kan Sesleri * Edip Cansever

Her yere yetişilir Hiçbir şeye geç kalınmaz ama Çocuğum beni bağışla Ahmet Abi sen de bağışla Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda…

Medüza * Edip Cansever

Derin, sessiz, iyi böyleceGüz, ölülerini bırakan kuşlarYer kalmadı acıya ülkemizdeDerin, sessiz, iyi böyleceGün ortası alacakaranlık bakışlar. Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimizBiz o renksiz, o yalnız, o sürgün medüzalarAsar söylediklerimizi çeker giderizÜlkemiz, toprağımız, her şeyimizKıyısında camların bozbulanık rakılar. Çizeriz yeryüzünü kaygısız ayaklarlaYüzümüzdür bir yağmur ağırlığınca düşerSonra…

İnfilak * Edip Cansever

Ben gidince hüzünler bırakırımBu senin yaşadığındırBir ev sıkılır kadınlardakiBir adam sıkılır kadınlardakiSeni sevmek bu kadar mıO benim yaşadığımdır. Bazan da bir yerde kuşlar vardırNe uçmak, ne görünmek içinBir karanfil pencereyi delerBir kapı kendiliğinden kapanırİstesek sevişirdik, ama olmadıBiz değil yaşayan acılardır. Gitsem de her yerde biraz…

Aşkın Radyoaktivitesi * Edip Cansever

Aşkı duydum mu bir başıma kalıyorumKasıklarımı ovuyorum bir güzelEn küçükleri var ya ayak parmaklarımınİlk peşin onları görüyorum. Bir çelik mavisi damar tam da çenemin üstündeÇoğu zaman gün ışığında seçtiğimTıp tıp atıyor yüzümün kenarcığındaSaçlarım kapkalın geliyor elime. Gündüzün, ama tam gündüzün oluyor bu işKirlerim, pis kokularım…

Akdeniz Salgını * Edip Cansever

halikarnas balıkçısı'na I Öyle bir alaşımdır ki seninle denizBir açık denizBakınca hiçbir şey göremediğinGözlerini duyduğun yalnız Sözlerin var, dudak izlerin yok sözlerinde. II Denedin ki oralarda zaman olmayıŞimdi bir Akdeniz salgınısın senSonsuz bir otobüs yolcusu gibi, tam öyle gibiHer gün kırmızı bir bilet düşürürsün dişlerinden…

Dostlar * Edip Cansever

-Fethi Naci'ye- Geldin mi, iyiYollarından yürüyüşler sızdıran sonbaharBir tenhalığı eskisinden çok sezmeyiBakımsız bahçeler mi olur, büyük ahşap boş odaları mı olurNe olurEy bana sevmeme gücü veren güzellikEski bir kadını eski bir park kanepesinde bırakan sonbaharAldatılmış bir yüzü yağmur oluklarındaO yüz ki bir denizin tekrar tekrar…

Cüceler * Edip Cansever

Geceler geçmiyor ki, ağır ağır kalıyorHırçın! sızıyor camlardan deliCücelerse şarkı söylüyorlar mutfaktaDillerini çatallarıyla yırtarakKandan ve sinirden ürpertilmiş şarkılar. Yüzümü içime kırbaçlıyorum, korkunç yüzümüGülüyorum orda acıyaGülmüyorum bile acıyaÇok kollu bir deniz hayvanı gibiçıldırtıyorum onu şehvettenCüceler şarkı söylüyorlar mutfakta. İçelim ey cüceler, içelimVaktimiz var nasıl olsaDoğacak yeni…

Cin * Edip Cansever

Tapınırken bulduk kendimiziO sonsuz geceyeGece mi, değil mi, bir gece hayaleti mi belkiDolaştı durdu bizimleBütün gün dolaştı durdu veSindiBüyülenmekten arta kalan bir bitkinliğe. Sahi, o ölen kimdi. İlkel bir acı gibiDüşüverdi ilk bakış gözlerindenKaskatı. Ve belirdi sanki yüzündeGörünürdeki tek şey; daa sonra da olmakÇıkardı birden…

Cenaze Kaldırıcısı Adem * Edip Cansever

Bir ölü nedir ki bir ölüm nedirAcıyla kirlenmektir, acıya sevinmektir. Siz bilirsiniz, isterseniz biraz gecikirizGelmesine geliriz, birazcık gecikirizNe kadar gecikirsek o kadar iyiyizBen o kadar iyiyim. Bir zamanlar hamaldım, çelenk taşırdımEn güzel çiçekleri ben sırtımda taşırdımCaddelerden geçerdim, büyük vitrinlerin önündenSerlerden bahçelerden güne damlardımRenklere karışırdım, kentin…

Çağrılmayan Yakup * Edip Cansever

Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi YakupBunu kendine üç kere söylediOnlar ki kalabalıktılar, kurbağalarO kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdımBen, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekliDaha hiç çağrılmadımBiri olsun 'Yakup!' diye seslenmedi hiçYakup!Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayımVe içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyimCeplerimdeki eskimiş…

Buz Gibi * Edip Cansever

Aşk iyidir bakDuyumunu artırır insanınHele don gömlek sabahlarıTraş olacağını duyarsınYeni gömleğini giyeceğin gelirBir yeni biçim eklersin insan olacağaMasaya, merdivene, aynalı dolabaDerken ardından şıpın işi bir kahvaltıAmanın dersin bu ne delice gidişPaldır küldür açar mıydı fıstık ağacıİspinoz düşünür müydüDeli olan kaşınır mıydıKolların upuzun Walt Whitman'i okumaktanAğzın…

Borazan * Edip Cansever

Sizin bir çift göz olan o şeyleri taşıdığınız gibiBir borazan taşırdı, ta-tarata, ti-tiritiO çalmıyor muydu, olanca görüntüler ayaktaUzaklar, cins ülkeler onunla bir giderdiDaha gormedimdi ben oldum bittim öyle yürek canlısıAnılar mı, tez gelecekler mi, en güzeldi borazanlardaki. Kim sevdi, kim niye öyle, yansıtır dururdu bir…

Bir Meyhane Garsonu * Edip Cansever

İşteIsınmış parke yolun kokusuDemek ki ben mutsuzumTuhaf bir su içmişim de sanki içim görünüyorGözlerim buzdanİçimde yaz kırıkları. Eklemek gerekBüyümesi gibi bir salyongozunYıllarla değil, yıllarla değilSaniyelerle kıvrılmıştır kabuğum. Aynalıpasaj'ı geçtimGeçerken sağlı sollu aynalara baktım – her günkü gibi –Vitrinlere baktım, düğmelere, fermuarlaraYukardaki taş heykelciklere baktımBakmasam ne…

Bir Mektup Atanın.. * Edip Cansever

Bir mektup atanın o mektubu attktansonraki şaşkınlığıİzlemekse bir bakımaYol aldığını mektubununBakar dururum ben de ardından.Sana söylüyorum yalnızO ben ki her türlü bakışların tarihiniÖğrendim gözlerini hiç değiştirmeyen bir kaptandan.

Bir Gün.. * Edip Cansever

O 'bir gün'Yuvalanmış sanki içinizdeBuğulu cam tıpkıHiçbir şey görünmüyorBesbelli dışınızdan bakıyor size. Yokuş aşağı, yokuş yukarıDüzlerde, eğrilerdeYansır ondan size her ışıkBırakılmış bir bıçaktan döğüşte. Beklemek, avuntu–bir silah patladı uzakta–Yakında bir tel koptuDurmanın durgunluğu–yeterse–Sürsün bir süre böyle–ne çıkar–Emzirsin içnizi o sonbahar bulutu. Gelecekte, dediniz–ama ne zaman–Kim…

Bir Çiçek Sergicisi Der ki * Edip Cansever

Bin dokuzyüz on iki miydi, bin dokuz yüz elli iki miydiGüneşli bir öğle miydi, çiçekler gölgesiz miydiEllerim kirli miydiNeydiÇiçeklere su mu serpiyordum, bir karanfil çok mu uzaklardan gelmiştiBilmem kiBenim bütün yaşamımda hep karanfiller olmuşturHer zaman hatırlarımSanki bir karanfilden sürekli doğmuşumdurBin dokuz yüz on iki doğumlu…