Buğdayın Teni * Abdilkadir Budak

Arkama döndüm ki önüme geçmiş zaman Ah ben kurdun gözlerindenYakmayı denemiştim büyük ateşi.Sal halinde okyanusa açılmak düşlerindeAncak midye olarak saklamışım inciyi Neydim ben, ay sanatında yıldız kırıntısı mı?Neyse ki önüme geçmiş zaman, neyse kiBeynimden öğrenmişim taşın ağırlığını Herkes ötekine kapalı da ben açık mıyım?Penceremden giren…

Biten Bir Aşkın Belirtileri * Abdülkadir Budak

Doğaldır ki sular çekilir önceKirlenmeye dönüş, kaldığın yerdenİkinci belirti: Omzunda puhuÜçüncüsü: Raydan çıkmış bir tren Yüzlercesi var da, birisi var kiBiten bir aşkın diyorum acıldı belirtisiAçlığın sınırında, iflas yakındırKüçük esnaf, veresiye defteri Anadolu kentinde bir İstanbul vapuruŞaşkın sular, kör iskele, yolcularEvet bunlar da olacak, çok…

Babalar ve Oğullar 2 * Abdülkadir Budak

Baykuşu ezberledim, yarasalar edindimBana örenler gerek, karanlık mağaralarGebe kaldı sessizliğim çığlığı doğuracakBabalar ve oğullar! Babalar ve oğullar! Şiddeti seçiyorum, uyguladılar çünküSoyumuz içilmedi, ürün vermedi tarlalarRuh depremi enkazından birlikte çıkarıldıBabalar ve oğullar! Babalar ve oğullar! Çelik zırh siparişi verdim duygularımaArtık alıştım buna girdiğim her göl kanarKötü…

Ağrı * Abdülkadir Budak

Dağından söz edecektim, bu beni aşarAğrımdan söz edeyim, kapalı anlamımdanGeniş görünen evdeki odanın darlığındanBen burada sahiciyim, büyük hayallerKurmayı unutalı yüzyıllar olduEvin oğlu yama gibi duran balkondurEvin kızı bir merdiven boşluğu Bu evin toplamı dört kişiden ibaretDeğildir işte, size öyle geliyorBu evin toplamı ıssızlıklardanYazmak bana düşüyor,…

Yanlış Anka Destanı – 03 * Abdülkadir Budak

3.Uzun bir öyküdür, anlatanı bulunmalıBir dizeyle özetlenir: Koklanmayan gül üşürAma açmalı onu, birazcık kanatmalıŞiiri, sevdayı içerir öyküYolcu düşkünü hanları Söz düşmez hancıya, o ne bilir kiBir acı şiirle nasıl örtüşürYüzünü ayaz mı yalamış, hancıHer zaman bir sıcaklığı öpmüştür Yolcumu ki toz tadını tanısınHancıdır o, bu…

Üç Şiir Daha Yazarsam * Abdülkadir Budak

Üç lambam daha olacak üç karanlığımÜç konuşma vaktiÜç defa susacağım Üç uzman çarşıdan acemi alışverişFırat'a akmayı öğrenmek gibiÜç şiir: Derindeki yüzeyi… Mezar başında yapılan yaşamak konuşmasıÜç öbek nilüfer üç kirli havuzKanat yanılsaması Üç şiir; tamam!Üç sanık sandalyesiVe üç yargıçsam…

Nil Nehrine Dökülüyor Afrika * Abdülkadir Budak

Kendime bakıyorken bir tanım buluyorum Nil'in yeri büyüktür elbette Afrika'dan Bu buluş bana ait diye seviniyorum Oh savaş bitti derken – bana böylesi yakışır – Rastlıyorum adıma bir kılıç anısında Yine beni buluyor acemi fotoğrafçı Gövdemi çekiyor yalnız, ruhum kare dışında Bayram günü alınmıştı, bisikletim…

Mermer Öğütmek * Abdülkadir Budak

Sözcüklere can ver Tanrım! Bak işine karıştım Çöple selamı kestim, altın tozuylaİkindi lambasıyım, ne ışıtırsamŞiir: Leoparın derisinde kuş resmiOlarak duruyor, artık yazmasam Deri değiştirme tarihi geçmiş bir yılanYazarken dikkatimi çekiyor hep nedenseBenden önce nasıl düşer ayışığı kuyuya?Hem mermer hem değirmen olunan yerde İnsan ölümden önce…

İmzasız Gül * Abdülkadir Budak

İmgeydi gül, kan sızdıran yerinde Bahçıvan ekmeği bahçe düşleri Uzun yol sürücüsü, otel kâtibi Kıskançlığın alfabesi örneğin Sözgelimi bir cinayet nedeni İmgeydi gül derin avcı izinde Ezilmiş ceylan bakışı imgesi İmgeydi gül, elyazması kitaptı Sığ okumaların göremediği Gül imgesi sırı dökülmüş ayna Nasıl göstersindi inceliğini?…

* Abdülkadir Budak Yaşam Öyküsü

?Şiirin kendi dilinden başka bir dile, başka bir ifade biçimine ihtiyacı yoktur. Tanımı da, varoluş sebebi de kendi içindedir. Şairin derdini, meselesini, neyi koymak ya da neyi silmek istediğini şiirlerinden çıkarmak gerekir. Kendimden örnek verecek olursam, poetik belirleme ya da ipuçları anlamında “Üç Şiir Daha…

Kırgın Arkana Bakma * Abdülkadir Budak

O şehrin salıncakları düşürdü çocukları İtfaiyecileri sözleştiler yangınla Irmağının kıyısına çadır kuramam artık Elimi uzatamam kapı tokmaklarına Çarşafları kirli artık, yatamam otelinde Çaylarını içemem bildik park kahvesinin Irmağının kıyısına çadır kuramam artık Halam beni bir daha o şehre beklemesin O gün düşürdüm cebimden, getirmesin bulanlar…

Aşk Var * Abdülkadir Budak

Yıkandım, bütün sular tenime değdi Atlasıma yeni dağlar ekledim Yeniden tasarladım kitabımın kapağını Seni sevdim, yazdıklarım aşka ilişkin Bana yeni incelikler kazandıran sevdanın Sularında yüzüyorum, ruhuma değiyor sular Evet seni sevince öyle oldu, şaşırdım Dallarımda zerdali, yelkenimdeyse rüzgâr Kırgınlığa uyaklı şiirler yazıyorum En az kırk…

Sevdanın Son Kerem'i * Abdülkadir Budak

Yanlış düşler içinde dalgın dalgın yürüyen Başını çarpıp kanatan arasıra gerceğe İki de bir karıştıran ağaçta Bir dal mı olduğunu yoksa yaprak mı Yoksamaya çalışan alaycı bir ormanı Sensin toz kumaşlı giysiyi seven İnce bir uğultunun küçük kardeşi Sevdanın son Kerem'ine benzeyen Seni bir yerlerden…

Kazı * Abdülkadir Budak

Koklanmayan gül üşürAyak sesi duyulmayan oda darsevgisizliği deneKar kar İn derinlere korkmaSürsün kazıBir zaman sonra göreceksinAcının köklerinde sevincin ağzı Kaynak: Geçti İlk Yaz Denemesi -1978

Gizli Cam Parçaları * Abdülkadir Budak

Şehrin ortasındaki kır çiçekleriUsulca çekildiler geldikleri yerlereKapatsak da olur artık camlarımızıBalkonumuza serçeler beklemesek de Şehrin ortasındaki kır çiçekleriÇekildiler diyorum Metin Abi örneğiAh hepimiz oluyoruz giderekİntiharların çünkü biçimleri değişti Büyük kalabalıklardaki yalnızlık intihardırGörkemli caddelerin açılması uçurumaYapma çiçekler götürmek sevdiğimizeYazmamak intihardır duyumsayıp da Kesen bıçak değildir insanın…

Babam ve Mehtap * Abdülkadir Budak

Şimdilerde yitirilmiş esin yeriydi mehtapGünümüzün şairlerinin küçümsediğiHiç unutmam ben bir kadın görmüştümSaçların, bacakların mehtaba değdiğini Olsun varsın, gecikmiş bir oğuluAzarlasın babası, dövsün belki deMehtap dördü katlanmış kağıt olarakŞiir biçiminde dönerdi eve Günümüzün şairlerine benzemiyorumBu yüzden uzun sürüyor bendeki akşamMayınlı babadan geçerek kağıtlaraYine o kadını, mehtabı…

Aşkım ve Ülke * Abdülkadir Budak

Ülkem kötüye gidiyor bendeki aşk iyiyeBir yanda aymazlığım çılgınlığım bir yandaÇölde çiçek açıyorken kopuyor dalından yaprakAynı anda yaşıyorum iki değişik duyguyuAşk bahsinde cesurumÜlke bahsinde korkak Ülke diyorum uçurum, aşk deyince köprülerBirine düşüyorken tutuyor beni ötekiDengelemek konusunda yetersiz kalıyorumAşkımı ve ülkemi Kolay mıdır suları ateşlerle söndürmekElinde…

Hayatta Ben En Çok Annemi Sevdim * Abdülkadir Budak

Can Yücel'e nazire Ona göre baştan beri iflâh olmaz biriydimBabam korkuydu bana, annem yürek serinliğiEn sevdiği oğluydum -bana hep öyle gelirdi- Uzun avcı öykülerini ilk ondan dinlemiştim Hayatta ben en çok annemi sevdim Sözümona büyümüştüm, ekmek getirirdim eveAnnem öldü, düşüyorum, koptu salıncağın ipiAnahtarsız bir kilide…

Ev Zamanı * Abdülkadir Budak

1. Büyük istasyonlardaki büyük vedalar içinTrenler uzun bekler güzel bir gelenektirBüyük istasyona benziyor artık bu evTren bir yolcu daha edinecek demektir Bulunduğum ruh halinden şöyle bir bakıyorumŞu odanın biçimini alan ben değilim sankiŞu mutfağın çeşmesinden akmamışım su yerineSofrayı donatmamış oturmamışım balkondaÖzellikle çocuklara sarılıp baktığım zamanOlduğumdan…

Düşmanımın Sayısı Üç * Abdülkadir Budak

Tabutuma ilk çiviyi kim çakarDoğrusu bunu merak etmiyorum daİlk kim merak eder ayakkabı numaramıÜstelik dünyayı yürümelerdenKurtulduğum sırada Ayakkabı numaram kalacak, biliyorum Ayaklarım değil de İlk kim anar adımı yas günlerindenÇıktıktan hemen sonra ve de lanetleÜçten fazla düşmanım olmadı benimUğraştım, indiremedim sayıyı bire Düştüğüm kalacak, bunu…